Bunca dert başımızdayken magazin ve magazin programları da bir o kadar gereksiz değil mi?
Çok değil daha geçen hafta yazımda, Instagram konserlerinin ne kadar keyifli olduğunu yazmıştım. Ki hala aynı fikirdeyim! Ama sevgili Seren Serengil benim ile aynı fikirde değilmiş. Yok efendim ‘’Ne gerek varmış? Kim izlermiş?’’ Böyle günlerde insanlar gerginmiş, hastalıkla uğraşıyormuş. Kimse onlardan konser beklemiyormuş. Falan filaaan… O zaman Seren’ciğim; bana da otomatik şu soruları sorma hakkını vermiş oluyorsun… Bunca dert başımızdayken magazin ve magazin programları da bir o kadar gereksiz değil mi? Millet korona ile uğraşıyorken, kim sabah sabah seni izlesin? Sen neden bu kadar rahatsız oldun? Sonuçta konserler, televizyonda dayatmalı izleyin diye yayınlanmıyor ki… İstemeyenin haberi bile olmaz. Seren; bir eleştiri yapıyorken, kendine hiç bakmıyor. Söylediğinin ucu ona dokunur mu, dokunmaz mı diye düşünmüyor. Ya da esas rahatsızlığını bizimle paylaşmıyor.
Çok dertliyiz çoook!
Dertsiz insan olmazmış. Şimdi eve kapanınca dertler bitti mi sandınız? Tabi ki hayır… Eee dert dediğimiz şey mezarda bitermiş. Zorunlu evde geçen hayatlarımız, bize yeni yeni dertler getirdi. Hani şu Amerikan filmlerinde hep izlerdik. Evden çalışıp para kazanalar vardı ya... Hah şimdi o furyaya biz de adapte olmaya çalışıyoruz. Filmlerde izleyince kolay, eğlenceli görünüyordu. Ama iş başa düşünce gördük ki davulun sesi uzaktan hoşmuş. Başımızdaki her gün ‘’Ne pişirsem?’’ derdini de unutmamak lazım. Pasta, kek, börek tarifleri Google’da en çok arananlar arasına girdi. Ahh ahh şu kadınların derdi biter mi hiç? En büyük sorunlarımızdan biri de gelen dip boyamız. Alın size büyük bir mesele daha… Bu saçlar şimdi nasıl boyanacak? Sosyal medyanın da zaten eski tadı yok. Paylaştığımız fotoğraflar şimdiden tekrara düştü. Sürekli ‘’tbt, tb’’ nereye kadar? Her akşam ‘’Ne izlesek?’’ derdi de başlı başına problem. Allah’tan Netflix var. Akıl eden ne dua alıyor şimdi, haberi yok. Sona sakladım ama esas en dertliler başka! Onlar her sabah evden koşar adım çıkıp, güya işe giden beyler. Acaba şimdi onlar ne yapıyor? Sevgili eşleri ve çocuklarıyla tüm gün evde… Beterin beteri var.
Değişmeyen değişim...
Korona her şeyi değiştirdi. İşimiz, hobilerimiz, alışkanlıklarımız daha bir dolu şey... Böyle devam ederse değişmeye de devam edecek. Peki tüm bunlar değişir de ikili ilişkiler değişmez mi? Aslında buna değişim demek az kalır. Tepe taklak oldu, desek daha doğru olur. Şu korona günleri bazılarına olmayan sevgililerinin bile kıymetini öğretti. Helvasını kavurup yedikleri eski sevgililerini arayanlar var. Tövbe billah dönmem dediği adama, dönen kadınlar hiç de az değil. Bazıları içinse durum tam tersi. Onlar; emekli kocalarını, sürekli kahveye gönderen kadınları şimdi anladı. Hiç olmadığı kadar dip dibe olan ilişkiler şimdiden error vermeye başladı.İşin aslı astarı; şu 40 günde, 40 yıldır evliler bu kadar bir arada değildi. Çok muhabbet tez de olmasa boşanma düşüncelerini arttırdı. Korona günleri bittiğinde, adliye koridorları daha kalabalık olacak gibi görünüyor.