TFF-Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerine oldukça az bir süre kala adaylığını ilk deklare eden Nihat ÖZDEMİR'in adı "Çatı Aday" olarak anılıyor kulislerde.
Muhtemelen başka aday da çıkmadan Haziran ayı başından itibaren önümüzdeki dönemde Nihat Bey’i TFF Başkanı olarak göreceğiz. Şimdiden “Hayırlı Olsun”.
Şirketteki görevlerini ağırlıklı olarak kızı Ebru ÖZDEMİR’e devrettikten sonra, gözü arkada kalmadan çok sevdiği spor dünyasıyla ve özellikle futbolla ilgilenmek için bolca vakti olacak Nihat Bey’in. 1995 yılında Ali ŞEN’in Başkanlığı zamanında ilk kez Fenerbahçe Yönetimi içinde görev alarak başladığı spor yöneticiliğine oldukça âşina ve tecrübeli bir isim “Çatı Aday” olarak anılan Özdemir.
Fenerbahçeliliği her ne kadar tescilli de olsa, sakin ve beyefendi kişiliği ile başka renklere gönül vermiş futbolseverlerin de peşinen “hayır” diyemeyeceği bir isim. Günlük kısır polemiklere hiç bulaşmadan ve toplumun tüm kesimleriyle barışık bir portre çizdi yıllardır. Bunun neticesinde de Ülkenin sayılı zenginlerinden birisi olmasına rağmen tevazuu ile tanınan bir isim olmayı başardı iş ve spor dünyasında.
Siyasi iradenin Nihat ÖZDEMİR formülü ile -anlaşıldığı kadar- gönüllerde yeni bir Hasan DOĞAN projesi şekilleniyor. Merhum Hasan DOĞAN da iş dünyasının sevilen bir ismi iken TFF Başkanlığına takdir edilmiş ve görev yaptığı kısa sürede iç barışı sağlayıcı ve gerginlikleri azaltıcı uygulamalar ile ortalığı derleyip toparlamıştı. Hem ligler, hem de Milli Takım onun zamanında en dingin günlerini yaşamıştı ve yapısal meselelerle ilgili makro planlar hazırlamaya Merhum Hasan Bey zamanında başlanılmıştı. Projelerini tamamlamaya ömrü vefâ etmeyince geçen her senede Avrupa ve Dünya ile olan mesafemiz gitgide açıldı ve bugünkü neredeyse “kopuş” noktasına ulaştık.
3 Temmuz Komplosu sürecinde Aziz YILDIRIM hapsedilmişken çalkantılar içindeki Fenerbahçe’yi Ali KOÇ’la birlikte suyun üzerinde tutabilmek için verdiği mücadele ve o dönemde yaşadıklarıyla kriz yönetimi tecrübesi hiç azımsanmayacak seviyede Nihat ÖZDEMİR’in. Yani şerbetli böyle durum ve zamanlara.
Spor ve futbol kamuoyu yaşanan haksızlık ve adaletsizliklerden yaka silker hâle gelmişken “yeni TFF acaba bir umut olabilir mi?” sorusuna cevap arıyor. Sorunlar o kadar girift ve derin ki Nihat Bey İnşaallah yaşanacaklardan yılıp şirketine geri dönerek “bu yaşımda nereden bulaştım bu işlere?” demez.
İçeride, Türk Futbolunu yöneten TFF ve Kurullarından bir türlü temizlenemeyen bazı unsurları etkisiz hale getirmek için çok büyük uğraş vermesi gerekecek. Bu zamana kadar kamuda, askeriye ve adliyede yapılan dip köşe temizlik TFF’ye nerdeyse hiç uğramadı.
Dışarıda, geçen Cuma akşamı UEFA Başkanı Cefêrin’in açıkladığı 2024 Projesi ile bitkisel hayata girecek futbolumuz için de uluslararası alanda mücadele etmek gerekiyor. Diğer mağdur ve hoşnutsuz ülkelerle ittifaklar kurup bu tehlikeli duruma karşı bir sinerji oluşturmak gerekiyor.
Çatı Aday’ın yönetim kadrosu ve kurullara yapacağı atamalar da kritik olacak. Futbol kamuoyu hep aynı isimlerin dönüp dolaşıp yönetimde yer almasından sıkıldı artık. Daha genç, daha dinamik, yıpranmamış ve futboldan gelen isimlerin etkin bir şekilde görev almaları geleceğimiz açısından da önem kazanıyor. Hamit ALTINTOP gibi Nihat KAHVECİ gibi enternasyonal görgü ve bilgi sahibi -nispeten- gençlerin TFF Yönetimlerinde söz sahibi olması işlerin daha kolay ve hızlı yürümesini sağlayabilecektir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. ile bağlayalım sözümüzü; “Hakk, şerleri hayr-eyler, zannetme ki gayr-eyler, görelim Mevla n’eyler? -N’eylerse güzel eyler.”
Düşenlere geçmiş olsun, çıkanlara hoş geldin, şampiyona Avrupa’da başarılar, diliyoruz.