Cumartesi, gün geceye dönerken biten Fenerbahçe Beşiktaş maçı, ardında yüzlerce soru ve sorun bırakarak tarihteki yerini aldı.
Cumartesi, gün geceye dönerken biten Fenerbahçe Beşiktaş maçı, ardında yüzlerce soru ve sorun bırakarak tarihteki yerini aldı.
Maç öncesinde verilen talihsiz demeçler için üzülmeye vakit bulamadan daha ağırları maç içinde (bu arada Hakem’e alenen (o.ç.) demek Şenol Hoca'ya hiç yakışmadı.) ve maç sonunda sökün etti. (Mahmut Uslu'nun dedikleri de yenir-yutulur cinsten şeyler değil. PFDK yerine Adliye devreye girip 6222'den işlem yapsa yeridir.)
Penaltılar, sarı ve kırmızı kartlar, sabıkalı futbolcuların yapıp ettikleri, hakem kararları derken sabah oldu erken! Maç 1-0 Fenerbahçe'nin galibiyeti ile devam ederken “Olağan Şüpheli” Pepe'nin Jenssen'e attığı dirseği görmeyen\göremeyen Hakem Ali PALABIYIK, bu maçı idare ederken eyyami davranacağına dair ilk işareti vermişti ama o an kimse uyanamadı bu duruma. Daha sonra başka bir “Olağan Şüpheli” Quaresma'nın direk kırmızı kart olarak cezalandırılabileceği bir faul pozisyonunda kerhen sarı kart alması bir anda dokuz kişi kalabilecek Kara Kartal'ın oldukça ucuz atlattığı anlardı ama devre biterken kendi ipini çeken gene Quaresma oldu.
Maçın ikinci yarısında Hasan Ali'nin ceza sahası içinde Cenk'in ayağına basması; dünyanın bütün dillerinde yayınlanan Oyun Kuralları kitabında “penaltı” olarak tarif edilirken Ali PALABIYIK yapılan faullü hamleyi gene görmedi\göremedi bir türlü. Hemen ardından da Negredo (78 cm) ofsayt olmadığı halde yardımcı hakem Cem SATMAN'ın kaldırdığı –hatalı- ofsayt bayrağıyla atılan gol iptal edildi. Yayıncı kuruluş bu tarihi maçı didik didik ettiği bir seri programla "Fahiş Hakem Hataları Resmi Geçidi" yaptı desek yeridir.
Çözüm VAR !
Eğer Konfederasyonlar Kupası organizasyonunda denenerek "işe yaradığı" tespit ve tasdik edilen VAR (Video Assistant Refree-Video Yarıdmcı Hakem) ligimizde uygulanıyor olsaydı teknik masaya çok iş düşecek bir maç olması yani sıra derbiler tarihine bir hakemlik faciası olarak geçen bir maça şahitlik etmeyecektik. Çerçevesi çok güzel çizilmiş ve maçın hakemine yardımcı olabilecek şekilde kurgulanmış bir VAR uygulaması, futbolumuz için Fair Play kavramına cağ atlatacak bir avantaj sağlayabilir. Maçtan önce yapılan memorandum'a kalmadan, TFF ve MHK; hangi durumlarda inisiyatifin orta hakemde, hangi durumlarda VAR'da olduğunu açık bir şekilde herkesle paylaşırsa bu türden tartışmalar acı birer anı olarak tarihteki yerini alır.
Sistemin kurulum ve işletimi ile ilgili teknik anlaşmalar ve hakem seminerleri ikmal ediliyor olsa da bunun iletişimi ne yazık ki gene sağlıklı olarak sürdürülemiyor. Kulüpler Birliği Vakfı, TFF ve MHK sinerjik bir yönetim icra edemiyorlar henüz. Sezonun ikinci yarısına yetişememe ihtimali halen daha geçerli. (Lütfen aksi olsun!)
Stadyumlarımızın altyapı yeterliliklerini belli bir standarda getirmeden bu çağdaş projeye geçmemiz mümkün değil. VAR; kamera-kayıt-oynatma-durdurma-zoom-monitör-saha içi iletişim komponentlerinden oluşan bir uygulama. Masa başında hem teknisyenler hem de karar vericiler var. Çok kısa bir zaman diliminde oyuna müdahil olup, akışı durdurup, hakemle iletişim halinde masadan akan görüntüler içerisinde en doğru kareleri yakalayıp bir karar üretmek pek bize göre değil ama umarım yanılıyoruzdur. Düşünsenize sahada Ali PALABIYIK, reji odasında VAR görevinde Yaşar Kemal UGURLU var ne şenlik olur ama! Sahada Cüneyt ÇAKIR, VAR'da Bülent YILDIRIM standardını yakalayamazsak yeni sistem dertlerimize derman olmak yerine yeni yeni dertlere düçâr eder bizi aman dikkat!
İyi bir hafta diliyorum. Takımlarımıza Avrupa’da başarılar.