Aman gözünü seveyim hemen kaptırma kendini, indirme yelkenleri.
Hayaller Fransa’da Patrick Fiori, gerçekler Muğla Çökertme’de Hakan Altun… Sen onca yıl alaturka, arabeskten kaç. Sonra kendini Hakan Altun’un gözlerinin içine bakarken bul. Valla Ajda sen yine de hepimizden şanslısın. Millet bırak 74 yılı, 74 günde hayallerini acı gerçeklere teslim ediyor. Kendini kaderin acımasız kollarına bırakıveriyor. Eeee artık Ajda Pekkan’ın da arabesk aşklarla, alaturka adamlarla tanışma zamanı gelmişti. Ama Ajda’cım seni uyarmazsam, bana öte dünyada sorarlar. Bu daha öncekilere benzemeyen adam sana iyi gelebilir. Hoş şeyler hissettirip, başında kavak yelleri estirebilir. Hatta daha önce düşündüklerine, önyargılarına sayıp sövdüre de bilir. Sövme! Aman gözünü seveyim hemen kaptırma kendini, indirme yelkenleri. Bir bilsen kaç kadın aldanıp, heder oldu bu yollarda. Ajda’cım alaturka değip küçümseme sakın. Uzaktan öyle garip, zararsız görünür de damardan yakalarlar. Bu arabesk hikayeler, pembe panjurlu hayallere kestirmeden sokar. Bir anda tepe taklak eder. Sonra kendini Montmartre sokaklarında, salya sümük buluverirsin.
Kim de kim?
Rahmetli anneannem Ajans derdi. Hiçbir akşam haberlerini kaçırmazdı. Spiker ile kendi kendine konuşur, haber bittiğinde ‘’Ağzına sağlık, sağ ol kızım.’’ deyip veda ederdi. Gün geçtikçe anneanneme benzemeye başladım. Geçen gün kendimi Ece Üner ile konuşurken buldum. Zaten artık haber izlemiyorum. Ece izliyorum! Haberler kadar çok onun yorumlarını da merak ediyorum. Yaaa kadın hiç mi saçmalamaz, yersiz yorum yapıp, pot kırmaz. Tabi herkes benim gibi düşünmüyor. Kim Kardashian; “Ermenistan’a sebepsiz saldırıyorlar. Türkleri durdurun!...” diyince Ece’cim kibarca “Popondan uydurma!” dedi diye kadına etmedikleri laf kalmadı. Buna kadına şiddet diyen oldu. Deniz Çakır; Ece’ye avam ve üslupsuz dedi. Ertuğrul Özkök de ne ilginçtir ki yine Kim’in sadece popodan ibaret olmadığının altını çizdi. Ve o bitmeyen hukuk eğitimini, milyon milyon takipçi sayılarını vurguladı. Özkök; Ece’nin tavrının tez konusu olabileceğini yazarak yazısını noktalamış. Bence Ertuğrul Özkök tespitleri de esaslı bir tez konusu olabilir. Ece’cim rahmetli anneannemin de dediği gibi “ağzına sağlık!”…
O an…
Yalnızlığını seven, evlenmeyi düşünmeyen, kadınlara yanlış yolda olduklarını hatırlatan cehennem tadında anlar. – Enseden kuyruk sokumuna kadar uzanan elbise fermuarının, tam ortada takıldığı an… Soğuk kış gecelerinde ayakların bir türlü ısınmadığı an… Boş olduğundan emin olduğumuz üst daireden, gece tuhaf sesler geldiği an… Eski sevgiliyi evlenmiş, mutlu, çoluk çocuğa karışmış görüldüğü an… Yalnız öleceğinden emin olduğun huysuz, çirkin “ismi lazım değilin” düğün davetiyesinin alındığı an… Eşli organizasyonlara çağrılmadığını anladığın an… Annenin aynı soruyu 3497422 sorduğu an… Ampulü değiştirmek için merdivene tırmandığın an… Hastayken ateşini ölçüp, ilacını verecek birinin olmadığı an… Arabanı sanayiye bakıma götürdüğün an… Saçına dolaşan kolyeni çıkaramadığın an… Uyumak üzereyken sırtın en ulaşılmaz yerinin kaşındığı an… İşin aslı astarı; özgürlüğüne aşık bu kadınlar tam da o anlardan sonra ikiye ayrılır. Akıllı kadınlar; cehennem tadında o küçük anların oyununa gelmez, soğukkanlılıkla atlatırlar. Ve diğerleri; onlar paniğe kapılıp hayatının geri kalanını cehenneme çevirir.