Arnavutluk Tiran'dayım.
Arnavutluk Tiran’dayım. Türk Hava Yolları (THY), Air Albania iş birliği ile uçtuk. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından Tiran Uluslararası Havalimanına iniş yaptık. Şehirde ilerlerken Tiran’ın neredeyse her yerinde inşaatların yükseldiğini gördük.
Opera binasının altında bir kafede oturuyoruz. Öğlen saatleri bir anda ezan sesinin geldiği yöne dönüyorum. Meydanda TİKA tarafından restore edilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yakın zamanda açılışı yapılan Ethem Bey Camii mimarisi ile adeta bir yakut gibi parlıyor. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sevgisi ülkede konuşuluyor. 2019 tarihlerinde meydana gelen depremin ardından Türkiye tarafından Laç’ta inşa edilip teslim edilen 522 deprem konutu da Arnavutların dilinde.
Tiran’da hava sıcaklığı gölgede 40 dereceyi aşmış. Arnavutluk’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı kapsamında Türk Kültür Festivali yapıldı. Türk yemekleri, Türk müziği ile başlayan etkinlikler Arnavutlar tarafından büyük ilgi gördü. Meydana kurulan çadırlarda Kahramanmaraş’ın dondurmasına çocukların yanı sıra büyükler de büyük ilgi gösterdi. Bu durum aklıma yakın zamanda YEE Başkanı Şeref Ateş’in Türk patent ile yaptığı anlaşmayı getirdi. Türkiye'nin coğrafi işaretli değerleri dünyaya taşınacak. Arnavutluk’ta yapılan Türk Kültür Haftasında bunu görmek mümkün oldu.
Tiran’dan Yunus Emre Enstitüsü başkan yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Naim Çiçekler ile Arnavutluk’un diğer bir şehri Shkodra (İşkodra)’ya gitmek üzere yola çıktık. Tiran – Shkodra (İşkodra) arası aslında çok uzak değil ama yolu kötü olması nedeniyle çok yavaş gittik. Dar bir yol ve bir gidiş bir geliş şeklinde. İnsan ister istemez kendi otoyolları ile kıyaslama yapıyor. Yolun ne kadar önemli olduğunu ve o ülkenin gelişmişliğini gösterdiğini burada hissediyorsunuz. Yol kenarlarında taş vazolar içine güller dikilmiş, bu ne diye soruyorum. Ahmet Naim Çiçekler cevap veriyor; bunlar bu yolda kaza geçirip ölenlerin anısına dikilmiş. Dikkatli olunması hatırlatılıyor adeta.
Ahmet Naim Çiçekler ile Shkodra’yı (İşkodra) yürüyerek dolaştık. Çiçekler “Arnavutluk’ta Türkçeye ilgi büyük. Burada Türk dizilerinin izleniyor olması da Türkçeye olan ilgiyi çok artırdı. Türk kültürü ve dilinin daha çok öğretmek ve yaymak için gönülden çalışmaya devam ediyoruz.’ diyor.
Ve görüyorum ki; Türkiye'yi dünyaya tanıtan Türk insanı ile dünya insanı arasında kültürel bağ kuran Yunus Emre Enstitüsü kültürel diplomasi ile gönüllere dokunmaya devam ediyor.
Dönüşte bir saate gittiğimiz yolu yaklaşık üç saate dönebildik. Hafta sonu bu bölgeye Kosova ve Karadağ’dan geliş gidiş çok oluyormuş. Bu yoğunluk onun yoğunluğu imiş.
Balkanlar ile Türkiye bir bütündür. Balkanlar ile ülkemiz arasındaki ilişkileri, kökleri, geçmişteki ortak değerlerimize dayanıyor. Balkanlarda barış ve istikrarın korunması, dış politikamızın da önceliği arasında. Türkiye ve Balkan ülkeleri ile tarihi, kültürel ve insani bakımından da derin bağlar kurulmuştur. Balkanlarda hangi ülkeye giderseniz gidin Türk olduğunuzu duyduklarında yüzlerdeki gülümsemeyi görebilirsiniz.
Ertesi günü Arnavutluk’ta büyükelçiliğimizi ziyaret ettim. Büyükelçimiz Atay’ın güzel enerjisi ile kendimi Türkiye’de gibi hissettim. Büyükelçi Tayyar Kağan Atay “Arnavutlar ve Türkler yüzyıllardır el ele yürümüş iki büyük millet, dolayısıyla biz kardeşiz ve dostuz. Büyükelçiliğimiz, tarihi, kültürel ve insani bağlarımızın bulunduğu dost ve kardeş ülke Arnavutluk’ta devletimizi temsil etmektedir. Arnavutluk’u gönül komşumuz olarak görüyoruz.” diyor.
Büyükelçi Atay ile vedalaşıp ayrılırken Tiran Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Muhammet Kelami Kablay ziyarete geliyor. Sohbet ediyoruz ve ayrılırken hep birlikte bir fotoğraf çektiriyoruz.
Arnavutluk'ta gördüklerim yaşadıklarım ile şunu rahatlıkla söyleyebilirim: ‘Gönül diplomasimiz’ devam ediyor.