"Yanlışlarla yaşamaya, yaşatmaya o kadar alıştırıldık ki!"
Geçtiğimiz hafta, iletişimde “Yanlışlarla yaşamak” başlıklı yazımda şunları yazmıştım;
“İlginç bir toplumuz. Aldığımız her şeyde değişiklik yapmaya bayılıyoruz. Özellikle internet sayfalarında, okuru hiçe sayan, gerçekle hiç ilgisi olmayanları “haber” diye yazdıklarımızla ne kadar övünsek yeridir”.
“Yanlışlarla yaşamaya, yaşatmaya o kadar alıştırıldık ki!”
“İnternet kullandığımızdan beri, kitle iletişimin en etkin araçlarını hatalı kullanma konusunda bizler gibi sorumsuzca, bilinçsizce kullanan dünyada kaç ülke vardır dersiniz”
“İnterneti kullanırken, “haber” diye sayfalara aktardıklarımızı aklımıza estiği gibi yazıyor ve bu saçmalıklarımızın okunması için okurlarımızı bir dayatmaya mahkum ediyoruz.”
“Sosyal medya” dediğimiz toplumun yaşam biçimini altüst eden bu internet haberleri uygulamasıyla ne kadar yörüngemizden çıkarıldığımızın farkında mıyız.”
Şimdi, sözü; görüntülü ve özellikle yazılı kitle iletişiminin son zamanlardaki en gözde araçlarından interneti nasıl kullandığımıza bakalım. Ne yazık ki, bu konuda başı çekenler, adına büyük dediğimiz günlük gazetelerimizin internet sayfalarındaki spor konulu haberleridir en çok şikayet edilenleri.
İnternet sayfalarında öyle ilginçlikler yapılıyorki, oradaki sayfaları okurken, asparagas başlıklarıyla dayattıkları haberlerle okurları çıldırttıklarının ne kadar farkındalar. Tümüyle yalan, tümüyle gerçeklerden uzak, sansasyonel baslıklarıyla abartılı haberler üzerine kurguladıkları bu yöntemin hiç de ilgi çekmediğinin, hatta okuru çok kızdırdıklarının farkındalar mı? İyice aldatma haline dönüşen, gerçekten uzak haber biçimi, okuru hiçe saymaktan başka bir şekilde anlatılamaz.
Günlük gazetelerin hemen hemen, hepsinin internet sitelerinde rastlayabildiğimiz bu haber biçimini kurgulayabilmek oldukça meziyet gerektiriyor. Bu internet sayfalarında boy gösteren haberlerde en ilginç olanı ise; herkesin ağız birliği etmişçesine, üşenmeden ve okurlarını hiçe sayarak belirledikleri gerçek dışı, tamamen asparagas sloganlardan oluşan, sözde merak uyandıracağı düşünülen, vurgulamalarla yollarına devam edebiliyorlar.
İnternet sayfalarında uygulanan yöntemler; tıklama sayısı, okurun sayfada kalma süresidir. Tıklama sayısı ve sayfada kalma süresi alınan reklamların zoraki de olsa izlenmesini sağlamak için başvurulan ve belki de olması gereken bir uygulama. Bu uygulanan Web sayfasına reklam alması için yapılması gerekendir. Ancak, bu uygulama
kontrolden çıkarılıp iyice keyfi haber okuyabilmenin dışında bir baskıya dönüştürüldü. Okur haberi rahat okuyabileceği ortamı ister. O haberi ilginç bulur, okumak ister ve sayfada kalma süresini uzatır, alt sayfasına kadar, haberi sonuna kadar okur. Bu süre sayfaya reklam veren ürün sahibinin ilk tercihidir.
Uzunca bir süredir bu uydurma dayatmacı yöntem iyice çığırından çıkarıldı. Başlığından itibaren paragraf aralarına yerleştirilen, davetsiz konuklar gibi kısa aralıklarla yerleştirilen reklamlar, sürekli tekrarlanan aynı başlık spotları, okurun haberi rahatça okuyabilmesini engellediği gibi başlık ve giriş bölümünü aşarak haberin gelişme ve sonuç bölümüne ulaşabilmesini imkansız kılar. Kısacası okur, ilgisini çeken sansasyonel başlık vurgulu bu haberin sonuna asla ulaşamaz.
Son zamanlarda bu yöntem iyice yaygınlaştı. Habere sansasyonel başlığı sonrasında yerleştirilen kısa bir giriş; “haberi devamını okumak için görselin / fotoğrafın üzerine tıklayın” anonsuyla karşılaşıyorsunuz. Hadi tıkladınız, bu kez yeni bir reklam veya sonu gelmeyen reklamlar engeline takılıyor haberi okumanız hiç de mümkün olmuyor. Okurla dalga geçmenin, alay etmenin en saygısızlık sergilene yolu.
Üşenmedim, bu konu için, internet gezginleri ve üniversitedeki öğrencilerim arasında araştırma yaptım. Aldığım yanıtlar umduğumdan çok daha şaşırtıcıydı. Artık hiç kimse, bu internet haber sitelerinin haberlerini tıklamıyor ve takip etmiyor. Özellikle spor sayfaları bu yöntemde başı çekenler. Onların; “Bomba transfer” veya “Bombayı paylattı” veya benzeri başlıklar ile başlayan internet haberleri ise hiç takip edilmiyor.
İnternet haberciliğini ne hale getirdik. İnternet haberi diye sattıklarımız işte bunlar! Eserimizle ne kadar ovünsek yeridir!
Ayrıca; “Sosyal medya”yı etkin reklam mecrası olarak değerlendiren, internete reklam verenlere de önemle duyurulur.