Türk milletinin şaşmaz irfanı burada da kendini göstermiş oluyor ve bu hükümler bizi asla yanıltmıyor.
Dünya milletlerini genel karakteristik özelliklerine göre değerlendirdiğimizde Japonlar için çalışkan ve saygılı, Ruslar için soğuk, İtalyanlar için sıcakkanlı, Fransızlar için bohem ve entel/dantel nitelemeleri yaparız genellikle, sıra İngilizlere geldiğinde de kibirli ve kendini beğenmiş buluruz yargı olarak.
Türk milletinin şaşmaz irfanı burada da kendini göstermiş oluyor ve bu hükümler bizi asla yanıltmıyor.
Galatasaray’ın Şampiyon Ligi ilk maçında önce İstanbul’daki İngiliz konsolosluğunda sonra da Manchester gümrüğünde yaşadıkları daha hatırımızda tazeliğini koruyor. Hatta hatırlarsınız bununla ilgili yazı bile yazdık, rövanşta İstanbul’a geldiklerinde mukabele-i bil-misil yapalım diye ama biz gene alttan aldık hatta VİP muamele yaptık MANU kafilesine İstanbul’da. İşte bunun bir benzerini geçen hafta Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımımız yaşadı maalesef İstanbul’daki İngiliz konsolosluğunda ve ardından Londra’da.
Bursa Uludağ Kadın Basketbol takımımız London Lions Women takımı ile eşleştiğinde (30 Kasım) Londra’daki maç için bu ayın başında 3 Aralık tarihinde İstanbul’daki konsolosluğa vize müracaatında bulunuyor. Gelin görün ki 21 Aralık’taki maça kadar aradan geçen 18 günde hepi-topu 10-12 kişilik takımın geri kalanına bir türlü vize vermiyor konsolosluk ve takımımız vize muafiyeti olan (muhtemelen ABD ve Avrupa orijinli) ancak 5 (beş) basketbolcuyla (bunların da biri sakat sakat oynuyor) Londra’daki maça çıkabiliyor, kafilenin gerisi ise mecburen Bursa’ya dönüyor.
Hiç oyuncu değiştirmeden oynanan maç sonunda Bursa’nın kızları Londra’da maalesef 122-63 mağlup ayrılıyorlar sahadan. Zaten moral bozukluğu ve yaşananlardan dolayı başka ne yapabilirlerdi ki?
Memlekette ne kadar bölücü, dolandırıcı, yancı, yalancı varsa bir bakıyorsunuz Londra’da baş gösteriyor. Sosyal medyadan memlekete veryansın ediyor, onlara verilecek İngiliz vizesi var ama gencecik Türk evlatları, kızlarımız ülkemizi bir turnuvada temsil edecekleri zaman onlara vize yok. Buyurunuz size buz gibi İngiliz kibri, kendini beğenmişliği ve çifte standardı.
Gerçi vize konusunda başımız sadece İngilizlerle dertte değil bizim. Fransız, Alman, Hollandalı ne kadar Avrupa memleketi varsa bize vize vermek için kılı kırk yarıyorlar ve genellikle de vermiyorlar vize falan. (Neyse biz 100 milyon olalım gösteririz onlara)
Üzerinde güneş batmayan imparatorluk diye kendilerini pek bir methederler biliyorsunuz, piyasada dolanan geyiğe göre onun aslı şuymuş: “Tanrı bunlara hiç güvenmediği için karanlıkta şeytana uymadıklarından emin olmak için üzerlerindeki güneşi batırmıyormuş”
Neyse olan oldu, biz yenildiğimizle kaldık onlar vize vermedikleriyle kaldılar, laf aramızda zaten Bursa’daki ilk maçta da bize yirmi dört sayı fark attıkları için rövanş bizim için formaliteydi ama gene de böyle olmaydı iyiydi.
Hepimize güzel bir yeni yıl dilekleriyle ve 2024 İnşallah 2023’ü aratmaz temennisiyle.