Hocam, dışarıdaki hayat öyle pek bildiğiniz gibi değil.

Hocam, dışarıdaki hayat öyle pek bildiğiniz gibi değil. Türlü badireler var. Çeki-senedi bir tarafa, komşular var, komşularla sorunlar var. Bağır çağır bu iş olmuyor.

Duyduk ki aileniz bir hamburgerci açmış Alaçatı’da. Hayırlı olsun. Yanında da bir kebapçı varmış. İş, kebapçı-hamburgerci, geleneksel-evrensel romantik kapışmasını aşmış, siz müdahil olmuşunuz.

İki damadınız, korumalarınız falan toplanıp mekâna gitmişsiniz. Belli ki sinirlendiniz. Belli ki celali kişiliğiniz kendini göstermiş. Halbuki sizi tanıyanlar bilir aslında şeker gibi adamsınızdır.

Maalesef kavga gürültü olmuş. Öncelikle Adanalı olduğunuz için çok iyi bilirsiniz ki, öyle toplanıp mekâna gitmek başka anlamlar taşır.

Üstelik gittiğiniz mekânın sahibi de hemşeriniz sayılır. Selahattin Aydoğdu, Mardinli olmasına rağmen sizinle aynı sokaklarda büyümüş. Hepsinden önemlisi siz futbola Adana Demirspor’da başlamıştınız. Aydoğdu’nun da bir dönem Adana Demirspor Başkanlığı yapmış olması kaderin garip bir cilvesi olsa gerek. Hadi Adana’dan tutturamadınız, en azından Adana Demirspor’dan tuttursaydınız.

Ama anlaşılan olmamış. Peki, şimdi ne durumdayız? Siz korumaları ile mekân basan spor adamı konumundasınız. Hakkınızda şikâyet var. İfade vermeye gideceksiniz. Diğer taraf arkanızdan konuşuyor. Sonra o da ifadeye çağrılıyor. Üstelik “Gözaltına alındı” haberleri yayılıyor. Yalan da olsa. İş dönüyor dolaşıyor siyasi bir hal alıyor. Nasıl oluyor bilmiyorum ama normalde iki dükkân sahibinin kavgası olarak geçecek haber, siz karışınca “İşte Türkiye gerçekleri” martavalına dönüşüyor. Ülkede olan her şeyi Tayyip Erdoğan’a bağlamaya çalışan kimileri de sizin karıştığınız kavga üzerinden ona vurmaya çalışıyor. “Yahu koskoca Cumhurbaşkanı bu işe de mi karışacak?” demeye kalkanlara çullanıyorlar. Cevapları hazır: “Fatih Terim’i Futbol Federasyonu seçti. Futbol Federasyonu Başkanı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı safında. Demek ki Cumhurbaşkanı Fatih Terim’i destekliyor” türü acayip bağlantılar kuruyorlar. Ne yani, sayın Cumhurbaşkanı, Fatih Terim’e “Sen kavga et, ben yanındayım” mı, dedi. Mahalle kahvesi mi burası?

Hocam gördüğünüz gibi Türkiye bu halde. Çıldırma noktasına çeyrek kaldı. Ne olur bir de siz katkıda bulunmayın bu duruma. Aranızda tatlılıkla halledin bu işi. Adana’nın hatırına olmazsa, Adana Demirspor hatırına.

TOPRAK VAR MI Kİ SUYU EMSİN?

İstanbul’da yağmur yağdı. Her tarafı sel bastı. Çok mu şaşırdınız? Koca koca apartmanlarda, plazalarda otururken. Her taraf asfalt, her taraf betonken. Adam başına düşen toprak miktarı bir mendilden küçükken. Ne bekliyordunuz ki?

Yağmur yağacak ve asfaltlar suyu mu emecekti? Veya beton binalar yağmuru mu engelleyecekti? Biliyorum ki bu daha iyi hallerimiz.

Süratle betonlaşmayı artırmalıyız. Her tarafa daha çok yol, daha çok bina yapmalıyız. Bir gram bile yeşil alan bırakmamalıyız. Böyle yapmalıyız ki belki bir musibet bin nasihatten iyidir durumu olur. Bizim başka bir dilden anlayacağımız yok.