Bundan yaklaşık iki yıl önce, Netflix'de Into The Night adlı bir dizi izlemiştim.
Bundan yaklaşık iki yıl önce, Netflix’de Into The Night adlı bir dizi izlemiştim. Güneşin insanları öldürdüğü saçma sapan bir bilim kurguydu. Belçika yapımı dizide, bizden biri de vardı. ‘’Mehmet Kurtuluş’’. Kadın satıcısı, kaçakçı, Türk mafyayı canlandırıyordu. Dizinin son bölümünde Mehmet Kurtuluş, kapüşonlu bir adamı vurdu. Vurulan adam Kıvanç Tatlıtuğ’du. Gördüğümde, çok şaşırmıştım. Böyle vasat bi yapıma dahil olacağına inanamamıştım. ‘’Kıvanç’ın yüzü suyu hürmetine, 2. sezonunu da mecbur izleyeceğiz.’’ diye düşünürken… Yakamoz S-245 Netflix’e düştü. Ne tesadüftür ki… Onlar da insanları öldüren güneşten kaçıyorlardı. Yakamoz’un son bölümünde Kıvanç vuruldu. Veee onu vuran Mehmet Kurtuluş’tu. Her iki dizinin aynı sonla birleşmesi, çok güzel bir detaydı. Sırf bu bağlantılı son için, iki dizide izlenilir. Yakamoz S-245’i henüz izlememişlere, benden tavsiye… Dişinizi sıkın ve önce ‘’Into The Nigth’’ izleyin. Sonra Yakamoz’u izleyin. Emin olun ki herkesten farklı detayları göreceksiniz. Şu yapılan saçma asker, askeriye, ast, üst eleştirilerinden daha farklı şeylere bakacaksınız. Ve eleştirileriniz daha yapıcı olacak.
Sadece başlangıçmış…
Jennifer Lopez ‘’Bu sadece başlangıç!’’ yazarak, ‘’Halftime’’ belgeselinin afişini paylaştı. Jennifer’in hayatını konu alan belgeselin, Tribeca Festivali'nin açılış filmi olması planlanıyormuş. Hatta festivalin kurucusu Robert De Niro, biyografiyi yere göğe sığdıramamış. "İnsanlığı birbirine bağlayan evrensel değerler için savaşmaya teşvik ediyor. Jennifer Lopez'in yer aldığı Halftime da bize bunu hatırlatıyor.” demiş. De Niro gibi bir duayenin, JLO’nun belgeselini bu denli övmesi şaşırtıcı. De Niro’nun sözleri sıkıcı bir belgesel izlemeyeceğimizi ima ediyor. Zaten hep merak etmişimdir Lopez’in hayatını. Porto Riko’lu sıradan bir ailenin kızı... Garsonluk, tezgahtarlık, DÜNYA STARI… CV’ye bak! ABD sokakları, ondan kırk kat güzel, on parmağında on marifet Latin kızlarla dolu. Hepsi hayal kuruyor ama ne hikmetse o hayalleri yaşamak JLO’ya nasip oluyor. ‘’Dile benden, ne dilersen dile…’’ diyen bir lamba cini mi var? Yoksa o da herkes gibi bedeller mi ödüyor? Bakalım belgeselde bu sorularıma da yanıt bulabilecek miyim?
Kıskaçlık retrosu
Partnerinizin geçmişini, geçmiş ilişkilerini merak mı ediyorsunuz? Sosyal medyada eski sevgilisini stolklayıp, ne yaptığını, ne giydiğini, kimlerle takıldığını araştırıyor musunuz? Kendinizi o kişi ile kıyaslıyor musunuz? Tüm bunları ve daha fazlasını yapıyorsanız DİKKAT edin. Sizin için tehlike çanları çalıyor! Bu bir obsesif kompülsif bozuklukmuş. Ve sizin türe, ‘’retroaktif kıskanç’’ diyorlarmış. İşin Aslı astarı; sıradan kıskançlar gibi, geçmişe dönük kıskançlık da oldukça yaygınmış. Semptomları doğru okumak gerekiyormuş. Partnerinin eski sevgilisini kıskanan o mağdur, bir OKB hastası da olabilirmiş. Bu rahatsızlığı fark edene kadar, çoğu zaman iş işten geçiyormuş. Retroaktif kıskançlar; kendine, partnerine hatta sosyal ilişkilerine büyük zararlar verebilirmiş. Şimdi enine boyuna bir düşünün bakalım… Acaba siz ne tür kıskançlardansınız?