Bir köşede "dönmek" için yazmıyorsanız...
O köşe size ve namusunuza emanet edilmiştir doğru yazacak, şaşmayacaksınız.
Diyelim ve başlayalım.
Efendim bir önceki yazımda güzide spor medyamızın, nadide mensuplarını! kaleme almıştım.
O yazım sonrası bana sevgilerini ileten nadide spor gazetecileri! oldu.
Şu kadarını söyleyeyim çok memnun oldum.
O yüzden kalemini hanuta tahvil etmiş, sözde gazeteci ama PR’cı ve menajerleri daha sık yazmaya karar verdim.
Anlayacağınız hodri meydan.
Bu arada ben gazeteci-menajerlere işaret ederken, beni doğrulayan gelişmeler de yaşandı.
Yıllardır spor medyasının içine sızmış aslında kerameti kendinden menkul bu safralardan ikisi arkalarında kargaları güldüren açıklamalar yaparak artık spor gazeteciliği yapmayacaklarını ve kariyerlerine! menajer olarak devam edeceklerini açıkladılar.
Sanırsınız ki bu süreçte başka bir şey yapmışlar gibi!
Aslına rücu edenlerin her geçen gün artarak çoğalması dileğiyle.
***
Çuvaldızı bir kenara bırakıp ülkece katılmak yerine bir kez daha seyircisi olduğumuz Dünya Kupasına dair yazalım.
Akredite olduğum, yerinde izler, yorumlar dediğim ama şu aralar ekran başı izleyicisi olarak kaldığım Dünya Kupası’nı yazmak hal böyleyken hakikaten hiç tat vermiyor.
O sebeple gazetemiz sayfalarında maçları okuyor ama o maçlara dair yorum bulamıyorsunuz.
Umarım bunu bir eksik olarak saymazsınız.
Kupaya gelirsek.
Gruplarda son maçlara geliyoruz ve son 16’ya kalan, kalacak ve kupaya veda eden ile edecek takımlar az çok ortaya çıkmış durumda.
Bu ortaya çıkan tabloya baktığımızda ise galiba en büyük sürpriz Arjantin’in elenmesi olacak gibi duruyor.
Hala bir favorimin olmadığı kupanın finalinde kim olur açıkçası bugünden onu da kestiremiyorum.
Bu tip organizasyonlarda herhangi bir ülkeye sempatizanlıkta duymayan biri olarak iyi olanın kazanması temennisinden öteye de gidemiyor ve keşke Rusya’da biz de olsaydık diyorum.
***
Fenerbahçe ile bitirelim.
Sarı-lacivertliler her ne kadar bizler öncesinden yazsak ta büyük gizlilik içinde yürüttükleri çalışma sonrası yeni sezonda görev yapacak teknik direktörünü Phillip Cocu olarak belirledi.
Teknik direktörlükteki tek deneyimini PSV'de yaşayan ancak Hollanda’nın güçlü ekibini çalıştırdığı 5 sezonda 3 kez lig şampiyonu yapan son 4 sezonda da 3 kez zirveden indirmeyen Cocu, PSV'de 1 kez Hollanda Kupası, 2 defa da Hollanda Süper Kupası zaferi olmak üzere 6 kupa elde etti.
Buradan bakınca başarılı diyebileceğimiz 47 yaşındaki teknik adamın olası Fenerbahçe performansı için birileri şimdiden gaybdan haber vermeye başlamış olsa da bence şimdiden ne denilse boş olacaktır.
Bekleyip göreceğiz ancak Guus Hiddink ve Dick Advocaat'tan sonra sarı-lacivertilerin tarihinde ki 3’üncü Hollandalı olacak Cocu’nun işi mevcut Fenerbahçe düzeninde hiç kolay olmayacak orası bir gerçek.