Ben bugün geldiğim noktada, kaybettiğim hiçbir insanın arkasından üzülmem.

Para kazanıyor, tuzu tamamen kuru, başlıyor eskiden aradığı insanları aramamaya,

Para kazanıyor, eskiden bayram, seyran, kadir gecesi mesaj attığı insanlara mesaj atmamaya,

Para kazanıyor, başlıyor ağlamaya, para hiç yetmiyor,

Para çok, dert çok öf anlat dur, öflemeleri çoğalıyor,

Para kazanıyor, başlıyor dünya malı dünyada kalır diye tavsiyelerde bulunmaya,

Para kazanıyor, hediye vermek ne mana, kimseye zırnığını vermiyor,

Para kazanıyor ve gitgide paylaşımlar, buluşmalar azalıyor.

Para kazanıyor, asla ve asla hiç kimseye güvenmiyor,

Para kazanıyor ve kimseyi beğenmiyor,

Para kazanıyor, herkes onu kıskanıyor,

Para kazanıyor, eskiden seni ve herkesi koyduğu yerden başka yere koyuyor,

Para kazanıyor, gizli saklı saklambaç oynamaya başlıyor,

Para kazanıyor, hiç vakti yok bir telaş, bir telaş,

Para kazanıyor, kendisi gibi suç ortakları çoğalıyor.

Para kazanıyor, yürüşü değişiyor,

Alt alta o kadar çok daha sıralayabilirim ki.

AH bu para.

Ne kadar enteresan, para kazanmaya başlayıp her sene değişen dönüşen insanları seyretmelere doyamıyorum.

Keyfini sürüyorum.

Uzun bir yolda giderken tek tek ağaçları seyreder gibi seyrediyorum.

İnsan seyretmek çok birikim istiyor.

Ben bugün geldiğim noktada, kaybettiğim hiçbir insanın arkasından üzülmem.

İşin enteresan tarafı kızamıyorum da.

O kadar umurumda değil ki, sanki kaybedeceğimi bilmenin rahatlığı içindeyim.

Kaybolma isteği olan insanlara izin vermek lazım, kaybolsunlar.

Hayatta o kadar şahitliğim var ki.

Ve bu insanları seyretmek, hayatta insanın aldığı en büyük derslerden biridir.

Çok eski sağlam dostların varsa, onları kaybetmek kendini kaybetmek kadar imkansız ise, daha ne olsun.

Diğerleri kaybolabilir.

Çok şükür.

Bu insanlar gelecek zamana yürürken ellerinde arkadaşlığa, dostluğa dair ne varsa kaybederek gidecekler.

Kayıplar büyük.

Paralar ne işe yaradı bilinmez.

Güvensiz hayatın içinde, hiç kimseye güvenmeden paralı yaşamak duygusu nedir bilemem.

Bilmek de istemem.

Para önemli.

Tamam da.

Değişmene değmez.

O zaman.

Geçmiş zamanı ne yapacağız, bilirim ceketini sırtından çekiştirip duracak.

Funda'nın aklındakiler…

Şarkıcılar.

Covid döneminde müzisyenleri bahane ederek, sahne yok, iş yok diye diye aylarca şikayet ettiler.

Deyim yerindeyse aylarca mızmızlandılar.

Yahu köşedeki büfe, restoranlar, bakkallar aylarca işime son verirlerse, acaba maaşım ödenir mi diye endişe duyan insanlardan tık çıkmadı.

Herkesin iş ve para derdinde olduğu bu pandemi dönemde en çok şikayeti bunlar yaptılar.

Arkalarında müzik yapan, saz çalan müzisyenleri bahane ederek, aletlerini satıyorlar diye hiç susmadılar.

Onlar dertleri ne kadar oldu biliyorum.

Ya şimdilerde.

Sızlanma hiç bitmiyor kardeşim.

Saat 24.00 yasağı hala devam ediyor diye sızlanıyorlar.

Mesela ben gece 24.00’ten sonra evime, balkonuma ses gelsin istemiyorum.

Ve.

Konserden konsere koşma takvimleri ağzına kadar dolu olan şarkıcılar.

Bayramda, her günleri dolu, eşek yükü para kazanan şarkıcılar.

Kıbrıs’a akın akın gidenler, sahil bölgeleri, Anadolu aklınıza gelen bütün mekanların, barların hepsi her gün şarkıcı çıkarıyor.

Hatta adını duymadığınız sıradan bir şarkıcı küçücük bir mekana bir gece için kaç lira istiyor bir sorun bakalım.

Çoğunun bütün yaz ayları konser takvimleri dolu.

Kimsenin işi gücü parası ile hiç ilgilenmem.

Ama sızlanmaya, mızmızlanmaya gelemiyorum.

Fundanın aklındakiler…

Sesi şahane.

Işın Karaca.

Yeni şarkısı çıktı, ne güzel hayırlı olsun.

Şarkısının duyulması için televizyon magazin programına katılıyor.

Ve söyledikleri gündem olsun diye başlıyor Gülşen'e sallamaya.

Yani başlık çıksın durumu.

Gülşen neden bu kadar derdi oldu anlayamadım.

Anlatıyor.

Çocuklarımız var, kızım bana soruyor. "Anne niye don giymiş, anne şort yok mu?".

"Dekoltenin dozajı var, kadın eti bu kadar ucuz mu, bu kadar ucuz olmamalı" diyor.

Kadın ve "ET" kelimesi ile beraber kullanmak ne kadar ayıp.

Bir anne olarak, çocuklarınıza cevap verebileceğiniz daha önemli konular ve sorular olmalı.

Ben sebebinin kıskançlık olduğunu düşünüyorum.

Kıskançlık nedeni çok açık, sahne sayısı.