AŞMIŞ birey-toplum-devlet, heybesindeki eksi ve artıları çok iyi bilerek bu bilgelikle atar her adımını, zikreder her kelamını, uzatır veya geride tutar köprülerini…
AŞMIŞ birey-toplum-devlet, heybesindeki eksi ve artıları çok iyi bilerek bu bilgelikle atar her adımını, zikreder her kelamını, uzatır veya geride tutar köprülerini…
Özetle aşmış bireyler, aşmış toplumlar ve aşmış devletler; popülist politikalara ve ani iniş çıkışlara ihtiyaç duymadan uzun vadeli realist yol haritaları eşliğinde yol almasını bilenlerdir… Bu yol alışlarda da en önemli kural “olumlu veya olumsuz tüm ihtimalleri” göz önünde tutmaktır.
Yıllardır zikredilen 2023’e Yarabbi şükür diyerek giriş yaptık… Yarabbi şükür dedik çünkü ”Lozan’daki tüm gizli maddeler deşifre olacak, çıkarmamıza izin verilmeyen yeraltı kaynaklarımızı çıkaracak mıyız, boğazlar ne olacak, adalar kime kalacak” ve daha nicesiyle ülkenin gündemini bulandıran varsayımlardan kurtulmaktı duamız…
Türkiye tarım ülkesi bu sebepten şimdiye kadar her bölgede sayısız su kuyusu açıldı ve halâ açılmaya devam ediyor… Bu kuyulardan petrol veya doğal gaz fışkırdığına denk geldik mi? Hayır! Bulunan rezervler çıkarılıyor mu? Evet! Türkiye’nin madenleri çalışıyor mu? Evet! Kömür, bor, krom, demir, bakır, altın vb madenlerimiz yok mu? Var!
Son yıllarda iyice gelişen Hakkari, Şırnak, Siirt, Van, Diyarbakır madenlerine gidilip ziyaret edilmesini ve bilgi alınmasını tavsiye ediyorum… Özetle bulduklarımızı çıkarıyor ve işliyoruz… Ayrıca vaktiyle Musul ve Kerkük’ü masada koparanlar yeraltı kaynaklarına sahip olmuş zaten daha neyi konuşuyoruz.
2023 elbette çok önemli fakat bu ‘önem kodlarını’ hayal aleminde değil ‘realiteler doğrultusunda’ okumalı ki sağlıklı yol haritaları çizilsin… Doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle kaoslar ve savaşlar eşliğinde ateş çemberinin tam ortasında kalan Türkiye, yürüttüğü başarılı diplomasi trafiğiyle adeta “ateş bükücü” oldu….
Bunca savaş-kaos sarmalında Türkiye-Suriye-Rusya’nın aynı masada buluşması, Suriyelilerin güvenli dönüşünün konuşulması, Türkiye-Suriye diplomasisinin yeniden başlaması da çok değerli. Ocak ayı ortasında üç ülke yeniden masaya oturacak ve büyük ihtimalle bu kez uzlaşı-iş birliği kararları alınacak. Bu görüşmelere ABD’nin sarı kart çıkarması aslında coğrafya üzerinde dönen ‘menfaat oyunlarının’ kimlerin güdümde olduğunu bir kez daha gösterdi…
Suriye kaynatılırken Irak’ta boş bırakılmayacak elbette. Ki büyük ihtimalle pimi Suriye’den çekilip Irak’ı da içine alacak ‘bölme planı’ Suriye ve Irak parçalarıyla kurulacak yeni denklemleri hedefliyor… Böylesi bir plan dahilinde hedefte Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de olacak gibi görünüyor çünkü son birkaç yıldır iyice su yüzüne çıkartılan Kürt-Kürt çekişmesinin bölmeyi hedeflediği çok net artık…
3 Ocak 2020’de Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesiyle ve sonrasında gelişen Irak olaylarına köşe yazımda “Irak’ın asıl problemi Şii-Şii, Sünni-Sünni, Kürt-Kürt ayrışması ve Süleymani’de Şii-Şii çekişmesi sonucu öldürüldü” cümlelerimle Irak’ın kaos tahliline yer verdiğimde “bunu nasıl söylersin böyle bir şey asla yok” diyerek karşı çıkılsa da kısa bir süre sonra İran Dışişleri Bakanı Zarif’in yaptığı gizli konuşmanın deşifre olmasıyla tamda benim Süleymani suikastine ve şiddet olaylarına yönelik yazdıklarım itiraf edilmişti… Irak’ın asıl problemi yaratılan Şii-Şii çekişmesi!
Özetle coğrafyayı iyi dinlerseniz, gözlemlerseniz ve doğru analiz ederseniz mevcuda ve geleceğe dair en şeffaf verileri kolaylıkla elde edebilirsiniz…
Bunca “ayrılık-gayrilik-bölünme” anlatımından sonra şu soruyu sormalı; Irak Türkmenleri en iyi birlikteliği Araplar ile mi Kürtler ile mi sağladı-sağlıyor-sağlayabilir ve Irak’ın bölünme planında Irak Türkmenleri nerede konumlanmalı?
Her zaman komşularının toprak bütünlüğünü savunan ve bunun için çaba gösteren Türkiye, olası bir “Irak’ı Bölme Planı” karşısında Irak Türkmenlerinin menfaatleri doğrultusunda hareket edecektir elbette… Realitelerde bölünme haritasında Türkmenlere dair bağımsız bir alanın olmadığı görülüyor o halde Türkmenler hangi parça içinde ve hangi statüde olursa maddi-manevi kazanımlar elde eder? Evet acı da olsa bu ihtimal mutlaka masaya yatırılmalı artık…
Yılların Doğu-Güneydoğu Anadolu ve Irak saha tecrübelerime dayanarak, en sorunsuz uyumun Kürtler-Türkler arasında olduğunu söylerim…
Bunun en önemli göstergesi olarak da evlilik, dostluk, iş, komşuluk, sosyal etkileşim uyumlarını söylerim… Bununla birlikte tarihin asimilasyon verilerine baktığımızda, zaman içerisinde Kürtlerin Türkleşebildiğini Türklerin de Kürtleşebildiğini görebiliriz… Her iki kültürün benzerliği de bu sebepten…
Fakat ne Kürtler ne de Türkler(Türkmenler) Arap kodlarıyla bir türlü kaynaşamadı tarih boyunca… O halde bundan sonra izlenecek yol haritası ne olmalı Iraklı Türkmenlere dair…