FED'in son toplantısında politika faizini sabit tutma kararı verdi.
Bu zaten böyle olacaktı. FED’in agresif faiz artırmayacağını bilmek gerekir. Çünkü FED’in faiz artırımının Trump’ın piyasalardan kabul gördüğü dışında ABD için bir faydası yoktur.
FED’in faiz artırımının bunun dışında tek bir manası vardır; deflasyon ithalatı. FED, neo Fisherist bir tutumla faiz artırarak enflasyon elde etmeye çalışmaktadır. Fakat Fisher teorisi (faiz oranlarıyla enflasyon arasında doğrusal ilişkiyi gösteren teori) sadece gelişmekte olan ekonomiler için doğrudur. ABD ekonomisi içindeyse FED enflasyon sağlamaya dönük faiz artırdığında USD kurunu yukarı yönlü etkilemektedir.
USD kuru yükselince ABD’nin ihraç ettiği mallar pahalılaşmaktadır. İthal ettiği mallarsa ucuzlamaktadır. Böylece kendi mallarına talep düştüğünden yatırımlar kapanmaktadır. Yatırımlar kapandığında istihdam daralmaktadır. Talep düştüğünden malların fiyatı da düşmektedir. Bu durum ABD’de firmaların karlılığını etkilemektedir. Firma karlılıkları olumsuz etkilendiğinden sermaye piyasalarında firma değerleri düşmektedir. Firma değerlerinin düşmesi endeksleri etkilemekte ve makro göstergeler bozulmaktadır. Bu durum ABD ekonomisinin psikolojisini bozmaktadır.
Üstelik ihraç malları karşı ülke para birimi ucuzladığından daha ucuz olarak piyasaya sunulmaktadır.
Böylece FED faiz artırdığında ABD ekonomisi yavaşlamakta, enflasyon yerine deflasyon bulmaktadır. Bu ilişki nedeniyle FED faiz artırmakta zorlanmaktadır. Agresif bir faiz artırımı politikası izlemesiyse imkânsızdır.
Bu ilişkileri bilmek USD kurunun seyri üzerine uzun dönemli yorum yapmayı kolaylaştırmaktadır. Dahası döviz kurundaki yüzde 10’luk artışın Türkiye’de enflasyon üzerine 1 puanlık etki yaptığı bilindiğinden uzun dönem enflasyon tahmini yapmayı da mümkün kılmaktadır. Enflasyon için enerji maliyetlerini takip etmek yeterli olacaktır.
Bu bakımdan Türkiye’de enflasyon tahminlerinin tutarsızlığı tutarsızlıktır. Özellikle son 10 yıldır iktisadi teorilerin tümünün adeta bir sağlamasının yapılabileceği laboratuvar ortamı sunan ekonomimiz sağlıklı tahmin yapmak üzere elverişli bir alan sağlamaktadır.
Tahminlerin başarısı para politikasının sürdürülebilirliği açısından belirleyicidir. Dahası temel ihtiyacımız olan parasal genişleme için FED’in içinde bulunduğu pozisyondan yararlanılabilir.
Türkiye’nin gelişimi üzerindeki en temel belirleyici olan sermaye kıtlığı en azından monetarist politikalar kadar parasal genişlemeyle esnetilebilir.