Hayat oyununu sahnelerken yine yapacağını yaptı, sahnelediklerini sergilemekden hiç geri kalmadı.
İşimiz gerçekten hiç kolay değil, günümüz nasıl geçecek diye yaşamımızın yaşanası bölümleriyle ilgili plan yapmak, yaşanası olmaktan iyice çıkan bu ortamlardaki her anımızın keyfini çıkarabilmek iyice zorlaştı. 2023 yılına girdiğimizden bugüne, yaşadıklarımızı anımsamak pek de iç açıcı değil. 2023 yılına girerken, zorluklarını geride bıraktığımız 2022’nin son aylarından en çok dilediklerimiz geride bıraktıklarını bir an olsun unutabilmek ve yeni yıla, eski yılı unutabileceğimiz bir oramda girebilmekti. Ama gelenin gideni aratma hikaye söyleminden hiçbir zaman kurtulamadık. Bu kez de, gelen yeni yıl, eskiyi fazlasıyla aratmadan geri kalmadı.
Hayat oyununu sahnelerken yine yapacağını yaptı, sahnelediklerini sergilemekden hiç geri kalmadı. Her oyunun sahneleşinde sosyal yaşam biçimlerimizin gerçek götüntülerinden olan “Memleketimden insan manzaraları”na dikkatlice bakıp söylememiz gereken o kadar çok şey bıraktı ki.. Gördüklerimiz ve beklentilerimizden, umduklarımızdan değildi. Görebildiğimiz insan manzaraları, çarşıda-pazarda başka, alışveriş merkezlerinde bir başka, en kalabalık caddelerinden en tenha sokaklarına, toplu taşıma araçlarından, kısacası yaşam hareketliliğinin içinde olabildiğimiz gözlemleyebildiğimizden öylesine bambaşkalardı. Dikkatle bakarsanız; toplumda yaşam biçimini paylaştıklarımız, amaçsız, hiçbir yaşam planı olmayan, varolanı yaşamaya çalışanlardan oluşan bir insan kalabalığı değil, bir o yana bir bu yana, günü kurtarmaya çalışan insanların yarattıkları toplum görüntüleriydi.
Var olan bu durumu yansıtanların hangi dili konuşabildiklerine inanabilmek hiç de mümkün görünmüyordu.. Günlük yaşamımızdan yansıyanların bir görsellikte birleşebildikleri tek şey, bir karabulut gibi beraberlerinde taşıdıkları karamsarlıklarıyla dolaşabilldiklerini rahatça görebiliyorduk.. Görünenler yaşamımızdan yansıyanların dayatma biçimlendirdikleridir. Artık çareresiz olduklarını anlatmaya gerek yoktu. Öylesine amaçsız koşuştuyorlardı ki, onların ne yapmk istediklerini çözmek iyice zorlaşmıştır. Görüntüleri o dur ki, kendilerinin bile, sizi tatmin edecek bir yanıt veremeyecek durumda olduklarını rahatlıkla fark edebilirsiniz. Sosyal yaşamımızdan yansıyan insan manzaralarındakiler, fazla konuşmazlar, genelde suskundurlar, hiçbir şey söylemeden, doğal davranışları ile sergilemeye çalıştıkları zoraki vücut dilleriyle kendilerini anlatmaya çalışırlar. Bu vücut dili anlatımlarıyla kolay ve net anlatabildikleri ise sadece yaşadıkları çaresizlikleridir.
Aslında, mutluluk onlara hiç uğramamış veya mutlu olmayı hiç hak etmemiş, kaderin sillesini yemeye ramak kalmış gibi bir görüntüleri vardır. Yorgun, düşünceli ve de hayata bezgin çalışmalarına zoraki tutunabilmelerinden yansıyan görüntülerinin varlığının kabul edilmesinden başka bir şey istemediklerini gösterir gibiler.
Her ne olursa olsun, hala ümitlerini henüz hiç kaybetmediklerini de göstermeye çalışırlar. Belli ki, bir hayalin henüz kaybolmayan esintilerinin etkisinde olduklarını da yansıtmaya çalışırlar.
2023 yılı dördüncü ayının, böylesine var oluşlarına bürünmüş bıkkın, yorgun insanların oluşturdukları görüntülere yansıyanlardaki memleketimden insan manzaralarından net görünenler olarak, yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Toplumumuzda varlıklarını sürdürmeye çalışanların yansıttıkları insan manzaralarından akılda kalanlar bunlar. Bu amaçsız yaşamın hızla akan dayatma biçimlendirilmiş şartlarına ayak uydurmaya çalışanların yansıttıkları insan manzaralarından görebildiklerimiz şimdilik bunlar. Kısa ve net bir yorumla anlatmaya çalışırsak fazlaca abartmış olmayız. Bu durum, bir gazeteci, bir iletişim, davranış bilimcisi olarak, özenle takip ettiğim, örnekleri üzerinde çokça analizler yaptığım bir biçimin aklım erdiğince yorumlanmasıdır.
2023 yılına girdiğimizden beri yaşananlar tüm olumsuzlukların toplum üzerinde bıraktıkları budur. Bu, dayatma bir çözümsüzlüğün yarattığı bir durumdur. İsteyerek veya istemeden kabullenmek zorunda kaldığımız bu yaşam biçimi cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hiç haketmediğimiz bir yaşam biçimidir.
Memleketimden insan manzaralarında göze batanlar bunlar maalesef ki. Sorun sadece yüklenmek durumunda olduğumuz zamların, arattığı zorluklar, adını iyice ezberlemek durumunda bırakıldığımız yaşam paydaşımız haline gelen “enflasyonun”, iyice dayanılmaz hale getirdiği, temel tüketim maddelerindeki, kontrolden çıkan dayanılmaz fiyat artışlarının zorlaştırdığı geçim sıkınılarıyla bunalan, dayanılmaz yaşam şartları alında sıkıntılı bir yaşam biçimini sürdürmeye çalışan toplumumuzun geneli, bu yaşadıklarının yanı sıra; 2022 ikinci yarısı ve 2023 yılı ilk dört ayı içinde yaşadıkları, büyük depremler ve diğer doğal afetler etkisindeki toplumuzdan yansıyan bu amaçsız görüntülerinden başka bir şeyler bekleyebilmek pek de mümkün görünmeyebilirdi.
Bu şartlarda yaşamaya alışabilmek tamam da, asıl beklentimiz; Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılında hak etmediğimiz bu durumdan bir an önce kurtulabilmek feraha çikabilmek en büyük beklentimiz.