Futbolumuzda oldukça sancılı geçen, neredeyse geride enkaz bırakıldlığından söz edilen 2021-22 sezonundan elimizde kalanlara baktığımızda en akılda kalanının; altı olan İstanbul takımlarının, alt ligden Süper Lig'e yükselen üç takımdan ikisinin İstanbul takımı olarak ve bu sezonda Süper Lig'de mücadele edecek olmasıdır.
Futbolumuzda oldukça sancılı geçen, neredeyse geride enkaz bırakıldlığından söz edilen 2021-22 sezonundan elimizde kalanlara baktığımızda en akılda kalanının; altı olan İstanbul takımlarının, alt ligden Süper Lig’e yükselen üç takımdan ikisinin İstanbul takımı olarak ve bu sezonda Süper Lig’de mücadele edecek olmasıdır.
Bir anlamda hep sözünü ettiğimiz İstanbul ve Anadolu takımları olarak ikili gruptan söz edilirdi. Her ne kadar, bu sezonun Şampiyonu Trabzonspor, işine geldiğinde Anadolu takımı olarak kendinden söz ettirse de, çoğu zaman, şampiyonluklar kazanmasıyla dördüncü büyük olarak tanıtılırdı.
Yeni sezonda Süper Lig’imiz İstanbul takımları ve Anadolu takımları olarak iki grupta adlandırılmaya başladılar çoktan. Yazmıştım, eski Anadolu takımları ile şimdikiler arasında hem maddi güç, hem de kadro zenginliği açısından oldukça artılar vardı. Şimdikiler, Lig’e daha hazır geliyorlar ve maddi güç, kadro zenginlikleri açısından, İstanbul, Anadolu ayırımını hiç hissettirmiyorlar
Bu durumda yeni sezonda neler olacak, nasıl bir lig mücadelesi izleyeceğiz göreceğiz.
Başlıkta yazdığım sözcüğü son haftalarada sık kullanır olmaya başladım. Bunu geçen haftaki yazımda; “İstanbul’da yabancı olmak ağırıma gidiyor” olarak kullanmıştım. Şimdi ise ulusal arenalarda kendini gösterenfFutbolumuzun düştüğü durumdaki rahatsızlığımı dile getirmek için kullandım. “UEFA Avrupa Uluslar C Ligi 1. Grubu’nda olmak ve burada aldığımız sonuçlara bakarak kendimizi başarılı göstermek çok ağırıma gidiyor”
Evet C Ligi 1. grubundayız ve bu sıralarda maçları devam eden B Grubuna yükselebilmek için C Ligi 1. grubu maçlarına başladık. İlk karşılaşma Fareo Adaları maçında 4-0 galibiyetle. sonra deplasmanda Litvanya ile karşılaştık, 6-0 galibiyetle sahadan ayrıldık.
Takımımız asla bizim sınıfımızda olmayan takımlar karşısında iyi mücadele etti ama,
bu grup karşılaşmalarını çok başarılı bulan, havalara uçan TFF Yönetim Kurulu temsilcimiz ve Stefan Kuntz yönetimindeki Teknik Kadromuz ve hala ne oynadığı pek de belli olamayan futbolcu kadromuzla bu karşılaşmalarımızda sergilediğimiz mücadelemiz sonraki grup takımları için yeterli mi, şüpheliyiz. Bana göre pek de yeterli görünmedi. Öncelikle bu grupta aldığımız bol gollü galibiyetler bizi pek da kandırmasın. İlk iş olarak bu grup ve sonraki gruplarda daha çok yolumuz olduğunu asla unutmamalıyız. Ama, Stefan Kuntz ve TFF Milli Takımlar sorumlusu Hamit Altıntop’a göre başarı olarak gösterilen bu durum umarız erken sevinmenin getireceği hayal kırıklıklarına yol açmaz. Ayaklarımızı daha sağlam yere basmalıyız ve mantalite olarak çok daha büyük düşünmeliyiz.
Yine gördüğüm kadarıyla teknik direktörümüz, hem kadro mühendisliği hem de ileri stratejiler konusunda pek de büyük düşünmüyor.
Şu an karşılaştığımız C Ligi 1.grubu takımları bizim Ulusal Takımız seviyesinde asla değiller. Eskiden bu takımlar, genelde antrenman veya hazırlık karşılaşmaları için tercih ettiğimiz takımlardı. Hızla seviye atlamamız ve ona göre bir strateji planlamamız gerekecek. Ben Stefan Kuntz’un bu düşüncenin oldukça uzağında olduğunu düşünüyorum.
Bu grupta daha beş maçımız var ve aynı puan ile ikinci durumdaki Luxenmburg ile daha oynamadık..
Ulusal Takımımız, bu anlayıştaki teknik ekip ile ve TFF yönetimiyle kendini geliştirerek bir üst seviyelere çıkabilme konusuna pek hazır gibi görünmüyor. Avrupa’nın en zayıf takımlarının oluşturduğu UEFA Uluslar C Ligi, 1. Grubunda oynadığımız iki karşılaşmadaki sonuçlara başarılıyız diyorsak, mantalite olarak seviye atlamaya henüz pek hazır değiliz diye düşünüyorum.
Yeni seçilecek TFF ve Kurullarıyla ve onların getireceği özerk anlayışın etkin olduğu, iddialara göre uzaktan telkinlerle belirlenen Ulusal Takım oyuncu seçiminden kurtuluruz. Ulusal Takım olarak C Ligi grupları seviyelerinde mücadele etmeye mahkum olmayız inşallah.
Umarım bu sıralarda yapılacak TFF ve Kurulları seçimi sonrasında bu yanlışların farkına varılır ve baştan aşağıya bir değişim olur.