Gaddar dizisinin beşinci bölümünü izledim. Yorum yapacak kadar bilgi sahibi oldum. İlan ediyorum, nur topu gibi bir süper kahramanımız daha oldu. Ve bu kahraman öyle böyle bir kahraman değil… Kurşun işlemiyor, beş adamı tek yumrukla deviriyor, sırtında bıçakla 15 adamı yere serip o bıçağı tek hamle çıkartıp, yarasını dikiş ipi ile canlı canlı sevgilisine diktire biliyor.

Rahmetli Cüneyt Arkın’a yeni sürüm eklemişler de Çağatay Ulusoy çıkmış ortaya. Tabii ki bu süper kahramanımızın bir de sevgilisi olmalı… Onu da geçen yıldan toprağa ekmişler, tazecik filiz vermiş. Kokusu, dokusu, tavrı, tarzı uzaktan aynı Serenay Sarıkaya. Anladınız işte… İşin aslı astarını söyleyecek olursam… Bu tarz diziler ilgi alanıma girmiyor. Ama çok iyi biliyorum ki Gaddar tutacak! Hatta reytinglerde uzun süre üst sıralarda olacak. Neden? Çünkü içinde haddinden fazla kavga, silah, kan, mafya babası var. E sever benim halkım böyle dizileri. Amma velakin dizide sokak hayvanlarına o kadar güzel yer veriyorlar ki sırf bu sebepten ben bile izleyebilirim.

Yazarım!

Instagram sayfam açık, takip ettiklerime bakın! Tanımıyorsam ne oyuncu ne şarkıcı ne dünya starı takip etmem. İşim olmasına rağmen, takip etmem. Eğer bir şeyler yazacaksam Google arama motoruna yazar, araştırırım. Gerekiyorsa sosyal medyasına bakarım, onu da sahte hesaplardan değil, alenen kendi hesabımdan bakar yazarım. Öyle zevk olsun diye milleti stolk’lamam. Diğer bir konu ise; kişisel husumetlerimi, hırslarımı işime alet etmem. Şimdi bu iki konuda neden bilgi verdiğimi açıklayayım… Sevgililer Günü’nde Hande Erçel’in paylaşımları sosyal medyada çok konuşulunca, yazılacak bir şey var mı diye sayfasına bakmak istedim. Ama ne hikmetse hesabını bulamadım. Yanımdaki arkadaşımdan bakmasını rica ettim. O sayfasını şıp diye bulup, açtı. Anladık ki Hande Erçel beni engellemiş! Bildiğim kadarıyla, kendisi ile kişisel bir husumetimiz yok. Tanışmıyoruz, kavgamız, gürültümüz yok. Hatta kendisini için methiyeler düzmüşlüğüm bile var… Çok güzel bir kadın, fotojenik, güzel bir aşkı falan filan diye… Ama çok büyük bir çoğunlukla hemfikir olarak, kötü bir oyuncu olduğunu yazmışlığım da var. Sanırım kendisi bu sebepten beni engellemiş. Benim yazdıklarımı da eleştirip, beğenmeyen çoook insan var. Fakat ben kimseye kızmıyorum, küsmüyorum, engellemiyorum. Hoş, Hande Erçel’in beni engellemesi de işimi yapmama engel değil. Yine kendisi ile müspet ya da menfi bir haber yazmam gerekirse yazacağım.

Kara haber muştucuları

Kızılcık Şerbeti dizisi ile ilgili her hafta yeni bir spekülasyon çıkıyor. Bunlardan ilki Settar Tanrıöğen’in geçirdiği beyin kanaması sonrası diziden ayrılacağının haberiydi. Bu haber Alev ve Apo aşkının diziye getirdiği büyük reytingin kaybı demekti. Bir diğeri ise; dizinin yine ana karakterleri Sıla Türkoğlu ve Doğukan Güngör arasında tırmanan gerilimden dolayı, Sıla Türkoğlu’nun diziden ayrılmayı talep ettiğine dair çıkan haberlerdi. Bu iki haber de dizinin reytingine büyük sekte vuracak haberlerdi. Her iki durumda da dizinin büyük kan kaybedeceği aşikar. Yerine kim gelirse gelsin Doğa ve Apo yeri doldurulamayacak karakterler. Çıkan tüm olumsuz haberlere inat, iddia ediyorum yapımcı Faruk Turgut’un bu kadroyu elzem bir durum olmadığı sürece, firesiz finale kadar götürür.