Aylar önce "Irak'ta yeni kartlar dağıtıldı ve bu revizyonda tablosunda Türkmenler açısından en mantıklısı; Erbil ile birlikte yol almaktır" dediğimde büyük tepkiler almıştım her şeye yüzeysel ve tek düze bakan bir kesimden. Fakat o gün söylediğimi şimdi yine söylüyorum; Türkmenler ve Erbil (KDP) için en doğru tercih yan yana yürümektir…
Kim ne derse desin Kerkük’te yaşananların temelinde; Türkmen-Kürt (KDP) yakınlaşması ihtimalinin yarattığı korku var!
Zira Kerkük’ü sarıp sarmalayan “terör oluşumlarının” tek korkusu bu!
Aylar önce “Irak’ta yeni kartlar dağıtıldı ve bu revizyonda tablosunda Türkmenler açısından en mantıklısı; Erbil ile birlikte yol almaktır” dediğimde büyük tepkiler almıştım her şeye yüzeysel ve tek düze bakan bir kesimden. Fakat o gün söylediğimi şimdi yine söylüyorum; Türkmenler ve Erbil (KDP) için en doğru tercih yan yana yürümektir…
Uzun zamandır pimi çekilmiş bir şekilde bir o yana bir bu yana itilen Kerkük, sonunda KDP’nin önünde patladı! Fırtına beklense de Irak genelinde büyük bir şok etkisi yarattı Kerkük’teki kanlı çekişme. İran ve ABD destekli KYB’nin Kerkük’te son yıllarda oldukça güçlendiğine şahidim. Her alanda KYB’nin varlığını ve etkisini hissediyordunuz. Bu etki elbette ki tek başına gerçekleşmiyor. KYB nin Bağdat’ta çok güçlü ve etkili olduğunu biliyoruz. Özetle şunu söylemek gerekirse; Irak’ta İran etkisini kimseler inkar edemez ve bu etki İran menşeindeki KYB için tüm kapıların ardına kadar açılmasını sağlarken, KDP’ye de tüm kapıların kapatılması talimatını veriyor. Durum bu kadar net!
Son süreçte etkisini yitiren Kandil ve Sincar’a yeni adres olarak kendini lanse eden Süleymaniye, PKK misyonunu da KYB’ye devretmiş gibi görünüyor. O halde Türkiye, KYB yi terör örgütü olarak ilan edebilir mi? Olabilir zira bunun olması için Irak’ta ve Suriye’de elinden geleni yapıyor KYB!
“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak ziyaretinden herkes memnun PKK dışında” dediğim gün Türkiye’nin KDP destekli başlattığı geniş kapsamlı operasyonda terör örgütünün üst kademe isimleriyle birlikte sığındıkları alanlar imha edildi.
Bu darbe PKK’yı ve destekçilerini oldukça kızdırmış olmalı ki anında KDP’nin önüne “camdan bir set” çekti Bağdat….
Bundan sonrasını endişeyle takip ediyorum çünkü bu aşamaya kadar gelen restleşme kolay kolay durulmayacaktır.
Türkiye’nin Irak’a dair tüm açıklama ve diplomasi tavrının “Irak’ın bütünlüğünden yana“ olduğunu biliyoruz. Bunu bilmekle birlikte Iraklı Türkmenlerin de Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğunu biliyoruz. O halde Kerkük’te huzur ve güvenliğin sağlanması konusunda Türkiye’de önerilerini masaya koyacaktır elbette. Ki Bakan Fidan İran ziyaretinde Kerkük ile ilgili kendisine yöneltilen soruya yaptığı açıklamada bunun sinyallerini verdi. Bakan Fidan’ın İranlı mevkidaşı ile gerçekleştirdiği basın toplantısında Kerkük’le birlikte PKK’nın el birliğiyle yok edilmesi de vardı. Kendine has üslubuyla İranlı mevkidaşına “PKK-İran yakınlığının Türkiye tarafından hoş karşılanmadığını” aktardı Bakan Fidan.
Türkiye’nin Kerkük’te çözümden yana önceliğinin; eşit haklar, eşit süreli yönetim süresi, eşit temsiliyetten yana olduğunu düşünüyorum… Yani: Kürt, Türkmen, Arap, Azınlıklar (irili ufaklı pek çok dini-mezhepsel-kültürel kesim var Kerkük’te) valilik görevi dahil olmak üzere çoğu idari makamda eşit süreli kendi temsilcileri ile yer almalı… Siyasi temsiliyette bu çeşitliliği gözetecek bir şekilde revize edilmeli.
Mevcut gerginlik tablosuna bakınca bu taleplerin hayal olduğu düşünülse de aslında gerçekleştirilmesi çok kolay, yeter ki istensin…