Batıya göre, "cihatçılık" sosyal uyumsuzlukların bulunduğu bölgelerde kendini göstermektedir.
İnsan Faktörü
Batıya göre, “cihatçılık” sosyal uyumsuzlukların bulunduğu bölgelerde kendini göstermektedir. Batı, bu sosyal sorunlara karşı hassasiyet göstermeli, uzun dönemli stratejiler izlemeleri ve mali katkılarda bulunmalıdır. Uzun süreli ülke içi dengesizlikler aşırılıklar için geçerli ortamı yaratmaktadır. Savaş içinde yaşayan gençler ve çocukların eğimi yarım kaldığı ve yaşam deneyimleri savaşla yoğrulduğu için aşırı siyasal akımlara çabuk katılmaktadırlar. Ortadoğu’daki dört ülkedeki savaş insanların yoğun biçimde göç etmesine yol açmıştır. Göç insanlık buhranı yaratmış; bölgeyi dengesiz bir duruma getirmiştir. Göçmenler ve sığınmacılar alışık olmadıkları sosyal ortamlarda yaşayıp, alıştıkları geleneksel olarak içinde yaşadıkları aşiret, yerel yönetimler gibi kurumlardan ayrı düşmüşlerdir. Kısıtlanmış iş olanakları ve toplumsal hareketlilik olanaklarının olmaması onları ümitsizliğe sevk etmiş ve sert yaşam koşullarından kurtuluş yolları zorlaşmıştır.
Bu nedenle izlenecek politikalar, yaşamaya çalışan bu insanların toplumsal sıkıntılarına ve karşılaştıkları zorluklara hitap etmelidir.
Amerikan askeri kurumu olan Pentagon Washington’da düşünce kuruluşlarına yaptırdığı analizlerde şu sonuçlara varmıştı: İklim değişikliğinin, kuraklık su baskınları ve diğer nedenlerle Ortadoğu, Afrika ve Güney Doğu Asya gibi yerlerde göçlere neden olacağını, ancak bizim yaptığımız rejim değişiklikleriyle iklim değişikliği bir araya gelince, bu iki gelişmenin tehdit çarpanı oluşturarak göçleri artıracağı ve bu nedenle göçler sonucu oluşacak terörizm için şehir savaşlarına hazırlanmak gerektiği. Ancak hesaplanmayan gelişmeler bu göçlerin Avrupa’nın sosyal ve siyasal yapısını sarsacağı ve Avrupa’da milliyetçi akımları artırarak yeni çatışmalara yol açacağı olmuştur. Hadi şimdi, göçmenlerin sıkıntılarını ve karşılaştıkları zorlukları kimlerin hangi politikalar üreterek çözeceklerini bir daha tartışalım.
Hapishaneler Sorunu
Batı için en önemli sorunlardan biri savaş sahalarında yakalanmış olan cihatçıların geleceğini tayin etmek olmuştur. Bölgede, Suriye’de bulunan Sednaya, Mısır’da Tora, Libya’da Ebu Salim, Lübnan’da Rumiyeh, Suudi Arabistan’da El Hayır, Tunus’ta Mornaguia hapishaneleri aşırıların yetiştiği alanlar olmuştur. DAEŞ’in bütün üst düzey yöneticileri Amerika’nın hapishanelerinde yetişmişlerdir. Abu Garip ve Küba’daki Guantamana Koyu hapishanelerine düşük düzeyde suçlular olarak gelenler çıktıktan sonra DAEŞ’in tanınmış yöneticileri olmuşlardır. Bu hapishanelerde kendi aralarında hücreler yaratmışlar, yeni yapılar ve planlar kurgulamışlardır. Hapishanelere ‘hapishane Emirlikleri ‘ adı verilmektedir. Bu hapishanelerde cezalarını çekenler Batı’ya karşı duygularla buradan ayrılmışlardır.
Amerikan kamu oyunun büyük baskısına ve Başkan Obama’nın bu konuda söz vermesine karşın Amerikan senatosu bu esir kamplarının kapatılmasını nedense önlemiştir.
Sonuç
Ortadoğu’da aşırı akımları yenilgiye uğratma ve gelişmelerini önleme uzun süreli politikalar gerektirmektedir. Savaşanları elimine etmekten çok, şiddetin meşruluğunu ortadan kaldırmak gerekmektedir. Yeniden yapılandırma, iyileştirme, yeniden inşa etme ve uzlaşma, teröre karşı toplumsal dayanıklılığı oluşturma, yıkılanları yeniden inşa etme, askeri terörizmi önleme tedbirleri kadar önemli görülmektedir. Batı’ya göre terörist gruplar gittikçe hareketli trannasyonal hareketler haline gelmekteler. Amaçları coğrafi statükoyu değiştirmek.
Ortadoğu ve Afrika’da toplumlar çok hızlı olarak değişmektedirler. Gelecekteki terör eylemleri de aynı hızla değişecek gibi gözükmektedir. Hiç bir analitik çerçeve veya siyasal model geleceği tahminini sağlayamamaktadır. Gelecekteki çatışma bölgelerini ve özellikle terörizmin gelecekteki evresini bilmek mümkün değildir. Terörist örgütler çabucak şekil değiştirmekte ve geniş bürokrasiler ve ordulardan önce yeni uygulamalara uyum sağlamaktadırlar. Amerika’ya göre teröristler daima bir adım önde olacaklardır.
Bizde diyoruz ki: Teröristlerin sabit yerleri, silah üreten fabrikaları, uzaydan gözetleme istasyonları, insansız uçakları, uzayı, yeri, yerin altını, denizleri dinleme araştırma olanakları yokken, silah satılmaz, malzeme ve bilgi verilmezse, insan örgütlenmesinin en üst kurumu olan devletlerle başa çıkamazlar. Trump’ın dediği gibi artık başka devletleri kurcalamayalım.
BİTTİ