İnsanlar, kadınlar, erkekler ve kötü insanlar olmak üzere üçe ayrılıyor.

İnsanlar, kadınlar, erkekler ve kötü insanlar olmak üzere üçe ayrılıyor.

Kötü insanları düşünerek, onları hiç ama hiç sevmeyerek, yüreğim itiraz ediyor.

O kadar bıktım ki sizden, o kadar yıldım ki sizden.

Ve beni ve kalbimi öyle noktaya getirdiniz ki..

Sizinle kaldırımda dahi karşılaşmak istemiyorum.

Takığım size.

O kadar takığım ki, neye baksan, hayat suyum sizin üzerinden akıyor.

Sizin gibi kötü insanların varlığınızdan ve gittikçe çoğaldığınızdan, bakın ne hale gelmişim.

Ölüm ilanı okumak, beni nerelere taşıyor.

Gazetede ölüm ilanları görüyorum, sayfa sayfa.

Ne kadar zenginsen o kadar kocaman ilanlar.

Hiç tanımadığım insanlar ve ölüm ilanlarını okuyorum.

Merhum ve merhumenin sevgili kızları, merhum ve merhumenin sevgili gelinleri, şunun anneannesi, bunun babaannesi, bilmem kimin sevgili eşi, hakkın rahmetine kavuşmuştur.

Sonsuzluğa uğurluyoruz.

Aynı insanın, küçüklü büyüklü ilanları.

Ne kadar zenginsin o kadar çok ilan.

Hiç tanımadığın insanların, ölümden sonra, adını soyadını, akrabalarını, yaşayanlarını, ölenlerini, torunlarını, her şeyini biliyorsun.

O yaşarken bilmediklerine, o öldükten sonra tanık oluyorsun.

Düşünüyorum.

Ben ölsem ilanım olsun mu... diyorum kendi kendime...

Olmasın diyorum.

Hemen oğluma mesaj yazıyorum..

Ben öldüğümde sakın ilan verme.

Sakın kimse ölmüş annemin babamın adını, ya da kimin nesi olduğumu bilmesin.

Öldüğümü bilmesinler.

Bilmesin dediğim kimler.

Tabii ki kötü insanlar.

Kimse kimsenin ölüsüne üzülmüyor, kimse kimsenin hastasına acımıyor.

Cenazeden çıkarken yaşadığına seviniyor, hastaneden çıkarken, başkalarına rahat rahat o hastanın durumunu anlatıyor.

Falan da filan..

Sesi şımarık, en küçük keder yok.

Sonunda kendi haline şükrediyor.

Yaşadıklarım, hissettiklerim ve son durum şöyle.

Hayatımın hiçbir noktasına ortak olmasınlar..

Ölümümden sonra beni hiç bilmesinler.

Hayatı, dokunduğum her şeyi, hiç bir şeyi bilmesinler, duymasınlar.

Dişim mi ağrıyor... Onu bile bilmesinler ne olur.

Erkekler, kadınlar bilsin..

Kötü insanlar bilmezsin. Yeter ki ortak noktamız olmasın.

Allah’ın rahmetini bile istemem.

Funda’ya takılanlar...

...Caner Erkin, boşandığı karısı ve çocuğunun anası için demediğini bırakmamış, eteğinde ne kadar taş varsa dökmüş. Taşlar etekte çok birikmiş. Niye? Adamın mallarının yarısını istersen, en önemlisi adamın aşk içinde evlendiği yeni karısı var ise... Her şey olur... Her şey denir... Benin demem başka bir şey... Herkes adamın eteğindeki taşları, karısı için dediklerini konuşuyor... Ayıplıyor... Aaaaa diyor... Sanki sütten çıkmış ak kaşık herkes... Kendi eteğine, kendi taşlarına bak, emin ol daha kötü, daha çoktur.