"Battı balık, yan gider" deyimi genellikle umutsuz vak'alar için kullanılır halk arasında. Süper Lig takımlarımızın devre arası transferlerine bakınca da gayet rahat bir şekilde "battı balık, yan gider" diyebiliyoruz.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın başını çektiği güzide kulüplerimizin hepsi sanki ayaklarını yorganlarına göre uzatmaları gerekmiyormuş gibi neredeyse hovardaca bir yarış içerisinde ikişer-üçer transfer yaptılar. Ekonomik durumları vahim, evinin damı akan, lağımı patlayan bir gecekonduya son model uydu alıcılı duvardan duvara LED televizyon alımı gibi bir şey oldu (ama gayet de yakıştı!)
Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği ve Bankalar Birliği’nin yaptığı uğraşların tamamen zıddına bir şekilde yapılan bu harcamalara UEFA Fair Play Komitesi ne tepki verecek göreceğiz. (Fenerbahçe geçen hafta bu durumun izahını yaptı UEFA Genel Merkezi’nin olduğu İsviçre’de, ikna oldular mı yakında görürüz)
31.12.2018 itibariyle zaten ekside olan gelir-gider dengesi ve mali yapı bu ara transfer döneminde daha da bozuldu. Geçmiş dönem futbolcu borçları sebebiyle transfer yasağı bulunan Trabzon hariç hemen hemen tüm takımlarımız yaptıkları transferlerle daha da borçlandılar. 31.01.2019 tarihli bilançolar merak konusu bütün kulüplerimizde.
Hafta sonu oynanan maçlarda kış dönemi transfer sezonuyla takviye edilmiş kadroları izleme fırsatı bulduk hep beraber. Değişen çok şey olmadı zirve sıralamasında. Başakşehir zaten güçlü ve oturmuş kadrosuyla ve Robinho ilavesiyle Akhisar’dan 3 puanla dönüp; Galatasaray, Alanya’ya takılınca puan farkı hop diye 8 oluverdi. Stoper Mirin ve “Samuray” Kagawa takviyesi zayıf Antalya karşısında Beşiktaş’ı yüksekten uçurdu. Kagawa oyuna girdikten sonra 3 dakika içerisinde attığı iki golle Fenerbahçeli Slimani’yi önce yakaladı sonra ikiye katladı!
Gelelim tekrar işin maddi tarafına. “transfermarkt.com” internet sitesinde yer alan verilere göre bu ara transfer dönemi bizim takımlar coştu. Yaz transfer sezonunda yaklaşık dört ayda 261 futbolcuya 48 milyon €uro harcayan kulüplerimiz bu ocak ayı içerisinde 100 futbolcuya 43 milyon €uro harcadılar. Transfer gelir-gider rekortmeni Galatasaray oldu. Altyapıdan Ozan KABAK’ı, Stuttgart aktarmalı Bayern München’e yolladılar 11 milyon €uro cash paraya, Rodrigues’i de Hicaz Yarımadası’na Al İttihad’a 9 milyon €uro’ya verince “buldumcuk” oldular neredeyse. Gelen paranın 10’una Kasımpaşalı Diagne’yi, 4’üne Brezilya’dan Marcao’yu ve 3’üne de Belçika’dan Kongolu Luyindama’yı aldılar. Free bonservis gelen Mitroğlu’da işin bonusu oldu.
Tolgay’ı Fenerbahçe’ye 3.2’ye, Babel’i Fulham’a 2’ye verip 5.2 milyon €uro gelir elde eden Beşiktaş ise en düşük bütçeyle en yüksek verimi alan takım oldu. Burak YILMAZ için Trabzon’a 1.36, Marin için PSV’ye 350 bin ve Almanya’dan gurbetçi Muhayyer için Dusseldorf’a 210 bin €uro vererek artıda kalmaya özen gösterdiler. Kagawa ise amortiden yakaladıkları büyük ikramiye oldu.
Küme düşme hattından uzaklaşmak isteyen Fenerbahçe ise başka bir transfer rekortmeni oldu ocak ayında. Gönderdiği hiçbir futbolcudan 1 €uro bile artı değer üretemeyen kulüp aldıklarına çuval dolusu para ödedi. 3.2 Tolgay için Beşiktaş’a, 2.82 Serdar için Serdar’a (alacaklarına mahsuben bonservisini aldığı için), Empoli’ye Miha ZAYC için 6.5 milyon ve Sadık için de Malatya’ya 750 bin €uro cepten para çıktı. Moses için Chelsea’ya kiralama ücreti ödenmedi ama Moses’a bir buçuk yıl için 8 milyon €uro maaş ödenecek. Al gözüm seyreyle.
Battı balık yan gider deyimi yanında ölmüş eşek kurttan korkmaz, korkunun ecele faydası yok, atın ölümü arpadan olsun, borç yiğidin kamçısı gibi bir dolu deyim ve atasözümüz de var bu tür durumları tarif etmek için. Sizin paşa gönlünüz hangisini beğenirse onu kullanın durum değişmez. Borca battık.
Okulları açılan öğrencilerimize başarılar, hepimize iyi bir hafta dilerim.