Yıl 1977… Bundan tam 41 yıl önce CHP, Elazığ'dan 2 milletvekilini Meclis'e göndermeyi başarmıştı. Bunlardan biri Celal Ertuğ diğeri ise Faik Öztürk'tü. Ardından geçen 41 yılda da bir daha vekil çıkaramadı, CHP ta ki bu yıla kadar…
Faik Öztürk’ün geçtiğimiz günlerde sürpriz bir misafiri vardı. ‘Hangi partiden olduğu önemli değil, büyüklerimizi unutmayız ve unutturmamalıyız’ diyerek köyünde ziyaret eden Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz… Elazığ’daki bu muhteşem buluşmaya tanıklık etmek bir haberci açısından son derece önemli... Hem haber değeri, hem de insani yönüyle unutmayacağım anlar oldu.
Dile kolay tam 41 yıl vekil çıkaramadı CHP. Merak ettim, 41 yıl önce Meclis’e giden bu vekil kim? Şimdilerde ne yapar, nerededir? Kısa bir araştırma yolumu, ünü Elazığ sınırlarını çoktan aşan ve bugün 81 yaşını süren CHP eski milletvekili Faik Öztürk’ün yaşadığı Elazığ’a 90 kilometre uzaklıkta bir köye çıkardı.
Aslında Ankara’da yaşıyor ailesi ile birlikte ama, onca yıl hasret kaldığı şehrin gürültüsünden uzakta, dede, baba toprağına gitmiş. Siyaset yıllarında özlem duyduğu topraklarında hasret gideriyor bugünlerde… Konuşunca bunu daha iyi anlayabiliyor insan, Faik beyin gözlerindeki ifadede…
Hava yolu şirketlerinin Elazığ seferlerini araştırıyorum, oldukça az uçuş var Elazığ’a.. Dolayısıyla yer bulmak bir hayli güç.. Bunu da buradan duyurmuş olayım.
Bulabildiğim bir öğlen saati uçağı ile Elazığ’a gidiyorum. Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz’ın ev sahipliğinde yola çıkıyoruz. Aradığım, herkesin merak ettiği milletvekiline başkan Yanılmaz’ın desteği ile ulaşıyorum. Bir yaylaya geliyoruz. Yayladaki üç katlı evinin kapısında beyaz saçlı, mavi gözlü, yakışıklı bir adam karşılıyor bizi. Yayla havasından olsa gerek, insanı bu kadar dinç ve genç tutuyor.
Başkan Yanılmaz ile Faik Öztürk birbirlerine sarılarak selamlaşıyorlar. Karşılıklı sarf edilen güzel sözlerin ardından başlıyoruz sohbete… Öztürk’ün ilk ifadeleri, bizi de son derece mutlu eden sözler oluyor:
“Özel çaba harcasaydım, böyle güzel bir buluşma olamazdı… Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Beni çok mutlu ettiniz.”
Sohbete soru cevap devam ediyoruz:
Devam ediyor Öztürk, “Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ’da birinci partiydi, 1977 yılına kadar… 1957 yılında çoğunluk sistemi vardı... Çok oy alan parti, milletvekillerinin tamamını çıkarırdı. 1973 yılında milletvekili olmayı denedim, ama o yıl listeye giremedim. 1977 yılında tekrar aday oldum. İnsan söylemek istemiyor ama ne yazık ki, o dönemde de CHP’nin kadın kolları, gençlik kolları, il ve ilçe başkanları hepsi benim aleyhime çalıştı. Ama halk beni tercih etti.”
Sonraki yıllarda ne oldu da bir daha milletvekili çıkaramadı CHP?
CHP örgütlerinin vurdum duymazlığı, tembelliği, bu nedenle de halk başka arayışlara geçiyor. Şimdi diyor, ‘Gölge varken güneşte niye dursun halk gölge arar.’
İttifak olmasaydı Gürsel Erol 41 yıl sonra da çıkamazdı…
Gürsel Erol benim Diyarbakır Dicle Köy Enstitüsünde birlikte okuduğum arkadaşım Zeynel Erol’un oğludur. Bir gerçeği göz ardı etmeyelim. İttifaktan ötürü seçilmiştir. MHP 48 bin, CHP 35 bin oy aldı… Saadet Partisi ve İYİ Parti oyları ile 55 bin civarına yükselince CHP’nin oyları Milliyetçi Hareket Partisi’ni geçmiş oldu... Dolayısıyla ittifak olmasaydı Gürsel Erol çıkamazdı.
‘CHP eski CHP değil’ diyorlar ne dersiniz?
Bunun için çok zeki olmaya gerek yok, ya da büyük politikacı olmaya hiç gerek yok. Her şey ortada. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dokuz defa seçime girdi kaybetti. Yetiyor bana göre, bırakması gerekir partinin liderliğini. Hem parti açısından, hem de kendi kişiliği açısından bırakmalı. Yapışıp kalmamalıdır koltuğa, tadında bırakmalı, halk bunu ve bu yaptığını tasvip etmiyor zaten, bunu da başka partiye oy vererek gösteriyor. ‘Bize oy vermiyorlar’ diyor ya, siz oy almasını bilmiyorsunuz. Şu anki mevcut CHP yönetimi başarısızdır. Muharrem İnce’yi tanımam. Koskoca Türkiye’de Kılıçdaroğlu’nun yerine geçecek bir lider yoksa yazıklar olsun. Cumhuriyet Halk Partisi’nin adı bile yüzde 20 oy alıyor. Herkes hizmeti kadar şefaat bulsun. Ama bırak artık. Kaddafi, Saddam zamanında bıraksaydı sonları böyle olur muydu? Halk istemiyorsa bırakacaksın.
