Temel giyim ihtiyaç maddelerinden biri olan çorap, yanlızca bir örtünme malzemesi olmayıp insan sağlığı açısından da son derece önemli bir giyisidir.

SANAYİ ÖNCESİ

Temel giyim ihtiyaç maddelerinden biri olan çorap, yanlızca bir örtünme malzemesi olmayıp insan sağlığı açısından da son derece önemli bir giyisidir. Çorap, insanın hayatı boyunca çok sayıda tükettiği ve kullandığı giyim eşyaları arasında ömrü en kısa olanıdır. Günümüze göre değişik doku ve şekillerde de olsa çorap tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Çorap tarihi incelendiğinde ilk yazılı kaynaklarda, eski Yunan şair Heseidos (İ.Ö 8 yy.) hayvan kılından örülen bir ayakkabı astarından (Piloi) bahseder. Ayrıca Anadolu’da MÖ 5. yüzyılda Altay Pazırık Kurgan'ında bulunan keçe çoraplar, Türklerde çorap geleneğinin çok eskilere dayalı olduğunu kanıtlar ve Mezopotamya’da, (İ.Ö. 20.yy)’da örme çoraplar bulunduğu rivayet edilmektedir. Anadolu kültüründeki çorapların benzerlerini ise Balkan ülkelerinde, Türkmenistan'da, Yunanistan’da sürüleriyle yaşayıp oradan oraya dolaşan topluluklarda da görebiliyoruz. Türkçedeki çorap sözcüğü ise Farsça kökenlidir. "Gorap" sözcüğü, Arapçaya "curap" buradan Türkçeye ise "Çorap" olarak geçer ve Balkan diline de girer. Türkmenistan'da ise çoraba "çeşka" adı verilir.

Romalılar ise ayaklarına, bileklerine ve bacaklarına meşin ya da kumaş bantlar sararlardı. İlk kez (İ.S.2.yy.)’da kumaş, keçe veya hayvan postlarından kesilerek dikilen ve esnek olmayan bir tür çorap kullanılmaya başlanmıştır. Eski Mısır’da mezarlarda İ.S 3. ve 6. yüzyıl arasında tarihlenen örme çoraplar bulunmuştur. El örgüsü çoraplar ise bugünkü şekline 17. yüzyılda ulaşmıştır.

İlk çoraplar günümüzdeki şekline benzemezlerdi. Deri veya yün kumaştan ayak şekline uygun olarak dikilir, devamında pantolonla birleştirilirdi. Zamanla bu tarz giyimin diz altı olan kısmı daha inceldi ve dizin üstündeki kumaştan farklılaştı. 1500’lü yılların başına kadar devam eden bu alışkanlık sonunda pantolonla çorap ayrıldı ve ayrı ayrı kullanılmaya başlanıldı. Ticari bir meta olarak örme giysiler 13 yy’da Paris’te üretilmeye başlanmıştır. Daha öncesine, örme evlerde yapılan işti 1366’da Paris’te ilk örme locası kurulmuştur. 1514 yılında örme en önemli 6 el işi locasından biri olmuştur.

İLK MAKİNE
16.yy’ın sonlarına kadar çoraplar el örgüsüydü. El örgüsü çoraplar bugünkü şekline 17.yüzyılda ulaşmıştır. İlk çorap örme tezgahı 1589 yılında İngiltere’de yapılmıştır. Nottinhamshire yakınlarındaki Calverton köyünde yaşayan bir İngiliz papaz olan William Lee’nin, elle ve ayakla çalıştırılan ilk örgü makinasını icat etmesinden sonra çorap makinede üretilmeye başlanmıştır. Lee’nin bu icadının altında romantik bir aşk hikayesi yatar. Cambridge Üniversitesi’nde öğrenciyken tanıştığı fakir bir kıza aşık olan Lee hemen evlenmek ister. Ama nişanlısı evini geçindirmek için geceler boyu elde çorap örmek zorundadır. Lee sevgilisinin bu zor işten kurtulması için el hareketlerini takip ederek daha hızlı bir çorap örme tekniği geliştirmeyi düşünür. "Neden bir hareketle sadece tek ilmek atılıyor? Bütün sırayı tek seferde bitirebilmek mümkün olabilir” diye düşünen Lee, aynı anda birden fazla ilmek atabilmenin yollarını arar. Fakat el örmesinde kullanılan tığlarla ilmek atabilmek için parmak kullanmak gerekiyordu. Bunu makinede yapabilmek için Lee çengelli iğneyi düşündü. Bu buluş sonunda, geliştirilen metal-tahta karışımı tezgahta elişinden sadece 6 kat daha hızlı üretim yapılabiliniyordu. Bir inç’te 8 ilmek atabiliyordu. Bu yün iplikler için uygundu ama ipek için çok kabaydı. Lee’nin buluşu bugün örme teknolojisinin temellerini oluşturur. Lee tarafından icat edilen makine, Kraliçe 1.Elizabeth’e takdim edilir ve patent başvurusunda bulunulur. Fakat kraliçe örülen çorapların İspanya’da ipek kumaştan dikilen çoraplara göre daha kaba olmasını bahane ederek patent vermeyi reddeder. Üretilen çoraplar Majestelerinin ayakları için çok kaba bulunmuştur.

