Yani istifa et ve görevi bırak anlamında taraftar gruplarından, kendi seçtiği yönetimdeki arkadaşlarına ve hatta Florya'ya kadar herkes Başkan'ın çekilmesini istiyor.
Ülkemizin güzide kulüplerinden Galatasaray’da Başkan Mustafa Cengiz’in eylem ve söylemlerinden rahatsız olanların son günlerde sıklıkla dile getirdikleri tek bir sözcük var; “çekil”.
Yani istifa et ve görevi bırak anlamında taraftar gruplarından, kendi seçtiği yönetimdeki arkadaşlarına ve hatta Florya’ya kadar herkes Başkan’ın çekilmesini istiyor.
Gündemde o kadar çok çekil lafı geçiyor ki aklımıza Türkiye’nin 7. Başbakanı Hasan Saka ve ona gönderilen tek kelimelik “çekil” telgrafı geldi ister istemez.
Şimdi gelin hep beraber biraz geriye 1950’nin hemen öncesine doğru kısa bir yolculuk yapalım, sonra döneriz gene kaos ve hüzün yüklü ülke ve spor gündemimize;
Hasan Saka iki kez hükümet kurmuş, ülkenin çok partili hayata geçmeden hemen önceki döneminde 7. Başbakan olarak görev almış ve önemli hizmetleri bulunan bir siyasetçi. Aslen Trabzonlu ve çok da nüktedan kendisi.
Türk siyasi hayatında CHP’nin seçimleri otomatik olarak kazanmasını sağlayan “açık oy- gizli tasnif” uygulamasını kaldıran ve belki de kendi “ayağına sıkmak” pahasına ülkenin demokratikleşmesi için ilk şart olan “gizli oy- açık tasnif”i seçim kanununa kayarak çok partili siyasi hayatın kök salmasını sağlayan bir vatansever Hasan Saka.
1948 senesinde Trabzon’dan Demokrat Parti’li hemşerileri CHP’li Başbakan Hasan Saka’ya tek kelimelik bir telgraf çekiyorlar ve “çekil” diyorlar bu telgrafta (aynen şimdi neredeyse tüm sarı kırmızı renklere gönül verenlerin Başkan Mustafa Cengiz’e dedikleri gibi). Başbakan Hasan Saka ise bu tek kelimelik telgrafa sekiz kelimelik bir cevap veriyor ve o cevap işte bu yazının da konusu olarak tarihe geçiyor; “Arzunuz üzerine çekildim, 80 kilo 250 gram geldim.”
“Demokratlar, o'na görevinden istifa etmesini, "Çekil!" diyerek istemişler, Hasan Saka da Türkçe'nin zenginliğini kullanarak kantara çıkıp tartıldığını, 80 kilo geldiğini bildirmiştir. Bilindiği gibi "çekilmek" fiili aynı zamanda "tartılmak" anlamına da kullanılır.”
İşte şimdi Liseli-Liseci-Lisesiz ne kadar Galatasaraylı varsa hepsi bir ağızdan “çekil” diyorlar ama Mustafa Başkan’ın çok da tınında değil yani bu baskılar.
Başkan’ın geçirmekte olduğu amansız hastalıktan dolayı son zamanlarda Mekteb-i Sultani gelenekleriyle pek de uyuşmayan ve aleni olarak her şeyi her yerde konuşmak ve aklından ne geçiyorsa “dan” diye söylemek gibi bir tarzı oluştu. Bir gün bakıyorsunuz bundan Fatih Hoca nasibini almış, “kulübün uçak biletlerini hep Fatih Hoca bitiriyor, ya Amerika’ya gidiyor ya Bodrum’a uçuyor” sözüne muhatap olmuş. Bir başka gün futbolculardan Donk’un form düşüklüğüne sebep olarak “Ryan Donk’un seks partilerinden bıktık” deyivermiş. Kendi oyuncuları için “haysiyet ve şereflerini hatırlasınlar” diyerek Florya’yı yangın yerine çevirmekten de geri durmamış.
İsmet Özel der ki; “Allah adamı iddiasından vurur”. Aynen böyle oluyor şimdi de. Galatasaray gibi çok köklü gelenekleri ve ağır başlı üslûbu ile bilinen koskoca camiada her şey mahalle kavgası tadında yaşanıyor. Başkan, seçimle elde ettiği güç ve hastalığının verdiği cesaretle önüne gelene basıyor yaylım ateşi.
Ali Uras’ı görmüş, Ali Tanrıyar’ı görmüş, Özhan Canaydın’ı yaşamış bir camianın imtihanı da böyle oluyormuş demek ki!
Hepimize sağlıklı günler ve huzurlu Ramazanlar dilekleriyle.