Yerel seçimlere doğru bundan sonra günleri saymaya başlayabiliriz.
Şimdiye kadar aday isimlerinin netleşmesi üzerinden heyecanlar doruktaydı. İsimlerin açıklanması ile bu heyecan şimdilik yerini büyük bir sükunete bıraktı. Şimdilik!
Halihazırda nabızlar biraz düşmüşken size sahadan topladığım bazen trajikomik bazen de ileriye dönük önlemler alınması gereken çeşitli verileri aktarmak istiyorum...
Geçmiş seçimlerde isimler ve aileler üzerinden sıkıntılar yaşanırdı, şimdi ise muhalefet ve iktidar ittifaklarının teşkilatları arasında yaşanıyor.
Bu çekişmeler Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere diğer parti liderlerinin net tavrı ile ilk günlerdeki şiddetini kaybetse de saman altından hala devam ediyor... Hatta sandığa son virajda gerilim biraz artabilir, bu konuda partilerin mutlaka B planları vardır diye düşünüyorum.
“Kadın adaylara beklenen oranda yer verilmedi” tartışması halen kısık ateşte devam ediyor.
Bu durumu ben farklı bir pencereden okuyorum; “ülkemiz sıkıntılı süreçlerden geçiyor. Risk alabilecek, acil durum ve panik eşiği yüksek, yorulmayacak, cesur yöneticilere ihtiyaç var. Ve partiler aday tercihleri konusunda ciddi entrikalarla uğraşırken erkek adaylar daha azimli olacaktır” diye okuyorum ben bilhassa AK Parti penceresinden.
Bu sebeplerden dolayı kadın adayların ismini pek duyamadık büyük ihtimalle.
Ayrıca AK Parti’nin Güneydoğu’da kemikleşen isimlerin ve aşiretlerin siyaset direncini kırmaktaki kararlılığının devam ettiğini görüyoruz. Geçmişten bu yana Güneydoğu’nun üzerine kabus gibi çöken aşiret baskısının kaldırılmasına vatandaşlar tam not veriyor.
Veeee CHP, Atatürk’ün kemiklerini sızlatmaya Kemal Kılıçdaroğlu vesilesiyle son sürat devam ediyor. CHP hakkında ne yazayım ne diyeyim bilemiyorum. Çünkü ne zaman yazsam hemen ardından daha çok çatırdıyor ve nereyi tutsam elimde kalıyor CHP!
Sadece şunu diyebilirim; CHP, kalem diyerek böbürlendiği belediyeleri ve isimleri kaybedecek... İttifak arayışları da boşa kürek çekmenin ötesine geçmiyor.
Güneydoğu ağırlıklı HDP’ye bakalım dersek, çok enteresan ve trajikomik manzaralar ile karşılaşıyoruz. HDP çıkardığı adaylar ile fiyasko yaşıyor. Bu ilk mi? Tabi ki hayır! Kürtlerin partisi olduğunu dile getiren HDP’nin yönetim kadrosuna ve her seçimde gösterdiği adaylara baktığımız zaman Kürt kökenli isimlere yer verilmediğini görüyoruz.
Kürt kökenli olmayan, tek kelime Kürtçe bilmeyen hatta Kürtlerden “hiç ama hiç haz etmeyen” HDP’liler...
Bu durumlardan dolayı tabanda ciddi tepkiler yaşanıyor ve HDP seçmeni karşısında muhatap bulamıyor. Seçmenler göçü yaşanıyor yaşanmaya da devam edecek...
Diğer partilerde yaşanan kadın aday azlığı HDP’de tam tersi ve trajik bir hal almış.
HDP’nin her kademesini “Kadın ve Anne Kokusunu” kaybetmiş külhanbeyi kadınlar adeta işgal etmiş durumda!
Hatta bu durum karşısında HDP’nin dışladığı erkeklerde şöyle bir isyanın belirmesine sebep oluyor; “Gidip ameliyat ile kadın olmayı düşünüyoruz. Belki HDP bizi de görür ve değer verir...”
HDP ne zaman Kürtlere önem ve değer verdi ki? Hiçbir zaman!
Evet HDP’li erkekler ameliyat ile cinsiyet değiştirmeyi düşünürken 31 Mart Yerel Seçimlerine doğru yol alıyoruz...