Devlet olmanın önemli kuralları vardır. Güçlü devlet olmanın daha da önemli kuralları vardır.
Devlet olmanın önemli kuralları vardır. Güçlü devlet olmanın daha da önemli kuralları vardır. Bu kuralların en önemlilerinden birisi de, devletin kendisine karşı yapılan her türlü saldırıyı, bertaraf edebilme gücünün olmasıdır. Özellikle dışarıdan güdümlü her türlü planlı terörist ve bölücü faaliyeti karşılayacak gerekli tedbirleri almak, devletlerin en önemli ve zaruri görevidir.
İşte bu nedenle tüm ülkelerin başlarında bulunan devletler kendi yapılanmalarının gereği olarak ve yukarıda anlattığımız nedenden ötürü, istihbarat çalışmalarına ihtiyaç duyarlar. Bu çalışmalar kendi iç işlerinden başlayarak, bulundukları coğrafyayı ve ardından dünyayı kapsayan özel planlamalar ve çabaları gerektirir. Bu konuları ekonomik alanda ise (dolandırıcılık, kara para aklama, kanunsuz eylemler vb.),uyuşturucu ve yasaklı madde, terör, karşı ülke faaliyetleri başlıkları altında ele almak mümkündür.
Ülkemiz özelinde bu konuya göz atarsak; yurdumuzun hem içsel hem de dış mihraklar tarafından yönetilen, birçok sorunla karşı karşıya olduğunu görürüz. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın gereği olarak, dış ülke kaynaklı terör faaliyetleri, uyuşturucu ve yasaklı maddelerin nakliyesi gibi eylemlerin ve iç sorunumuz olan dolandırıcılık eylemlerinin bertaraf edilmesi için başta milli istihbarat teşkilatımız olmak üzere diğer tüm kolluk kuvvetlerimiz ve ordumuzla sürekli bir mücadele halindeyiz.
An itibariyle örneklemek gerekirse; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan açıklamada belirtilen Cumhuriyet tarihimizin en büyük operasyonu olarak adlandırılan uyuşturucu ve buna bağlı olarak para aklama faaliyetlerine karşı yürütülen “Bataklık Operasyonu”, çeşitli dolandırıcılık faaliyetleri sonrasında yurt dışına kaçan firarilerin takip edilerek muhtelif devletlerden geri iadelerinin talebi ve bu süreçlerin takibi, özellikle FETÖ terör örgütü elemanlarının tespit, takip ve yakalanmasına yönelik operasyonlar, uzun yıllardır sürdürülen, PKK terör örgütüne karşı yürütülen başarılı faaliyetler olarak özetlemek mümkündür.
Göreceğiniz üzere, sadece örnekleri bile insanın başını döndürmeye yetiyor. Bir de bu konuların tanımlanmasını, teşhisini, takibini ve çözümü için geçen zamanı ayrıca harcanan emek ve yapılan masrafları düşünün... İşte bu noktada güç devreye giriyor. Eğer gücünüz varsa, tüm bu faaliyetleri yürütebilir ve sonuç alabilirsiniz. Yani güçlü bir devlet yapınız ve iktidarınız varsa, bu sorunları altından kalkabilirsiniz. Askeri yapınız, polisiniz, istihbaratınız ve diğer kolluk güçleriniz, birbirleri ile uyumlu ve verimli çalışıyorsa başarı sağlanabilmektedir.
Nitekim ülkemiz yaşadığı bu talihsiz ve kötü olaylar karşısında, asırlara dayanan devlet geleneği ve devlet yapısının desteği ile her türlü saldırı ve eyleme anında cevap verme gücüne sahip. Ayrıca sürekli gelişen altyapı ve teknolojilerimizin de desteği ile özellikle coğrafyamız içinde son derece özel bir konumdayız. Tüm bunlar milletçe ülkece devlet olarak gücümüzü gösteriyor. Zira gücümüz olmasa ne bu saldırılara, teröristlere, hainlere ve diğerlerine dayanamazdık. Onlarla mücadele edemez ve boyun eğmek zorunda kalırdık. Bunlar ülkemize yapılan ne ilk nede son saldırılar... Ama çok şükür ki mücadele edecek gücümüz, aklımız ve imkânımız var. Bu gücün temeli, katıksız beraberlik ve birlikteliğimizdir. Her konuda yaşadığımız sorunları ise bu birliktelik sayesinde aşabiliriz.