Bu yayın döneminin başından beri ve önceden bu yayın dönemine sarkan bazı diziler televizyonun kadın izleyicileri için vazgeçilmezlerdendir.

Zaman zaman televizyon yazıları da yazdığım için televizyon programların fırsat bulduğumca izlemeye çalışıyorum. O nedenle de, bazı dişime göre olan, ilgimi çeken dizileri de izlemiyor değilim. O nedenledir ki “nerede bizim dizilerimiz” diye bilinmeyene yanıt arayan televizyon izleyicisine hak vemiyor da değilim.

Geçtiğimiz hafta hiç bir bilgi verilmeden kaybolup giden dizilerle ilgili yazdığım yazımı şöyle sonlandırmıştım;

“Yıl başından hemen sonraki ilk hafta yeni bölüm çekimlerinde, sadece reklamlardan değil, dizi oyuncularının tatil yapabilmeleri nedeniyle bir haftanın es geçilmesi doğal ama özellikle reklam dolayısıyla üç haftalık bir öteleme pek normal değil gibi”.

“Şimdi aslolan, üç hafta sonra nelerin olacağıdır. Bu kriz daha uzar mı veya birdenbire kriz ortadan kalkar mı? İşte bu büyük bir soru işaretidir. Sadece televizyon eleştirmeni olarak değil, dizi izleyicisi olarak nelerin olacağını merakla bekliyorum”.

“Yapımcılar, dizi tutkunlarının merakını giderecek bilgi verirlerse çok daha iyi olur”.

Evet, yeni yıla gireli on günü geçti, birdenbire buhar olan dizilerin geleceği ile herhangi bir açıklama yok. Televizyon yayınlarında, ne verirsek, nasılsa izliyorlar anlayışının rağbette olduğu bir ortama yerleştirebileceğimiz bir anlayış değil bu. Bu son zamanlara sıkça kullanılmaya başlanan bir sözcüğü, maalesef ki burada kullanmak çok doğru olacak; Buna telezyonlarda dizi izleyenleri, daha bir abartılı deyimle “dizi tutkunlarının aklıyla alay etmek” değil de nedir?

Bu konuda hiçbir açıklama yapılmadığına göre bir sorun var çok net belli. Ama, birdenbire buhar olup yayından kalkan dizilerin bu durumu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmayınca televizyon izleyicileri kendilerine göre birçok sonuç çıkarmışlar. Çıkardıkları sonuçlar dilden dile dolaşıyor.

Birincisi ve en önemlisi, “diziler yasaklandı” gibi bir sonuçtu. Ama bunun pek de geçerli bir sonuç olmadığını bana soranlara net bir şekilde anlatıyorum. Dizilerin tekrarları yayınlanıyor. Ayrıca yeni dizi tanıtımları dönüyor. Ve en önemlisi TRT’deki diziler kesintisiz yayınlarını devam ettiriyorlar.

Televizyonlarda en çok izlenen dizilerden bir kaçını burada yazmak isterim. FOX TV’de çok izlenen “Savaşçı”, benzeri dizi olarak StarTV’nın dizisi “Söz”, yine FOX TV’nin kadınları salya sümük ağlatan dizisi “Kadın” ve son zamanlarda çok izlenen TV8’in fenomen dizisi “Kızım” bunlardan bir kaçı. Özellikle “Kadın” ve “Kızım” izlenme oranları da en yüksek olan dizilerden.

Bulunduğum çevrede yaptığım araştırmalarda en çok konuşulan konu birdenbire buhar olup yok olan, ekranların en çok izlenen bu dizilerinin akibetinin ne olacağı.

Televizyon izleyicileri bu konuda pek de umutvar konuşmuyorlar.

Bu arada; televizyonların en eğlendirici programı TV8’de yayınlanan “O Ses Türkiye” de aynı furyada birdenbire ortadan kayboluverdi. İşte bu daha şaşırtıcı.

Sorun yapımcılardan mı kaynaklanıyor veya söylendiği gibi yerterince reklam alınamamasından mı kaynaklanıyor veya tüm televizyonlar aralarında anlaşıp yapımcılarla aralarında olan bir sorunu çözmeye mi çalışıyorlar, tam olarak belli değil ama, ne olursa olsun bu konuda en azından dizi severlerin merakları gideren bir açıklama beklemek haklarıdır.

Hadi söz sizde..

BİR TUTAM TEBESSÜM

NASREDDİN HOCA’NIN YÜZÜĞÜ

Nasreddin Hoca dışarıda bir şey arıyormuş.

Ne aradığını merak etmiş. Hocaya sormuş:
– “Ne arıyorsun hocam”?
Hoca:
– “Yüzüğümü kaybettim” demiş.
Komşusu onu nerede düşürdüğünü sormuş:
Hoca da:
– “Bodrumda düşürdüm” demiş.
Komşusu:
– “Ee o zaman neden kapının önünde arıyorsun”, demiş.
Hoca da:
– “Bodrum çok karanlık da onun için kapının önünde arıyorum”, demiş.