Devler ligi bir bir yeni projelerle, ulusal kanallara dönüyor.
Devler ligi bir bir yeni projelerle, ulusal kanallara dönüyor. Geçen sezon Engin Akyürek, Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya döndü… (Kimse laf etmesin, bunlar benim devler ligim!) Bu sezon da Çağatay Ulusoy ulusal kanalla dönüş yapanlar kervanına katılıyor. Onu en son “İçerde” dizisiyle Show TV ekranında görmüştük. Ki bana göre, Çağatay’ın en efsane işiydi... “En İyi Uyarlama”, “En İyi Kast”, “En Başaralı Çağatay Performansı” ödüllerini benden bir bir almıştı. FOX TV’de yayınlanacak Çağatay Ulusoy’un yeni dizisinin adı “Gaddar”… Fakat içlerine pek sinmemiş olacak ki, adının değişebileceği bilgisini vermişler. Ay Yapım’ın yapacağı dizinin yönetmeni, Sinan Öztürk. Ki Sinan, “İçerde” dizisinin de yönetmeniydi. Okurlarım bilir, yeni projelerin konusu hakkında gerekmedikçe bilgi vermem ama… Şu bilgiyi vermeden geçemeyeceğim. Aksiyon, vurdu-kırdının eksik olmadığı, nur topu gibi bir dizimiz daha ekranda olacak. Umarım “İçerde” tadında olur. Ucu kaçırıp Çukur’un Harlem sokaklarındaki çete savaşlarına çevirmezler.
Su dök!
Uzay maceralarıyla meşhur NASA'nın eski çalışanı astrobiyolog Dirk Schulze-Makuch, bir anda ortaya çıktı ve dedi ki: "50 yıl önce Mars'ta yaşam keşfettik ama ne yazık ki 'sulama' işini biraz abarttık! Mars'ta bulduğumuz yaşamı suyla boğup, kuru iklime adapte edemedik!”
1970'lerde NASA, Viking isimli araçlarıyla Mars'a gidip "Yaşam Var mı Yok mu?" diye araştırmıştı. Fakat hikaye burada bitmiyor… Şimdi bu Dirk Schulze-Makuch, o dönemde araştırmacıların aslında minicik yaşam formları bulmuş olabileceğini, ama onları bilmeden yok ettiklerini iddia ediyor.
Dirk, Mars'a iniş yapmış olan Viking araçlarının, mikroskopla görülemeyecek kadar ufak yaşam izlerini bulduğunu söylüyor. Viking araçları Mars'a ayak bastığı gibi sulamaya başlamışlar. Ve kuru iklime adapte olmayı bilmeyen bu mikro canlıları öldürmüşler. 3-5 kişi ayak bastığı gibi koca gezegendeki yaşamı yok etmişler. Valla helal olsun size…
Tamam, elbette bu iddialar bilimsel ciddiyet taşıyor, ama okuduklarım da tüm ciddiyetimi bozuyor. Şaka gibi… Kapalıçarşı’ya baharat aramaya gitmiyorsunuz arkadaş, Mars’a yaşam aramaya gidiyorsunuz... Veee bulduğunuz canlıyı da yok ediyorsunuz. Yıllardır uzaya taşınma, yeni bir yerleşke kurma hayallerimizin de içine ediyorsunuz. Hortumunuza sağlık Dirk!
Afiyet olsun
Eğer ilişkiler bir restoran menüsü olsaydı, eminim çoğu erkek "Fast Food"u tercih ederlerdi. "Aşk Burger", "Duygusal Nuggets", "İlgi Çekici Kızarmış Tavuklar" ayaküstü hızlıca karnını doyur. Kalanını hop çöp kovasına at, basket. HIZLI, BASİT, UCUZ!
İşin aslı astarı; çoğu erkek, sevmiyor özenle hazırlanmış sofraları… Başlangıçtaki iştah açıcıları anlamsız buluyor. Çeşit çeşit hazırlanmış ordövr tabaklarının tadını çıkarmıyor. Salatanın üstüne özenle yerleştirilmiş, çiçek şeklindeki domates dikkatini çekmiyor. Bembeyaz peçeteler, masadaki mumlar, vazodaki çiçekleri gereksiz ve vakit kaybı buluyor. Acıkınca, gözü dönüyor! O an en hızlı ulaşacağını seçiyor… Hızlıca onun için hazırlanmasını bekliyor, aynı hızda yiyor. Ve masadan kalkıyor! O an ne yediğinin farkında bile değil. Yediğinin şeyin sonrasında ona yapacaklarını, hiç hesaba katmıyor.