İnatçı Lee çalışmalarına devam eder ve ipek kullanılabilecek kadar ince olan yeni tip bir makine tasarlar. Yeni makine bir inch’te 20 ilmek atabilmektedir. Tekrar patent başvurusunda bulunur. Ama cevap aynıdır. Kraliçe el örgü işçilerine maddi anlamda zarar vereceği, işsizliğin artacağı ve tekelleşmeye yol açacağı gerekçesiyle patent vermeyi reddeder.

Bunun üzerine Lee erkek kardeşiyle birlikte Fransa ekonomisini geliştirmeye çalışan Kral IV. Henri’nin davetine uyarak Fransa’da Rouen’e yerleşirler. Orada tezgahıyla 8 yıl boyunca çorap üretmiştir. Fransa kralı tarafından kabul edilen ve makinesi için patent alan Lee 16 Şubat 1612’de Pierre de Caux ile çorap örme makinelerinin üretimi için sözleşme yaptı. Böylece çorap makinesinin ilk ticari üretimi Fransa’da yapılmış oldu. Lee hakkındaki son yazılı belge, 1615 tarihli olarak kendisinin Rouen’de yaşayan ve çorap örme işiyle uğraşan bir kişi olduğuna dair bir Fransız vesikasıdır.

Fransa’nın Almanya ve Saksonya’ya da geçen Lee’nin ölümü üzerine işçileri ve bazı iddialara göre kardeşi İngiltere’ye dönerek İngiltere’nin çorap makinesi yapımını tekeline geçirmesine neden olmuştur. Böylece İngiltere çorap makinesinin özelliklerini öğrenen ve 1656’da bir şirket kuran Jean Hindret’e kadar makine imalatını kendi tekelinde tutmayı başarmıştır. Öte yandan Fournier'de Lyon'da (Fransa) ipek çorap yapımına başlamıştır.

Lee’nin icadı her ne kadar çorap üretimine hız kazandırmıyor olsa da özellikle elit Avrupalılarda nakış ve taşlarla süslenmiş elişi ipek çoraplar kullanılmaya uzun yıllar devam edildi. Lee’den sonra çorap örme tekniğindeki gelişme için bir yüzyıl daha beklemek gerekti. 18.yy boyunca gerçekleştirilen ilelemelerin en önemlisi Jedediah Strutt adlı bir mucit tarafından gerçekleştirildi. Strutt Lee’nin tezgahları üzerinde çalışarak, bu tezgahlarda ribli örgüyü yapabilecek ilave aparatlar kullandı. Bunun sonucunda örülen daha esnek ve bacağı saran bir forma kavuştu. Strutt ve 3 ortağı yaptıkları icat için patent aldılar (1759). Gelişme yavaş da olsa bu onları zengin edecek bir gelir sahibi olmalarını sağlamıştı. Ürettikleri makine “Deby Rib” olarak tanındı ve bu tezgahlarda üretilen çoraplar kısa sürede popüler oldu.

19.yüzyılın ikinci yarısında Lee’nin makinesi geliştirilerek demirden mamul paget tezgahı, 1864'de William Cotton'un icadı olan ve örgüyü ileri geri atkılar atarak gerçekleştiren yassı kolu makinesi kullanıma sunulmuştur. Cotton makinesinden sonra artık el sisteminden makine sistemine geçilmiştir. 10 ton ağırlığındaki bu makine 100-150 bin parçadan oluşmakta ve bir düzine çorabı bir arada örebilmekteydi. Cotton’un makinesinde iğneler daha öncekiler gibi yatay değil dikey konumlandırılmıştı.

SANAYİLEŞME SÜRECİ

Dikişsiz çoraplar 19.yüzyılın ortalarında geliştirilen yuvarlak makinelerde örülmüştür. Bunlarda örgü esnasında ilmek sayısı arttırılıp azalmadığından 100 yıla yakın bir süre çoraplar düz boru şeklinde üretilmeye devam edilmiştir.

Sanayileşmeyle birlikte 19.yy başı itibariye çorap; büyük miktarlı kapasiteye sahip fabrikalarda üretilmeye ve ihraç edilmeye başlandı. Üretimin ana merkezi İngiltere’de Nottingham; Almanya’da Chemnitz idi. Bunun yanı sıra Fransa’da ipek çorap üretiminde söz sahibi idi. Tabi ki bahsedilen üretim, toplam tüketim içinde çok önemli bir yere sahip değildi. Doğaldır ki özellikle kırsal kesimlerde çorap ihtiyacı daha uzun yıllar evde örülen çoraplarla karşılanacaktı.