Bu yayınların içeriklerinde, duygusal ve yanlı hiç davranmadım.
Yaklaşık elli yıla yakındır içinde bulunduğum yazılı ve sözlü iletişim ve yayıncılık, haber kaynaklarının yönetiminde üst düzey yönetici olarak görev aldım,
Çok sevdiğim iletişim,
yayıncılık alanında birçok yazı yazdım. İletişim, haber üretimi alanında birçok
yayın kuruluşunda yaşanan tutarsızlıkların varlığından şikayetçi olduğumu
içeren yazılar yazdım. Çoğu zaman kontrolden kaçması ve yanlışların yapılmasını,
yeni iletişim teknolojilerinin kotü kulanılmasını yazdığım yazılarımda eleştirdim.
Yayınladığım başyazı ve köşe yazılarımda, yönettiğim haftalık, aylık periyodik
yayınlarda bu konuda hata yapmamaya olabildiğince özen gösterdim.
Bu yayınların içeriklerinde, duygusal ve
yanlı hiç davranmadım. Yazım kurallarına, yazı diline olabildiğince dikkat ettim.
Okuru yanıltacak bir yönteme hiç başvurmadım, okurun kafasını karıştıracak bir
haber kurgusunu uygulamadım. Teknolojiyi doğru kullanmaya dikkat ettim. “Sehven”
dahi olsa, tipografik ve anlam kargaşası yaratacak hatalara düşmemeye özen
gösterdim. İletişimin doğru uygulanmasından asla uzaklaşmadım. Elli yıllık bir
gazeteci olarak, özellikle internet ortamındaki yayınlarda, okuru yanıltan,
okumayı zorlaştıran yöntemlere başvurmadım.
Bilgi iletişimi teknojik verilerinin kötü,
hatalı kullanılmasından çok üzüntü duyduğumu dile getirmek için burada bir kez
daha bu konuya değinmek istedim bugünkü yazımda..
Buraya kadar birkaç paragraftan oluşan ve
internette haber veya bilgi iletişimi için kullanılan birçok iletişim
kaynaklarında, sosyal medyadaki yazılarda iyice çoğalan ve genel olarak metinlerde
ilgi çekme, internette kalma sürecini uzatmaya yönelik paragraflar ve aralarındaki
boşluklara yerleştirilen spot ve kısa video reklamlar konusundaki şikayetler çiğ
gibi büyüdü. Özellikle sosyal medyadaki bu haberleri ellerindeki cep
telefonlarından takip etmeye çalışan gençler çok rahatsız. Bu konu o kadar kötü
ve can sıkıcı bir formata dönüştürüldü ki, cep telefonu üzerinden sosyal
medyayı takip etmeye çalışan internet kullanıcısını iyice kızdırmaya başladı.
İş artık çığırından çıktı.
Dikkat çekmek için, gerçek dışı, uydurma bir
başlık altına kurulu içeriklerle, kısa birbirinin aynı içerikli tekrar cümleler
ve aralarına yerleştirilen mini reklamlarla devam ettirilen haberlerı okumak
hiç mümkün değil. Haberi okuyabilmek için, haberin devamında kaşınıza çıkan; “Ayrıntıları
Okumak İçin Görsele Tıklayın” uyarsı sonrasında, her taraftan ekrana gelen
reklamcıkları aşmanız mümkün olamadığı gibi, haberin içeriğine ve sonuna
ulaşamlyorsunuz. Ulaşabilseniz bile. Haber olarak, o sansasyonel, aralarında
rekamlar olan uydurma cümleler dizinine dönüştürülmüş, reklamların asla geçit
vermediğı, bu kandırmaca haberin sonuna
ulaşamadığınızı, görüyor ve kızarak internetten ayrılıyorsunuz.
Bu saçma sapan kurgu şu sıralar tüm
internetten, haber takip etmek isteyenler için en sıkıntılı durum. Özellikle bunu,
ulusal gazetelerin internette uzantıları olan haber sitelerinde daha da çok ugulanmaya
başladığını görebiliyorsunuz. Özellikle cep telefonlarından internet haberlerini
takip eden gençler çok kızgın.
Giderek yaygınlaşan, internet
takipçilerini alay edercesine yanıltan bu yöntem, ne gazetecilik ne de internet
haberciliği değil. İnternetten haber almak isteyenleri kandırmayın, yanıltmayın
ve kızdırmayın. Bu yaptığınız hiç güzel yayıncılık değil. Hep söyledim, giderek
çığ gibi artmaya başlayan bu şikayetlerin yarattığı olumsuzluklar, reklamlarda
tanıtmaya çalıştığınız marka değerlerinizi ne kadar etkiliyor bir duşünün. Her
cümle aralarına yerleştirlen bu reklamların takipçiler uzerinde yarattığı
olumsuz tepkilerden hiç mi rahatsız olmuyorsunuz.
Gün ola harman ola diyelim.
Yaptıklarınızın olumsuz etkileri nerelere varacak göreceksiniz.
ÖLÇÜ!
BİR
İNSANIN ÖLÇÜSÜ;
SAHİP OLDUĞU ÇOCUKLARININ SAYISI DEĞİL,
ONLARA ÖĞRETTİĞİ YAŞAM ŞEKLİDİR. (Albert Simon)
BİR SÖZ!
BÜTÜN
SEVDİKLERİNİZE İTHAFEN şunları göz önünde bulundurun:
Eğer
bu sabah hastalıklı değil de sağlıklı uyanmış iseniz, bir hafta sonrasını
göremeyecek olan bir milyon insandan daha şanslısınız!.