Geçen haftalarda vizyona giren, özellikle gençler tarafından internet ortamlarında takip edilen ve o âlemde belli bir şöhreti olan Enes BATUR karakterinin filmi "Enes Batur, hayal mi gerçek mi?" de ailesinin üniversite sınavlarına hazırlanması baskısıyla, kendi hayali olan youtube dünyasında tanınmak ve aranan bir youtuber olmak arasında kalan bir gencin macerası hikâye edilmekteydi.
Siyah Beyazlıların bu seneki Türkiye-Avrupa macerasında da aynı ikilemi hep birlikte görmekteyiz. Lig maçları bir taraftan devam ederken akıllar Şampiyonlar Ligi’nde olduğu için içeriye konsantre olmakta zorlanan bir Beşiktaş var sahada. Geçen akşam oynanan Konya maçından sonra konuşulan konulardan birisi de Şampiyonlar Ligi haftalarında BJK’nın bu zamana kadar tam 10 puan kaybettiğine dairdi.
Şenol Hoca her ne kadar futbolcuları Lig maçları için motive etmeye ve konsantrasyonlarını Ülke içine yönlendirmeye çalışsa da futbolcuların hepsinin aklı Şampiyonlar Ligi maçlarındaydı. Özellikle kariyerli yabancı futbolcular başta olmak üzere takımın tamamı bu geceyi iple çektiler âdeta.
Öyleydi, böyleydi derken geldik Bayern München maçına. Bu gece 22.45’de Allianz Arena Stadı’nda oynayacağımız ilk maçla her şey geride kalacak. Hayaller bitecek ve gerçekler yaşanacak.
Bazı yöneticilerin motivasyon amaçlı söylemlerini bir kenara bırakacak olursak Beşiktaş ile Bayern München arasında elbette büyük farklılıklar var aynı Almanya ile Türkiye arasında bulunan farklar gibi. Uluslararası tecrübe ve kıdem farkından, alt yapı ve üst yapı farkına kadar onlarca kriterde yapılacak mukayesede ağırlık Alman Futbol Fabrikası’nın en nadide parçası Bayern’den yana çıkacaktır. İşte Futbolun çok sevilmesinin ve “en demokratik spor” diye adlandırılmasının sebebi de burada saklı. Ağırlıklı olarak “kağıt üstünde” favori Almanlar görülse bile Beşiktaşımızın da şansı var, en azından bu maçı istediği gibi bitirebilmek için.
Yılmaz ERDOĞAN; “ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim” diyordu bir şiirinde. Bugün Bayern’le berabere kalmamız ve İstanbul’da da tur atlamamız mümkün mü? Elbette mümkün ve bu hayal değil. Futbol tarihi favorilerin elendiği yüzlerce maçı anlatır meraklılarına. Kimsenin ihtimal vermediği ve küçümsediği birçok takım yüzünün akıyla çıkmış ve üst tura kalifiye olmuştur turnuvalarda. (Bu akşam inşallah bizim de yapacağımız gibi)
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hz. Mesnevi’nin bir yerinde der ki; “dün dünde kaldı cancağızım, bugün yepyeni bir gün, yeni şeyler söylemek lazım”
Türkiye Ligi, Konya maçı, Fenerbahçe söylemleri, şampiyonluk yarışı vs her şey dünde kaldı. Bugün yepyeni ve bambaşka umutlarla dolu bir gün. Hayallerimizin peşinden koşma ve hayali gerçeğe çevirmek için koskoca bir yirmi dört saate ve 90 dakikaya sahip olacağımız bir gün bugün.
Akdenizli olmanın genlerimizdeki yansıması olan umutla, heyecanla, kıpır kıpır bir yürekle, koskoca bir Türklük Camiası dualarıyla, pozitif duygularıyla, sinerjisiyle bu akşam Beşiktaş’ın yanında olacak. Şenol Hoca ve Beşiktaş Takımı bunun bilincinde olarak, elinden gelenin en iyisini sahaya koyarak ikinci maç için avantajlı bir sonuç almaya çalışacaklar.
Olursa ne âlâ, olmazsa Muallâ. Haydi bastır BEŞİKTAŞ…
Güzel bir hafta dilerim.