Dünya! seninle olan İLK RANDEVUSUNA da böylelikle koşarak gelmiş olur.

Annen karnı burnunda koşarak, hastaneye doğuma gelir.

Doğum yapar.

Ve sen doğarsın.

Öylesine mucizedir ki, annen memesindeki sütü ile seni koynuna basmaya hazırdır.

Hesapsız kitapsız.

Dünya! seninle olan İLK RANDEVUSUNA da böylelikle koşarak gelmiş olur.

Hoşgeldin.

Çıplak geldiğin dünyada seni hemen sararlar ve kundaklarlar.

Ve aslında sen dünyaya, bu masumiyet kundağından söz verirsin.

Kundaktaki süt kokulum, saçındaki konakları, avuç içlerindeki pamukçuklarıyla.

Der ki;

İyi insan olacağım.

Merhametli insan olacağım.

Sen kundaktaki bebeğe, dünya kucağını sevgiyle açar ve sonsuz nimetlerini sunmaya başlar.

Seni kundak içinde sarmalayan dünya! aslında yemekle bitecek gibi değildir.

Ve aslında üzerinde tepinmekle ezilecek bir yer hiç değildir.

Sen büyümeye başlarsın, aklın iyiye güzele boyun eğeceğine, yıktıkça yıkarsın ve her gün biraz daha insanlığından çıkarsın.

Yapma.

Dünya! seninle İKİNCİ RANDEVUSUNA gelir.

Ve artık sana olan güvenini yitirmiş olur.

Ve dünya seni artık bu randevuda böyle yitik bekler.

İnsanoğlunun geldiği kötülüklere, fesadına, kinine bakar, azalan insanlığına bakar.

Çoğalan günahlarına bakar.

Toprak ana çaldıklarına, harap ettiklerine, kesmene biçmene, yok etmene bakar.

Ağaçtaki sonu yaprağa diken gözü aç, para için insanlığından çıkan sana bakar.

Senin elinle öldürdüklerin dünyanın keyfini kaçırır.

Bilirki senin gözün doymaz, ruhun açtır.

Sonra dünya! ÜÇÜNCÜ RANDEVUSUNA gelir.

Bu buluşma kötüdür ve pek iç açıcı değildir.

Sana sunduğu güzel renkleri, koyu renklerle takas eder.

Bana iyi davranmadın, çok hoyrattın, kötüsün diye avaz avaz bağırırken.

Can derdine düşürürken.

Seni evde hapis eder.

Endişeler içinde bırakır.

Yaprağına, toprağına hasret eder.

Bedel ödersin.

Ağlayan meleklerin gözyaşları istediğin kadar yıka, temizlemeye yetmez.

Dünya önce merhameti ile gelir.

Artık sen düşüneceksin.

Funda'nın aklındakiler…

... Anladığım şu ki!

Korona günleri, karantina günlerinde en çok okula gidemeyen evde online sistem ile ders yapan, imtihan olan öğrenciler sıkıntı çekti.

Bu anlamda şikayet çok.

Zor durumda kalan öğrenci çok.

En son TWITTER’da gündem olan Acıbadem Üniversitesi.

Öğrenciler imtihan sorularını sırası ile yapacaklar ve cevaplayamadığı soru için geri dönemeyecekmiş.

Dahası var.

Final imtihanları kamera ile görüntülü olacak.

Böyle saçmalık olur mu?

Zor dönemden geçen ve bundan nasibini yeterinden fazla alan öğrencilere okulu ve bu dönemi daha da zorlaştırmak ne münasebet.

Kamerası olmayan öğrenciler ne yapacak, kamera ile özel hayatı mahremiyeti ihlal olmuyor mu?

Demeyeceğim.

Diyeceğim ki.

Siz öğrencilerine güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksiniz.

Siz öğrencilerinize güvenmezseniz, onlar da size güvenmez.

Karşılıklı güven olmayan eğitim öğretim olmasa da olur.

Çocuklara öğreteceğiz ilk şey güvenilir insan olmak olmalıdır.

HADİ İLK DERS.

ÖĞRETMENLER ÖĞRENCİLERİNE ÇOK GÜVENİR.

... Hande Ataizi, ben Kıvanç Tatlıtuğ'u çok beğeniyorum onunla bir projede oynamak isterim diyor.

Kenen İmirzalıoğlu'nun oyunculuğunu hiç beğenmiyorum, sokaktan birini al oynat daha iyi diyor.

Görüşü budur ve söyler.

Bu cümleyi sanki çok önemliymiş gibi, sanki bu ülkenin en iyi oyuncusu söylemiş gibi ünlü yılların tiyatro ve sinema oyuncularına sormuşlar.

Hangisi.

Onlar da bi, soru ne ayıp, benim cevaplayacağım bir soru değil dememiş.

Uzun uzun cevap vermişler.

Komiksiniz.