ABD, uzun süredir Irak Kürdistanı'nı Türkiye'den uzaklaştırıp PKK ile ortak bir noktada buluşturmanın çabası içinde.
JEFFREY’İN İSTANBUL’DA “KÜRT BİRLİĞİ” ARAYIŞI
Cuma günü Türkiye’ye gelen ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, önce Ankara’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ardından İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüştü.
Jeffrey’nin İstanbul’da dikkat çeken bir başka görüşmeleri de oldu. Onlardan en önemlisi Suriye Ulusal Kürt Konseyi’nden (ENKS) bir heyet ile yaptığı görüşme. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin Suriye Ulusal Kürt Konseyi’nden bir heyet ile görüşmesinde bir anormallik yok. Bu görüşmenin İstanbul’da yapılmasında da bir anormallik yok zira Suriyeli muhaliflerin bünyesinde olan ENKS’nin yönetim kademesinin önemli bölümü İstanbul’da.
Ancak görüşmeye dair yansıyan bilgiler, Jeffrey’in ENKS heyeti ile Suriye’nin geleceğinden çok “Kürtlerin geleceği”ni konuşmuş. Hatta konuşmakla yetinmemiş vaatlerde, telkinlerde ve uyarılarda bulunmuş.
Vaatte bulunduğu şey “Büyük Kürdistan”.
Telkin ve uyarıları ise ENKS’nin, PKK/PYD ile birlikte hareket etmesi.
Yani Jeffrey, İstanbul’da Türkiye’ye yakın olan Suriyeli bir Kürt oluşumundan Türkiye düşmanı bir terör örgütü ile ortak hareket etmesini istiyor.
Bu görüşmenin içeriğini ENKS’li yetkililerin Erbil merkezli yayın organlarına yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz.
Rudaw televizyonunun görüşme ile ilgili haberinde aynen şu cümleler yer aldı: “James Jeffrey, ENKS’li yetkililerden Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile bir barış ve birlik oluşturulması konusunda telkinde bulunarak, gelecekte de Kürtler açısında önemli getirisinin olacağını iletti.”
Görüşmeye katılan ENKS heyetinden Süleyman Oso da, Rudaw’a yaptığı açıklamada, “Jeffrey, Kürtler arasında birliği sağlamak istediklerini söyledi” diyor.
Süleyman Oso, Jeffrey’nin Kürtler arasında ittifakta Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi eski Başkanı Mesut Barzani’nin önemli bir role sahip olduğunu söylediğini de belirterek, Jeffrey’in toplantıda, “Size de (ENKS), DSG’ye de Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerinin iyi olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü onlar bu konuda önemli role sahip olabilirler” dediğini de aktarıyor.
Jeffrey’in 7 Ocak’ta Erbil’de Mesut Barzani ve onun başbakan olan oğlu Mesrur Barzani ile görüştükten sonra Türkiye’ye geldiğini de hatırlatalım.
“Kürtlerin Birliği” dedikleri şey Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ona yakın Suriye ve Türkiye’deki Kürt yapılar ile PKK’nın birlikte hareket etmesi.
Böyle olursa ne olurmuş…
Gelecekte Kürtler açısından önemli getirileri olacakmış.
O getirinin ne olduğunu şimdilik açıkça dillendirmiyorlar.
Ama kast ettikleri şeyin, Suriye’de PYD’nin denetimindeki bölge ile Irak Kürdistan Bölgesi’nin birleştirilerek oluşturulmuş bağımsız büyük bir Kürdistan olduğu açık.
Tabi sonraki aşamada bunun Türkiye ve İran’a uzamasının hedeflendiğini anlamak için de kâhin olmaya gerek yok.
Irak’ta nerdeyse devlet olma aşamalarını tamamlamış bir Kürdistan var niye onu desteklemiyorlar.
İstedikleri öyle bir Kürdistan değil. Çünkü o Kürdistan Türkiye’ye yakın.
İstedikleri, PKK’nın yönetiminde ya da PKK’nın da ortak edildiği bir yönetimde, Türkiye’ye karşı istedikleri zaman istedikleri şekilde kullanabilecekleri bir Kürdistan.
ABD, uzun süredir Irak Kürdistanı’nı Türkiye’den uzaklaştırıp PKK ile ortak bir noktada buluşturmanın çabası içinde.
Şimdiye kadar bu çabalarını gizli kapaklı yürütüyorlardı. Artık bu çabalarını alenileştirdiler.
Jeffrey’in ENKS ile görüşmesinde sarf ettiği sözler, ABD’nin artık açık bir şekilde Türkiye’ye karşı bir Kürt cephesi oluşturmak istediğini gösteriyor.
PKK’yı zaten bu konuda ikna etmiş durumdalar.
Irak Kürdistanı’nda da işler giderek arzu ettikleri rotaya oturuyor.
Washington’a yakın başbakan Mesrur Barzani Erbil’de giderek tek başına en etkili figür olma yolunda ilerliyor. Buna mukabil Ankara’ya yakın duran Başkan Neçirvan Barzani daha geri plana düşüyor.
Jeffrey’in Erbil’de Mesut Barzani ve Mesrur Barzani ile görüşmesine karşın programda olmasına karşın Neçirvan Barzani ile bir araya gelmemesini de bu kapsamda okumak gerek.
Irak’ın parçalanma süreciyle eş zamanlı olarak Washington’un bu çabalarına hız verdiği görülüyor.
Türkiye’nin, bu planları bozmak için Ankara ile Erbil’in arasına PKK ve Washington’un girmesini önlemesi şart.