Bülent Ecevit benzetmesi yapıldı zamanında, gerçekten benzer yanları var mı?
Tek kelime ile hiçbir ilgisi yok diyorum. Rahmetli Ecevit ile aramız çok iyiydi, birbirimizi çok severdik, hem severdim hem de saygı duyardım Ecevit’e… Dört dörtlük bir liderdi.
Bülent Ecevit’e Nevşehir’de bir saldırı olmuş orada silahınızı çekip onu koruduğunuz konuşulur hep, bunu biraz anlatır mısınız?
Utana sıkıla yaptığı iyi şeyleri anlatmakta zorlandığını söylüyor Faik Öztürk, ama ısrar edince ‘Peki anlatayım kızım’ diyor.
15. Dönem Nevşehir milletvekilimiz Zeki bey bakkaldan alışveriş yaparken öldürülüyor, bakkal da öldürülüyor. Bunun üzerine parti olarak Ecevit ile birlikte toplanıp otobüslerle Nevşehir’e gidiyoruz. Zeki Beyin cenazesini alıp camiye götürmek üzereyken birden dört bir yanımızdan ateşe tutuluyoruz. Sonradan anladığım öldürme kastı yok, sadece korkutmak, provokasyon amaçlı saldırı yapılıyor Ecevit ve ekibine... Gerçekten ateş edilse, hepimiz ölmüştük. Tabi herkes kaçıyor. Ben bir bakıyorum Bülent Ecevit meydanda tek başına kalakalmış. Ruhsatlı silahımı çekmiştim zaten, havaya elimi kaldırıp hemen liderimin yanına koşuyorum onu kolundan tutup ‘Yaklaşmayın’ diyerek karşımızda duran astsubay orduevine hızla sokuyorum. İşte orada, beni Bülent Ecevit, eşi Rahşan Hanıma anlatırken memnuniyetini görüyorum. Tabi partililer, milletvekillerimiz bu yaptığımı kahramanlık olarak görüp beni alkışlıyorlar, ondan sonra böyle anıldım bu olayla ile…
HALK KADAR GÜÇLÜ BİR SİLAH YOK
Elazığ 11 ilçe, 587 köy 11 mezraya sahip bir il. Yüzde 95’ini gezdim. Milletvekilliği adaylığım sırasında maddi durumu en kötü olan bendim. Rakibim on beş araba ile seçim gezisine çıkardı. Ben dolmuş ile gezerdim. Bir gün yine öyle Keban’a gitmek üzere minibüse binip gitmiştim. Rakibim özel arabalarla gelmiş, hepsi çok kalabalık, ben tek başıma. Seçimi ben kazandım o kaybetti. Yani halk çok önemli, halk kadar güçlü bir silah yoktur.
Cumhuriyet Halk Partisi... Geliyorlar mı, sizi arayıp soruyorlar mı?
CHP’de vefa diye bir şey yok... Ahde vefa hiç yok… Görüyorsunuz 16 yıldır burada yaşıyorum. 16 yılda 16 dilekçe verdim yolumun yapılması için. Söz verenler oldu, ama sözünü tutan, ilgilenen hiç kimse olmadı. CHP’de kaç milletvekili varsa, o kadar görüş var. Gerçeği söylemek lazım. Bizi eski kafa olarak görüyorlar onlar her şeyi iyi biliyorlar, bize ihtiyaçları yok.
Ecevit, Erbakan, Feyzioğlu, Demirel… Bu liderler ile çalışmış bir politikacıyım. Liderler birbirlerini eleştirebilirler ama Meclis’te hiç bizim zamanımızda küfür edilmemiştir. AK Parti 16 yıldır iktidarda, halk oy veriyor, özellikle ricam Meclis’te daha dikkatli olmaları. Bu tür olaylara imkan vermemeli. AK Parti Belediye Başkanımız Elazığ’da iyi işler yapıyor. Halk seviyor ve oy veriyor. Her şey halkın elinde.
Başkan Mücahit Yanılmaz araya giriyor:
“Değerli bir parlamenterin şehrimizde yaşıyor olması bizim onur kaynağımız, ihtiyacı olduğu her konuda yanındayız. Burada bir ailesi var.”
Başkandan sözü aldık:
“16 yıldır yolu olmayan bir yaylada yaşayan CHP’nin 41 yıl önceki milletvekili Faik Öztürk’e, “Hangi partiden olursa olsun, partisinin bizim için bir önemi yok. Eski bir parlamenter toprağına dönmüş, toprağına sahip çıkan biri. Yolu yapılmalı bu konuda gereken desteği vereceğiz. Faik Öztürk bizim için değerlidir, ne gerekirse biz yapmaya hazırız.”
Türkiye’de en büyük israfın beyin gücü olduğuna dikkat çeken Başkan Yanılmaz, “Ankara’da parlamenterlerin, eski müsteşarların, hakimlerin, savcıların daha önce ülkemize emek vermiş çok değerli insanların olduğunu, ama bunlardan yararlanılmadığını, unutulduğunu görüyoruz.” diyor.
Ve ahde vefa göndermesi yapıyor:
“Bu bizi üzüyor. O değerli isimler ülkemizde yıllarca görev yapmış. Ama gelin görün ki, yeni göreve gelen gençler bir kez fikir almak için, gönül almak için ziyaret etmiyor, hal hatır sormuyor. Ahde vefamız hiç yok. Böyle değerli bir parlamenterin şehrimizde yaşıyor olması bizim onur kaynağımız. Tekrar ediyorum, ihtiyacı olduğu her konuda yanındayız, burada koca bir ailesi var. Her zaman da yanında olmaya devam edeceğiz.”