Sanki Avrupalı turistler gitmiş Seyrantepe ve civar köylerden oluşturulan futbolcular sahada kafalarına göre takılıyorlardI.
Galatasaray sahaya çıktığında sanılırdı ki Real Madrid... Kendilerine aşırı güven duyan ve tribündeki taraftarlarını da buna inandırma çabasında olan sarı-kırmızılı futbolcuların ileri gitmek yerine yan ve yakın pası tercih etmeleri bir anda güzel görüntüsünü kaybettirdi. Havalarını söndürdü. Sanki Avrupalı turistler gitmiş Seyrantepe ve civar köylerden oluşturulan futbolcular sahada kafalarına göre takılıyorlardı. Özellikle sağ kanatta Sabri vardı ki evlere şenlik... Çoktan emekli olması gereken bir futbolcu olup çıkmış. Kendisine gelen hiç bir topu ileri kullanmadı. Hatta kendisini göstermek için eliyle işarette bulunan Yasin Öztekin'i de görmezden geldi. Anladık Riekerink onda bir şeyler görüyor ve oynatıyor ama Galatasaraylı futbolcular ona verdikleri hiç bir topun ileri atılmadığını nasıl görmüyorlar. Galatasaray'ı köy takımına dönüştüren geri pasların bir numarası olan Sabri'ye verilen toplar heba olup giderken tek bir hücum bile yapmamış olan Bursaspor Galatasaray'ın başarılı kalecisi Muslera'yı avladı. Misafir ekibin Kanatsız kuşu Kubilay harika bir golle sarı-kırmızılı taraftarları şoka uğrattı.
Yasin Öztekin baktı ki Sabri Sarıoğlu Galatasaray'da gizli Bursasporlu gibi oynuyor ve kendisine tek pas atmıyor bu defa kanat değiştirdi. Topla tren gibi giden ama istasyon yerine ulaşmak varken ara duraklarda takılıp kalan Bruma sağa, Yasin sola geçti. Podolski ile ikiye bir yapan Yasin harika bir beraberlik golüne imza attı.
Beşiktaş bu millete beraberlik golüne sevinmeyi öğretmiş olmalı ki sarı-kırmızılı taraftarlar sanki maçı almış gibi bayram yaptılar. İlk 45 dakikada ahlar, vahlar falan arasında karşılıklı gollerle 1-1 bittiğinde ne Galatasaraylı ne de Bursasporlu taraftarlarda "Bu maçı bizim takım alır" hırs ve hevesini göremedim...
Topla daha çok oynayan, daha fazla paslaşan oyunu rakip alana yığmaya çalışan Galatasaray Sabri'yi saymazsak 10 kişiyle sahada mücadele eden ekipti. Bursaspor attığı süper golü saymazsak hiç bir varlık gösteremedi. İlk yarıda sarı-kırmızılı takımın taraftarlarını çıldırtacak kararlar veren hakem Barış Şimşek'in bu zaafından yararlanmak için kendisini ceza alanı içinde yere bırakan Bursasporlular gördük...
Galatasaray'da her şeye rağmen pes etmeyen "Bu maçı alacağız başka yolu yok" sloganını yüreklerinde yankılatan isimler vardı. Bunlardan biri de Sneijder idi kuşkusuz. Hollandalı yıldız serbest atışta topu Bursaspor kalecisi Harun Tekin'in uzanamayacağı köşeye bırakarak skoru Cimbom'un lehine çevirdi. İkinci golü bulan sarı-kırmızılı futbolcular daha fazlasını da atacak pozisyonları cömertçe harcadılar. Pozisyon geliştirmede Sneijder ve De Jonk, pozisyon önlemede Linnes takım arkadaşlarına göre daha başarılıydılar.
Bursaspor'un teknik patronu Hamza Hamzaoğlu oyunda dengeyi sağlamak için iki oyuncusunu birden değiştirdi. Ancak Galatasaray gerçek kimliğine yakın bir havaya girmişti bu hamleden fazla etkilenmedi. Sneijder'in ofsayt sebebiyle güme giden çabasının ardından Bruma'nın aşırtma gol denemesinden Podolski'nin altıpasta sert vuruşundan da üçüncü gol çıkmadı. Sneijder'in Harun'u kafa topu aşırtması ile avlama girişimi tabelayı değiştirmese de tribündeki taraftarları ateşlemeye yetti.
Riekerink ısrarla değişiklik yapmazken Hamzaoğlu üçüncü hakkını da kullandı ama skoru değiştirmedi.
Nihayet derken sahanın tartışmasız en kötüsü Sabri bile bir Bursaspor akınını keserek tribündeki taraftarlardan alkış aldı. Bruma'nın yerine Sinan Gümüş'ü sahaya süren Riekerink sahadaki oyuncuları bizim gibi seyretmekten sıkıldığını ispatlar gibiydi. Hollandalı teknik adam Podolski'yi tribündeki taraftarlara alkışlatırken son 5 dakikada sürpriz gol arama gayreti içinde oldu. Zaten hücuma adam almak demek aslında takım savunmasına katkı yapmaktır. O da sanıyorum bunu tercih etti.
Sarı-kırmızılı taraftarlar maçın son dakikalarında şarkılar türkülerle galibiyeti kutladı. Onları sevindirmek için elinden gelenin hepsini olmasa da bir kısmını yapan futbolcuları da tebrik etmek lazım.. Hele 90'da Eren'le gelen üçüncü gol tribünlere en güzel ödül oldu. Bu golde yapımcı olarak Sinan Gümüş'ün de payı vardı.