Konu namussa akan sular durur. Ahkamlar kesilip, mangalda kül bırakılmaz.
Namus cinayeti haberi okumadığımız gün yok. Acımadan adam öldüren biri bile “namus” desin bitti. Mahkemelerde hafifletici sebep. En büyük ceza indirimlerinin klişe kelimesi. Özellikle son zamanlarda sözde namus bahanesi ile ne çok vahşet haberi okuduk. Ne akıl almaz görüntüler izledik. Berkay ve Arda Turan’ın arasında aylar önce tüm basını meşgul eden bir olay yaşandı. O olayda da ağızlardan düşmeyen kelime namus… İddialara göre Arda Turan, Berkay’ın eşine sözlü tacizde bulunmuştu. Sonrası yaşananlar her gün okuduğumuz 3. sayfa haberleri kan, şiddet, göz yaşı… Berkay darp edildi, burnu kırıldı, hastane koridorlarında silahlar çekildi. Olay mahkemede son buldu. Ve bu hafta karar çıktı. Arda Turan taciz suçundan beraat etti. Ama ruhsatsız silah bulundurma ve adam yaralamadan 3 yıla yakın ceza aldı. Çıkan karardan Arda çok memnun. Kimsenin namusuna eli, gözü, dili değmemiş ya bitti. Kapısının önünde bir davul zurna çaldırıp kutlamadı. Galibiyet kazanmış milli takım antrenörü gibi… Aldığı cezayı gözü görmüyor. Berkay’ın ağzını burnunu dağıttığını konu bile etmiyor. Elinde silah alıp yaptığı şehir magandalığını unutmuş. Karara itiraz edecek olan Berkay’ın yaptığı daha da garip. Olayın başından beri “namus da namus” diye ortalığı ayağa kaldıran Berkay “Ben bir özür bekledim sadece…” diyor. Ne oldu bu namusa? Madem bir özür ile temizleniyordu tüm olup biten, neden meşgul ettin devletin mahkemelerini?
Kaçış yok!
3 gündür şu Hint, Arap düğünlerini solda bırakan düğün fotoğrafları inatla önüme düşüyor. Yıldım, tüm düğün kayıtlarını izlemiş gibiyim… Aylin Coşkun 3 gelinlik giymişmiş, biri 40 biri 20 kiloymuş. Bilmem ne kadar altın takılmış. İmam nikahında 100 külçe altın istemiş. Bizi hiç enterese etmeyen bir dolu gereksiz düğün detayı. Sorarım, benim günahım ne? Bu bilgi kirliliğine neden maruz kalıyorum? Çok sıkıldıysan bakma, okuma diyeceksiniz ama olmuyor, denedim. Tıklamadan açılan penis büyütücü reklamları gibi kaçmak veya görmemek mümkün değil. Bülent Ersoy 2 evlilik yaptı, bunları yaşamadık. Prens Harry ile Meghan evlendi. Dünya basını düğünü kare kare izledi, bu kadar haber çıkaramadı. Bizim Aylin evlendi korkudan Instagramı açamıyorum. Bir süre sosyal medyadan uzak durmayı planlıyorum. Şimdi en büyük korkum Allah verir de hamile kalırsa bu kadın mahvolduk. Daha ceninken belgeselini çekip bize gün gün yayın yapar.
Döndük başa…
Yıllar geçti üstünden nedense unutmadım. İlkokula başladığım gün, öğretmenimiz hepimize tek tek “Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?” diye sordu. “İğneci” dahil bir sürü saçma meslek söyleyen oldu. Tüm sınıfın saçları güzel diye gıcık olduğu, bilmiş Simay ayağa kalktı ve “anne” dedi. Şimdi etrafımda hangi kadınla konuşsam Simay. Herkeste bir evde kalma korkusu. 18-20 yaşındaki kızları bile bir telaş almış. Bir an önce evlenmeliyim, üremeliyim dürtüsü ile hareket ediyorlar. Henüz olmayan kocalarından, olmayan çocuklarının isimlerini bile hazır. En marjinal, özgür ruhlu kız bakın gizli gizli falcılarda, gelecekteki kocasının adını öğrenme derdinde. “Evlenmeyi düşünmüyorum. Hayatta evlenmem!” diyen artık yok. Olur da bunu söyleyen birini duyarsanız, alın telefonuna bakın. Kayıtlı bir dolu gelinlik modeli görürsünüz.İşin aslı astarı; 35-45 yaş arası kadınlarda durum daha iyi. Hiç olmazsa onlar biraz salmışlar. İşe güce vermişler kendilerini. Kariyer falan avutmuşlar kendilerini. Denedikleri olmayınca, çoğu kaderine razı olmuş. Tabi ki bu hala umutlarının olmadığı anlamına da gelmiyor.