Var ile yokluğun iç içe olduğu bir zamandayız. Yıllarca burnumuzun dibinde yaşanan ölümleri, çaresizliği şimdi kapımızda bulduk.
İnsanlık yeni bir döneme girerken Dünya kendi dengesini arıyor. Yenidünya düzeni rafa kalkarken Dünya kendi düzenini arıyor.
2020 korona salgınından sonra Batı’nın batışını mı şahit olacak yoksa Doğu’dan yükselen yeni ışıkla mı aydınlanacak. İnsanlık tarihine bakıldığında kargaşa, buhran, savaş, salgınlar sonrası hep yeni bir denge ortaya çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz zor günlerden sonra daha zor olan yeni bir güç savaşı başlayacak. Şu an içimizde kopan kıyametlerin yeni başlangıçlarıyla devam eden bir takvim içindeyiz. Yaradılış gayemiz olan inanç dünyamız bizi yeni bir döneme çağırıyor. Derin uykularda uyanın diyor. İnsanlık parçası olduğu doğayı başta kirlilikler ile yok etmeye devam ederken bir virüs ile başlayan salgın süper güçleri çaresiz bırakıyor. İlk artçılarını yaşadığımız bu salgının daha ilk evresinde ittifaklar, birlikler yerle bir olmuş durumda. Yaşanan çağda her şeyi sınırsız tüketen insanlık şimdi yeni çıkış yolu arıyor. Her şeyin başının sağlık olduğunu bir virüs hatırlattı. Ekranlarda her zaman görmemiz gereken bilim insanlarına cankurtaran misali sarıldık. Evlerimize kendi dört duvarımızda o beklenen baharı için dualar ediyoruz.
Var ile yokluğun iç içe olduğu bir zamandayız. Yıllarca burnumuzun dibinde yaşanan ölümleri, çaresizliği şimdi kapımızda bulduk. Hâlbuki her şey çok güzeldi bizim için. Tüketiyorduk günlük nefes alışlarımızla. Orta direkt toplum dengesi yok olmuş ultra zenginlerimizle ultra fakirlerimiz vardı. Ayrıcalıklı VIP dokunulamayan insanlar ile hep bir var olma mücadelesi veren insanlar arasında bir çıkmaz içindeydik. Sahillerimize vuran bebekleri çok çabuk unutmuştuk. Hepimizin bir önceliği vardı. Kimimizin dizisi, kimimizin kaçırılmaması gereken eğlence saatlerimiz. Sosyal medyada lüks yaşantılarımızın ya da boş geçirdiğimiz zamanların makyajlı paylaşımlarımızla doluydu.
Biz ve siz olarak saflara ayrılmıştık. Halbuki hepimiz olmak insanın yaradılış gayesiydi. Modernleşmeyi beton bloklarda doğaya ihanet ederek yaşam olarak AVM’lerde dolandık. Yanı başımızda akan giden o mücadele yaşamaları görmedik ve dokunmadık. Elimizdeki akıllı telefonlarla boynumuz bükük sanal bir aleme dalmışken, kendimizin ait olduğu doğal alemi unuttuk. Bir başkalaşma zamanlarındaydık.
Şimdi bir virüs yaşamımızı tehdit ederken değersiz gelen her şeyin aslında ne kadar değerli olduğu ortaya çıktı. Nefes almamız için en önemli ozan tabakasını delerken ciğerlerimize bir virüs kapan kurdu. Aslında yıllarıdır ozan tabakasının çektiği acıyı hissettik.
Şimdi zamanın akıp giden sayacı içinde zor zamanlardayız. İnsanlık ya ders çıkarak ya da tarih insanlığa ders vermeye devam edecek.