Galatasaray'ı bizim kadar tanımasa diyeceğiz ki Tolunay Kafkas formasını giydiği takım karşısında macera aramış.

Galatasaray’ı bizim kadar tanımasa diyeceğiz ki Tolunay Kafkas formasını giydiği takım karşısında macera aramış. Ya Riekerink ile ilgili karalamalara kandı ya da bildiklerini unutup yeni bir denemeye girişti. Galatasaray’ın üzerine defans oyuncuları dışında tam takım yüklenmeye çalışmanın bir faturası olmalıydı ve bunun cezasını sarı-kırmızılı futbolcular daha ilk yarım saatte verdiler. Önce Semih, ardından Yasin ve Bruma Akhisar Belediyespor’a hoş geldin sürprizi yaptılar.

Bruma’nın attığı llk golde özel bir ışık vardı. Sarı-kırmızılı takımda her gün daha da büyüyüp devlerin yakın kıskacına girecek kıvama gelen Portekizli daha topu kenardan alırken öylesine dik ve kestirmeden gitti ki, “Ben bu golü atarım arkadaş” mesajını en azından tribünde kendisini izleyenlere verdi. Bruma ayağına aldığı her topla Akhisar defansının başına bela kesildi. Tabii tribündeki taraftarları da pozitif futboluyla coşturmaktan geri kalmadı. Geceye damgasını kim vurdu diye sorulsa bunun cevabı tartışmasız Bruma olurdu. Kendisine en büyük tavsiyemiz basit oynaması olacaktır. Daha kolay olanı seçseydi hem Galatasaray’ın hem de kendisinin performası daha da yüksek olurdu.

Yasin Öztekin kardeşimiz için onu elinizden kaçırmayın ricasında bulunmuştuk. O da fırsatçılığını konuşturdu. Podolski zaman zaman ağırmış gibi görüntü verse de hemen hemen gecenin gollerinde payı olan bir isimdi. Tecrübe ve kalite ayrı bir şey işte Podolski bunun Galatasaray’daki kanıtlarından biri. Varlığı bile etkili silah olduğunu gösteriyor.

Konuk Akhisar’ın ikinci yarıda gösterdiği oyun performansı aslında maça çıktığında gerçekleştirmeliydi. Eren Derdiyok ilk 11’de yok diye Galatasaray’ın forvet hattını yok sanıp macera aramak yerine temkinli bir futbol sergilemek amaçları olmalıydı. Rodellega gibi önemli bir silahını Trabzonspor’a kaptıran Akhisar Belediyespor’da aynı yerde görev alan isimlerin henüz hazır olmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Galatasaray’da hak etmediği kadar karalama kampanyasına hedef olan Riekerink’in sürprizi sadece Eren değildi defansta da stoperleri Hakan Balta-Semih olarak belirlemiş Chedjou’yu yedek sırasına çekmişti. Hakan ve Semih hem iyi hem de uyumlu idiler özellikle kaleci Muslera’nın rahat bir 90 dakika çıkarmasına yardımcı oldular. Konuk ekibin kendilerini fazla yıpratmadığı da ayrı bir gerçek.

Josue’nin sarı-kırmızılı takıma olan katkısının bu kadar yeniyken yüksek olması takdire şayan bir şey. Riekerink’in bunda payı yüzde 100’dür inanın… Hem defanstan hem de kenarlardan topları alan Josue hem ara hem de uzun paslarda tek bir hata bile yapmadı. Daha önceki maçlarda Sneijder’in ön plana çıkmadığı pek olmazdı. Bu defa onun sorumluluklarından bazılarını Josue üstlenmişti.

Galatasaray Selçuk’la kazandığı penaltı golü öncesi Rodrigues’i oyuna almış ve Eren ile de Podolski’yi değiştirmeye çalışıyordu. Rodrigues’e kaleci Fatih’in hareketi kesin penaltıydı ve Ali Palabıyık da tereddüt etmedi.

Seyirci Lukas Podolski lehine inanılmaz tezahürat yaparak sevgisini gösterdi. Tercüman Mert Çetin’in Podolski’yi taraftarların yanına getirmesi istendi.

Galatasaray güle oynaya üç puanı kaparak yoluna devam etti. Belki de bu sezonun en rahat maçını oynayan sarı-kırmızılıları tebrik ediyoruz.