Kaf-Sin-Kaf veya kısaca Kaf-Kaf, (KSK) Karşıyaka Spor Kulübü'nün ilk harflerinin Osmanlıca/Arapça okunuşunun halk arasındaki kısaca ifade şeklidir.

Türkiye’nin İncisi, Ege’nin Gözbebeği İzmir’in en köklü ve saygın spor kulüplerinden birisi olan Karşıyaka, kuruluşunun (1 Kasım 1912) 106. Yılında bir kez daha küme düşmenin hem de daha önce pek bilmediği derinlikte bir çukura yuvarlanmanın üzüntüsünü yaşıyor. 16 Ocak 1914’de kurulan Altay ve 14 Haziran 1925’de kurulan Göztepe ile birlikte İzmir’de spor ve özellikle futbol denince akla gelen üç önemli markadan birisi Karşıyaka. Buna rağmen şu anda içinde bulunduğu “serbest düşüş” halinin markaya ve camiaya hiç yakışmadığı da âşikar.

“Altın çamura düşse de gene altındır.” Yaşanan koskoca bir tarih ve elde edilen birçok başarıya rağmen gelinen noktada elde kala kala Karşıyaka adını taşıyan bir basketbol takımı kaldı ki; tüm İzmirlilerin gurur kaynağı. (KSK Basketbol Takımı birkaç sene önce (2015) Ufuk SARICA ile ligin ve Avrupa’nın tozunu atmıştı hatırlarsınız.)

Coğrafya ve tabiat özellikleriyle son derece güzel bir muhit olan Karşıyaka, dinamik genç nüfus potansiyelini yıllardır sporla buluşturan bir organizasyon olarak varlığını sürdürmekte. Yelken’den Bilardo’ya, Boks’tan Basketbol’a kadar birçok branşta sporcu yetiştiriyor ülke sporuna.

Futbol Kulübü değil Spor Kulübü olmanın getirdiği maddi zorluklar ve yönetimlerin transfer ve nakit yönetimi yanlışlıklarının birikmesi ile maddi bir çıkmaza düşen Camia son sezona (-) 9 puan ile başlamıştı. Devam eden bir transfer yasağı ve kendi evinde stat kirası ödememek için maçlarını oynadığı Aliağa Belediye Stadı’na giden cefakâr birkaç yüz taraftarla bu sıkıntıları aşması mümkün değildi zaten.

Ya en dibe kadar inip (Amatör Küme’ye) borçları sıfırlayacak ve küllerinden yeniden ama bu kez belki Yeni Karşıyaka veya Karşıyaka 1912 olarak doğacaklar ya da; İzmir’in önde gelen sanayici ve ticaret erbâbı el ele vererek bir proje ile ve sağlam bir finansman yapısı kurulmasına ön ayak olarak Kulübü düştüğü bataktan çekip çıkartacak.

Yıllar önce FC Barcelona da içine düştüğü maddi krizden, elindeki çok kıymetli bir gayr-ı menkulü yerel yönetime yüklü bir miktara devrederek kurtulmuştu hatırlarsınız. Belki böyle bir model üzerinde yoğunlaşıp, yerel yönetim ve TOKİ ile ortak bir çözüm üzerinde çalışılabilir.

Spor Bakanlığı ve TFF ile de vergi ve SGK borçlarının yeniden yapılandırılması için bir istisna sağlanabilir. Yeter ki Camia içine düştüğü ruhi bunalımdan kurtulmak istesin, mutlaka bir yol bulunacaktır. Kartacalı Hannibal’ın dediği gibi; “ ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız.”

Ama rica ediyorum artık kendisini İzmir’in ve Ege’nin bütününden soyutlayıp bir mahalleye indirgeyen “35,5” sloganından da kurtulalım yeri gelmişken.

Bu arada 80’li yıllarda altı sene Karşıyaka’da yaşamış ve o havayı teneffüs etmiş birisi olarak;

“Çok yaşa şanlı Kaf-Kaf çok yaşa,

Tâc ettik biz seni gençlikte başa,

Ufkumda sallansın Yeşil-Kırmızı,

Kalmasın gönlümde buruk bir sızı” diyor ve önümüzdeki senelerde hak ettiği başarılara ulaşmış, sağlıklı ve mutlu bir gelecek diliyorum Kaf-Sin-Kaf’a.

İyi bir hafta geçirmenizi dilerim.