Bazı şehirler vardır sadece merkeziyle öne çıkar ve tanınır, bazıları da vardır ki ilçe ve beldeleri merkezi gölgede bırakır tıpkı Nevşehir gibi.
Hayatını ve kültürünü kayalara adayan Nevşehir var bugün rotamızda… Öyle bir adayış ki bu; Nevşehirliler sonradan inşa ettikleri evlerini ve iş yerlerini bile kayalara oyulan eski mekanlarının ya hemen önüne ya da hemen üstüne kondurmuşlar. Kopamamışlar güven ve huzur buldukları kayalardan.
Bazı şehirler vardır sadece merkeziyle öne çıkar ve tanınır, bazıları da vardır ki ilçe ve beldeleri merkezi gölgede bırakır tıpkı Nevşehir gibi.
Nevşehir merkez tipik bir Anadolu şehri olmakla birlikte mütevazi bir usta edasıyla ununu eleyip eleğini duvara asmış ve podyumu Avanos’a, Ürgüp’e, Ortahisar’a, Uçhisar’a ve irili ufaklı diğer turistik alanlara bırakmış. Şehrin tamamında turizm başlığı ön plana çıkıyor. A’dan Z’ye her bütçeye uygun konaklama imkanı var. Donanımlı otellerle birlikte evinin üç beş odasını düzenleyip konaklamaya açanlar da var. Konaklama seçenekleri sadece otellerle sınırlı değil. Karavan ve çadır turizmi de çok yaygın şehirde. Dağların arasında karınca tünelleri gibi dip dibe açılan yollardan bir noktadan diğerine geçerken kaplumbağa misali evini sırtındaki devasa sırt çantalarına sığdırıp yürüyen sayısız turiste rastlayabilirsiniz.
İtiraf edeyim her zaman olduğu gibi Nevşehir’de de yabancı turistler biz yerli turistlere nispetle çok daha başarılı sportif aktivite açısından. Bizler yeme-içme-uykuya dayalı hareketsiz (tembel) bir turizm performansı sergilerken onlar oturmuyor-yürüyor-geziyor-spor yapıyor-inceliyor-tanıyor…
Dünya turizm lokasyonunda yer alan Nevşehir’de ön plana çıkan turizm hizmet başlıkları ise şöyle; çanak-çömlek yapımı, at-deve-atv-balon turları, el yapımı halı-kilim satışı, zengin seçenekte hediyelik eşya satışları, şarap imalatı ve satışı….
Neredeyse her turizm noktasında tüm bu saydıklarımı bulabilirsiniz. Fiyatlar da balon-atv-at-deve turları dışında uygun. Balon turlarının dudak uçuklatan kişi başı fiyatı yabancı turiste bile çok fazla geliyorsa gerisini siz düşünün artık… Bu fiyatlar karşısında ilk aklıma gelen “bu alana neden teleferik sistemi kurulmuyor” sorusu oldu. Çünkü turizm noktaları birbirine çok yakın ve yapılaşma olmadığı için alan teleferik sistemine çok uygun.
Son olarak bir eleştirimi sunmak istiyorum; “atlar şehri” olarak lanse edilen bu turizm cennetinde tüm atlar bağlı ve çitler arasına hapsedilerek para karşılığı tura çıkmayı bekliyor. Nevşehir’e dair tek hayal kırıklığım bu oldu; neden atları özgürce göremedik? Halbuki bir alan milli park ilan edilse ve bizde atları kendi topraklarında özgürce görebilsek daha inandırıcı olmaz mıydı “atlar şehri” mottosu..
Gelelim Nevşehir genelinden Ürgüp ve Ortahisar özeline çünkü şehri dönüp dolaştıktan sonra yorgun bir şekilde gelip konakladığımız yer buralardı. Yolunuz Ürgüp ve Ortahisar’a düşerse bir kahve içimi de olsa Burcu Kaya Otel’in kurucusu ve işletmecisi Ahmet Yiğitoğlu’nu mutlaka tanıyın derim. Burcu Kaya Otel ile turizm sektörüne adım atan Ahmet Yiğitoğlu, bu sektörden kazandığını yine turizme, şehrine ve hemşehrilerinin istihdamına yatırarak her geçen gün bir marka haline dönüşmüş. İşleriyle birlikte şimdilerde bitimine az bir zaman kalan bir camiyi ve okulu da Ortahisar’a kazandırmaya hazırlanan Yiğitoğlu’nun tek gururu “rahmetli annesine ve babasına yakışan bir evlat olmak”… Şimdi işlerin büyük bir kısmını oğluna ve kızına devreden Ahmet bey, yeni yatırım projelerini hayata geçirmekle meşgul. Ahmet Bey’in yokluk-tan varlık-a dönüşen muazzam bir azim hikayesi var ve bence bu hikayeyi daha ilkokul çağından itibaren tüm Nevşehirli çocuklar tanımalı, dinlemeli, ilham almalı.
Ahmet Yiğitoğlu otellerinin (Burcu Kaya Otel-Dilek Kaya Otel-Yusuf Yiğitoğlu Kaya Otel) meyve ve sebze tedariğini yine kendisine ait olan ve rahmetli annesinin adını verdiği “Fatma Sultan” organik bahçesinden temin ediyor. Gidip gördüm devasa bir tarım alanı son derece teknolojik bir işleyişe kavuşturularak onlarca çeşit sebze meyve yetiştiriliyor. Yetiştirilen ürünlerin bir kısmı taze olarak tüketilmek üzere otellere giderken bir kısmı da kocaman kazanlarda reçellere ve konservelere dönüştürülüyor. Bir diğer kısım meyve ve sebze ise İç Anadolu’nun bereketli güneşinde kurutuluyor. Ve kalan bir kısmı da yine tarlanın altında yer alan buzdolabı görevi gören devasa kaya mağara da saklanıyor.
Ürgüp’te gezip gördüklerimizle birlikte “Fatma Sultan Organik Bahçesinin” ürünlerinin lezzetleri de unutulmazdı…
Nevşehir’i hayatınızda bir defa da olsa mutlaka görün ve anlamaya çalışın derim zira günümüz insanının yaşama dair alması gereken değerli dersler var her adımda ve her kayalara oyulan evde…