1940'lardan günümüze kadar "Sarı Kanaryalar" diye adlandırılan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün simgesinin "Boğa" olması ile ilgili bazı çevrelerde bir tartışmadır gidiyor.
Kulüp Yönetimi bu konuda bir açıklama yapmadı ama onlar zaten bu aralarda “seçim sath-ı mâiline” girdikleri için delege avlamaktan takımlarının maçlarına bile gelecek zaman bulamadıklarından bu durum –hayrettir-normal karşılanıyor Camiâda.
Efsaneye göre; 1939-1952 yılları arasında Fenerbahçe’de kalecilik yapan Cihat ARMAN Bey’e, çok zor topları uçarak kurtardığı için taraftarlar “uçan kaleci” adı vermişlerdi ve Cihat Bey sürekli kanarya sarısı bir kaleci kazağı giymekteydi. İlerleyen yıllarda genç oyunculardan kurulu kadrolar için “sarı kanaryalar” tabiri güzide basınımız tarafından kullanılmaya başladığı için de takıma ve kulübe sembol olarak yakıştırıldı.
Türk Futbolunun İstanbullu üç büyükleri içerisinde aslan ve kartal gibi “vahşi” yaşama dair sembollerin yanında çok naif bir canlı olan “kanarya” hayvanını sembol olarak belirlemek aslında oldukça sıra dışı ve kıymetli bir tercih olmakla birlikte, günümüz dünyasında endüstriyel futbolun imge ve algı boyutunda “kanarya”nın beklentileri karşılamakta yetersiz kaldığı da bir “fact”.
Kurumsal kimlik ve kurumsal iletişim açısından, konunun uzmanları tarafından yapılacak bilimsel verilere dayalı bir değerlendirmeye ihtiyaç olmakla birlikte; Fenerbahçe Camiasında; Kadıköy Altıyol’da bulunan Fransız heykel sanatçısı Isidore BONHÊUR’un 1860 yılında yaptığı “Saldıran Boğa” heykelinden esinlenerek kulübün simgesinin bir “boğa” ile temsil edilmesi düşünülmektedir.
Ülkemize gelişi ile ilgili iki farklı hikâyesi olan meşhur Boğa Heykeli ile Fenerbahçe Kulübünün futbolcu Serhat AKIN’a kadar hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmamış. 2000 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan Serhat AKIN attığı gollerden sonra tribünlere koşarken kendisini “Saldıran Boğa”ya benzetmiş, bu hareketi de tribünler tarafından Kadıköy Boğası ifadesiyle sevilmiş ve benimsenmiştir.
Ata DEMİRER’in pek güzel oynadığı Veteriner Hekim Niyazi GÜL karakterinin dediği gibi “Boğa Hayvanı” gücün, kararlılığın ve dayanıklılığın timsali hayvanlar âleminde. İlk çağlardan günümüze kadar birçok toplum tarafından üremenin, bolluğun ve bereketin simgesi olarak adına âyinler, şenlikler ve festivaller düzenlenegelmiştir.
Buraya kadar konunun fantezi boyutuyla ve hafta sonuna uygun “geyik” kısmıyla ilgilendikten sonra “sadede” gelecek olursak; rakip camiâ ve taraftarların dalga geçmek için kullandığı çocukça takılmalardan, Japon Bayrağı göndermelerinden ve “mini mini bir kuş donmuştu” şarkılarından sıkılındıysa, stilize bir boğa amblemi tasarlanıp kulübü temsil eden ürünlerde ve taraftar platformlarında kullanılabilir. Bu medeni cesareti göstermek ayıp/günah değildir.
Bu tercihle birlikte pazarlama faaliyetleri ve ürün tasarımları için de daha geniş bir yelpazeye kavuşulmuş olacaktır. Sarı Kanarya’ya göre Boğa, daha açılımı olan, türevleri çok ve katmanlı ürünler tasarlamaya müsait bir simge/olgudur. Kanarya motifli ürünler daha ziyade kadın-çocuk taraftara hitap eder ağırlıktayken, boğa motifi ve imgelemi kadın-erkek-çocuk tüm tüketicilere hitap edebilecektir.
Spor dünyasının en meşhur boğası NBA’in Chicago Bulls takımının boğasıdır. Ardından son zamanlarda bir enerji içeceği firmasının (RedBull) satın aldığı Avusturya’nın Salzburg ve Almanya’nın Leipzig takımları da sponsorları sebebiyle bu aralar boğa takılmaktalar.
Fenerbahçe Spor Kulübü Dernek Tüzüğü’nün 4. Maddesi kulübü temsil eden renkler ve armadan bahsederken sarı kanarya diye bir tanım yapmadığı için sembolün boğa olarak değişmesi “değişemez, değişmesi teklif dahi edilemez” konulardan değildir ve Genel Kurul kararına gerek kalmadan Yönetimin tercihi ile ve Fenerium Koleksiyonları üzerinden kolaylıkla sağlanabilir.
İyi bir hafta sonu diliyorum.