Geçtiğimiz günlerde Orsam'ın düzenlediği bir konferansta Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi kamuoyuna seslendi.
Ortadoğu’nun iki büyük problemi var; ‘sadece ben’ mantığı ile hareket etmek ve dışarıdan gelen etkilere karşı direnç gösterememek!
Durum böyle olunca uzun vadeli politikalar da üretilemiyor. Her şey günlük hatta anlık kararlar gölgesinde yürüyor...
Bana barış getirdiğini iddia edenler ‘ötemi berimi topla tüfekle dolduruyorsa, kapı arkası planları elden bırakmıyorsa, sağ gösterip soldan yumruğu indiriyorsa, sırtımı sıvazlayıp kardeşi kardeşe düşürüyorsa’ bi dakika ne oluyor demem gerekmiyor mu? Gerekiyor!
Geçtiğimiz günlerde Orsam’ın düzenlediği bir konferansta Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi kamuoyuna seslendi.
Organizasyona ulusal ve uluslararası ilgi beklenenin üzerindeydi.
Irak, İran, ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Ürdün Büyükelçilik temsilcilerinin yanı sıra Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Muhammed Vecihi Cuma, Eski Ulaştırma Bakanı ve Milletvekili Oktay Vural, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, siyasi parti temsilcileri, ulusal ve uluslararası basın, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin iştirak ettiği konferansta Başkan Salihi ‘Kerkük’te güncel gelişmeler ve Türkmenlerin durumu’ başlığı üzerinden pek çok önemli konuya değindi.
ITC Başkanı Erşat Salihi’nin konuşmasında çok önemli vurgular vardı;
‘Türkmenler Irak’ın vazgeçilmez denge unsuru olmasına rağmen Irak Parlamentosu varlığımızı görmezden sesimizi duymazdan gelmekte ısrar ediyor...
“Kardeş kelimesi bizim dilimizden hiç eksik olmadı. Fakat bizi görmezden gelip sesimizi duymayanlar, her şeyi değiştirme etkimizin ve yetkimizin olduğu da bilmelidir!”
Irak’ın bütünlüğünü savunmakla birlikte bölünmeye dair kararlar alınacaksa herkes şunu iyi bilmeli ki Türkmenler de kendi bağımsızlığının mücadelesini verecektir!
Gözümüz ve gönlümüz her daim Türkiye’de fakat bizim vatanımız Irak’tır, Kerkük’tür. Irak Parlamentosu da artık bu gerçeği kabul etmeli. Erbil’in ve Süleymaniye’nin işleyişine Türkmenler karışmıyor ve saygı duyuyor ise onlar da elini Kerkük’ten çeksin, saygı duysun...’
Sıklıkla yazıp dile getirdiğim cümleler bir kez daha su yüzüne çıkmıştı! ‘Irak’ta görünen sessiz tablonun ardında her kesim kendine göre rahatsız!’ Kimse yarınını kestiremiyor!
Sanki görünmeyen bir el şu an için tüm rahatsızlıkları baskılıyor ve herkesin iyice dolmasını bekliyor. O görünmeyen güç, ortamı iyice gerdikten sonra yakında elini çekecek ve herkesi öfkesiyle sahaya sürecek gibi!
İşin özünde herkes aynı şeyi söylüyor ve istiyor. Kürtler, Araplar, Türkmenler, Yezidiler... Huzur ve saygı içinde birlikte yaşamak her cümlenin girizgâhı olmasına rağmen kitabın ilerleyen sayfalarında ince hesaplar üzerinden büyük ayrışmalar ve çatışmalar yaşanıyor.
Başkan Erşat Salihi konuşmasında ısrarla ‘Irak’ın huzuru, güvenliği, güçlenmesi için bütünlüğünden yanayız’ dedi.
Ve bir cümlenin altını kırmızı kalem ile çizmeyi unutmadı;
“biz kardeşlik diyoruz, bütünlük diyoruz... Bizim tüm yapıcı duruşumuza rağmen birileri bölünmeyi konuşuyorsa ve bu bölünmeyi sadece kendine istiyorsa karşısında bizi bulacaktır!”
Objektif bakınca Erşat Salihi de kendine göre haklı. Çünkü Kerkük merkezli yoğun Türkmen nüfusu var Irak’ta ve tabiki Suriye’de. O toprakların ezeli ve ebedi sahipleri olan Türkmenler, uğruna büyük mücadeleler verdiği topraklardan neden vazgeçsin ki?
Görünen o ki ilerleyen günlerde Irak ve Suriye üzerinden gündeme yansıyan sıcak başlıkları fazlasıyla işiteceğiz...