Bayram, İstanbul boşaldı dediler. Ay dedim, uyduruk ezber cümle bu, bıktım, her sene aynı şey. İstanbul boşalsa ne olur, boşalmasa ne olur, ya da boşalsa ne kadar boşalır ki? Ben bayramlarda kafasını evden çıkarmayan sokağa adım atmayan biriyim. Bu gençken de böyleydi. Ve hep böyle oldu.

Kalabalıkları sevmem, kalabalıkların karambol ve telaşını hiç sevmem.

Gerektiği zaman, gereken yerlere giderim tabi ki.

Ama insanlar için şöyle bir tanım var ise.

Ay o gezmeyi çok sever, onun bir ayağı kapıda, hep gezmek ister, denilen insanlardan biri değilim.

Böyle bakınca anlıyorum ki.

Gezmeyi sevmeyen biriyim.

Belki de stabil, alıştığım yerde kalmak daha konforlu alanım olduğu içindir bilmiyorum.

Mahallede büyüdüm ben.

"Kır dizini otur", diye bir cümle duya duya büyüdüm ben.

Çok hareketlenen bir çocuğa, ailesi "kır dizini otur" derdi.

Severim o cümleyi.

Kır dizini otur.

Aslında laf olsun diye bilinen ve kullanılan bir cümle değil.

Dizlerimizi kırıp, yer sofrasına oturan ailelerin, ailecek yürekleri ile donattığı ve beraber eksiksiz aile bireylerinin olduğu sofraları tarif ediyor.

Sofrada dizler birbirine değer.

Herkes evinde, sokakta olan yok ki.

Benim.

Bayram geliyor nereye gideceğim duygusu hiçbir zaman aklımdan geçmedi.

Kim bilir belki de evimi çok seviyorum, evimde vakit geçirmekten hiç sıkılmıyorum ondan olabilir.

CNNtürk.

NTV.

Haber kanalları İstanbul'u gösteriyor.

Eminönü meydanı, tüm vapur iskeleleri korkunç, hınca hınç dolu.

Adalara gitmek isteyenler iskeleleri doldururken, kıyamet kopmuş sanki.

Sultanahmet meydanını gördünüz mü, bilmiyorum.

Caddeler, meydanlar inanılmaz.

Sanki evlerde kıyamet kopmuş ve herkes ailecek, çoluk çocuk sokağa çıkmışlar.

Eskiden böyle sokaklar da, gezmek merakı yoktu.

Sanki evde oturana ceza veriyorlar.

Şehirden çıkmayanlar şehrin kıyametini yaratırken, şehir dışına tatile gidenler var mı?

Var.

Herkes, parası olan ya da olmayan rezervasyon yapıp tatile gittiler.

Gidemeyenler de şehirde sokaklara dağıldı.

Bayram dağınıklığı.

Bayram insan savrukluğu.

Evde kalalım.

Bütçemizi zorlamayalım diyen var mı?

Yok.

EH herkes, Instagram’da gezen, paylaşan diğerlerine özenir ise olacağı budur.

EH herkes, kendinde olmayanı başkasında ararsa olacağı budur.

Ey sokakçılar.

Ey gezme telaşında olanlar.

Sokaklarda savrulurken, farkına varmadığınız, sabahın güneşini kaçırdınız.

Rüzgarın eline bırakacağınız yüreğiniz hiçbir şeyin farkında değil.

İyiliğin kötülüğe yenildiği, böyle bir dünyada gezin anacım.

Sokaklardan evinize girmeyin.

Ey!

Dizini kırıp evlerin de oturanlar.

Yüreğiniz iki dirhem bir çekirdek olsun.