Yüzbinlerce. Belki sayıları milyonun üstündedir.
Hepsi “Batacak ama ben son anda atlarım nasılsa” diye gemiye atladı. Uyarıları, ekonominin genel eğilimlerini, tarihteki patlayan finansal balonları falan görmemezliğe, duymamazlığa geldi.
Bütün dünya aptal, bir kendileri akıllıydı. Sonunda 20 bin dolara kadar çıkan fiyatlar şimdi 8 bin dolar civarında. Aslında kendisini belli etmişti. Bitcoin’in fiyatı yükseliyordu ama alıcısı yoktu. Yani tümüyle spekülatifti. Nereden biliyorum? Çünkü elinde 50 Bitcoin olan bir dostum bir türlü satamıyordu da ondan. Fiyatı 20 bin dolara çıktı deniyordu. Elinde 1 milyon dolar olduğu varsayılan Coin vardı ve satamıyordu. Piyasada bu kadar yüksek rakamlar dolaşırken daha ucuza satmaya da yanaşmıyordu. Ancak altın kural “Malın fiyatını satıcı değil alıcı belirler”i herkes unutuyordu.
Tümünü birden satamadı. Tek tek satmayı denedi olmadı. Sonra böldü. Kırıntı kırıntı uğraştı, yine olmadı. Ve yapması gereken en doğru şeyi yapıp hisse senedi ile takas etti. Söylenenlerden biraz düşük fiyata verdi ama kurtuldu. Şimdi eğer bu takası yapmasaydı ne kadar zarar edeceğini düşünüp mutlu oluyor. Aldığı hisse senetlerinden para kaybetmiş olsa da mutlu.
Piyasadaki Coin sayısının binin üzerinde olduğu konuşuluyor. Utanmasam ben de “Alican Coin” çıkarabilirim yani. Hal böyle olunca ortalığın bu kadar batacağı belliydi.
Şimdi yüksekten alıp bekleyen Coinciler ile, daha da düşmesini bekleyen “Leşçiler” kapışıyor. Değişmeyecek tek gerçek, Coin’in belki de insanlık tarihinin en büyük balonu olduğu.