Hep kadın erkek ilişkisi konuşuyoruz.
Erkekler kadınlara nasıl eziyet ediyor, erkekler kadınları nasıl aldatıyor, erkekler kadınlara yapmadığını bırakmıyor, çok benciller, çok egoistler, odunlar.. falanlar filanlar.
Bir taraftan da, felsefesini yaptığımız kadınlar aslında kötü adamları seviyor,
Kadınlar çapraz bulmaca ilişkileri seviyor, zoru seviyor, diye kafa yorup dururken..
Ya ANALIK, işte onu, analığı gözden kaçırıyoruz.
Hiç konuşmuyoruz.
Hiç bakmıyoruz.
Evlatlar anaları nasıl harcıyor, analarının hayatını gözden çıkarıyor.
Fizik tedavideyim.
Yanımdaki sedyeye, kadın acı içinde, inleyerek uzanıyor..
Aramızda makinaların bulunduğu masa var ama, benimle göz göze gelmek için, konuşmak için efor sarf ediyor.
Anlıyorumki ihtiyacı var.
Merhaba nereniz ağrıyor, nasılsın diyor.
BEN'le vakit kaybetmemek için.
Beni boş ver, sen nasılsın diyorum.
Benim çok ağrılarım var, sabaha kadar gözümü kırpamıyorum, uyuyamıyorum diyor..
Ama çabuk iyileşmeliyim, kızım işe başlayacak, ben onun 6 aylık bebeğine bakacağım diyor.
Anlatmaya devam ediyor.
Kızının yuvaya giden bir çocuğu daha varmış, onu da büyütmüş.
Kadın İstinye'de oturuyormuş, kızı Mecidiyeköy'de.
Evini, evdeki kocasını, düzenini, yatağını, bırakıp kızının evinde kalacakmış.
Hafta sonları evine gelip, evini toparlayacak, bir haftalık kirli çamaşırları yıkayacak, kocasına yemek yapacakmış.
Sizin yakınınıza taşınsınlar, madem sen bakacaksın, senin şartlarına uymalılar diyorum. Damadın iş yeri kendi evine yakın diyor.
70 yaşına yaklaşmış kadın.
Kıymet de bilmiyorlar, damat yüzüme bile bakmıyor, bir teşekkür etmiyor.
Bana kötü davranıyor, diyor.
Ben olsam bakmam, diyorum.
Gözlerini açıp, endişeli, kararsızlık duygusu içinde, bakmaz mıydın, diyor.
Evet bakmazdım, diyorum.
Düşünüyorum, ben olsam anamı bu yaşta evinden yatağından etmezdim, diyorum.
Anamın kıymetini bilmeyen, yüzüne bakmayan, nankör kocaya bir çocuk daha doğurmazdım diyorum.
Anamın kalan ömrünü, hiç de mecbur olmadığı benim çocuklarıma bakarak geçirmesini istemezdim, diyorum.
Anam haftada bir sinemaya gitsin, yürüyüş yapsın, evinde dinlensin, televizyon seyretsin, hiç yorulmasın isterdim, diyorum.
Anama güvenerek, boyuna çocuk doğurmazdım, diyorum.
Madem analar bakacak, bu çocuğa da kocamın anası baksın derdim, diyorum.
Böyle örnek çok var.
Analarını, kendi evlatları uğruna bozuk para gibi harcayan evlatlar var.
Sevmiyorum sizi.
Analarınızın.
Suçu ne?
Senin anan olmak.
Ruhunun en kıymetli, en konforlu yerine koyduğun, ANALIK..
Süreci yok mudur?
Zamansız mıdır?
Analık erdeminin farkındayım.
Ama.
Anasını düşünmeyen ve aileye sonradan gelen, ama anneye iyi davranmayan, buna izin veren evlatları sevmiyorum.
Onlar istedikçe.
Annen güzel mi, diyeceğim.
Güzel değil diyecek, diye korkuyorum.
Sanki evlatlarının müdavimi.
Size hizmette mecburcu analar.
Hadi, kendi rüzgarlarınızla yetinin.
Bırakın, bu bacağı, kolu ağrıyan analarınızı.
Funda'ya takılanlar...
... Tuzla'da bir çocuk yuvasında, skandal görüntüler ortaya çıkmış.
Okul sahibi kadın, pata çata 2.5/3 yaşındaki küçücük çocukları dövüyor.
Çocuklar eve, çizik, morluk içinde geliyormuş.
70 kişilik okulda 4 yatak varmış, bütün çocuklar yerlerde yatıyormuş. Her gün makarna, kuru ekmek yiyorlarmış. Tuvalet için 30 çocuk aynı anda, kilodunu indirip birbirlerinin intim yerlerini göre göre bekleşiyorlarmış.
Anneler Serap Ezgü'nün programına gelmişler.
Serap hanım soruyor, “Niye bu kadar beklediniz, haberiniz olmadı?”
Anneler cevap veriyor, okul müdürü hiçbir veliyi okula almıyor, kapıda bekletiyormuş.
Esir kampı mı burası, anlayamadım.
Neden kapıda bekliyoruz diye, hiç sormayan...
Anneleri hiç anlayamadım.
... Sapık adam, İstanbul Kayışdağı'nda, kendine, bir tuhaf, tenha bir yerde kaçak bir çiftlik kuruyor. Burada, çocuklara cinsel tacizde bulunan bu adam 4 çocuk sahibi.
Sevgilisi olan kadın, “benimle beraberken, çocuk yaşta kızlarla beraber oluyordu” demiş.
Utanmaz kadın, bu ne cesaret, böyle bir adamın sevgilisi olmak.
Utanmaz kadın, niye bu iğrenç adamı ihbar etmedin?
Sende cinsel sapıksın da ondan değil mi?