Başkan Trump'ın, İran kararı görünen o ki taa İkinci Dünya Savaşı'ndan beri çok yakın müttefik olan Amerika ve Avrupa'nın arasını açıyor. Avrupa, İran ile yaptıkları nükleer anlaşmanın devamını sağlamak için var gücüyle direniyor. Bu mücadelenin sonucu Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiği için dikkatle izlemekte fayda var.
Başkan Trump, İran'a yaptırımlar uygulamaya kararlı. Bu yaptırımların temelini kısaca şu: "Ya Amerika'nın dediğini yaparsın, ya da Amerika ile iş yapamazsın." Yani herkesi bir tercihe zorluyor. Hakim ekonomi kendisi olduğu için de eli oldukça kuvvetli.
Buna karşılık İran ile nükleer anlaşmaya taraf olan diğer ülkeler ve tabii Avrupa Birliği anlaşmanın devamından yana. İran ise batı bloğundaki bu yarılmadan faydalanmaya çalışıyor. Onun söylediği ise kısaca: "Benim ekonomik çıkarlarım devam ederse, ben de anlaşmaya uymaya devam ederim."
Böyle giderse İran konusunda Avrupa Birliği-Rusya-Çin bir yanda, Amerika-İsrail-Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri öte yanda bir cepheleşme ortaya çıkacak. Türkiye'nin hangi tarafta yer alacağı çok açık. Türkiye hiç bir zaman komşusu olan bir ülke ile ticaret yapmasının engellenmesini istemedi. Zaten bu yüzden de başına gelmeyen kalmadı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin yolundan gideceğini söylemek kahinlik olmaz diye düşünüyorum. Benzer bir yöntem kullanacaktır. Zaten gelen haberler İran ile görüşmelerin sürdürüldüğü yolunda.
Avrupa Birliği ise harekete geçmiş durumda. Bu günlerde Enerjiden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Miguel Arias Canete’ın İran'da bulunması da bunun delili. Canete'nin Avrupa şirketlerini Amerikan yaptırımlarından korumaya yönelik planları sunduğu söyleniyor.
Avrupa'nın çabaları bununla da sınırlı değil. Avrupa Komisyonu bu uğurda tam 22 yıl önce çıkarttığı ve hiç uygulamadığı bir yasayı tekrar devreye soktu. 1996 yılında çıkarılan yasa Avrupalı firmaları Amerika'nın hışmından korumayı öngörüyordu.
Bu yasa ile Avrupalı şirketler ABD’nin İran anlaşmasından çekilmesi sonrasında devreye girecek yaptırımlara bağımlı olmaktan kurtarılıyor. Düzenlemeye göre ABD yaptırımlarının hayata geçirilmesini öngören mahkeme kararları tanınmayacak. Yasa, Avrupalı şirketler açısından ortaya çıkabilecek masraf ve zararların tazminatını da düzenliyor ve teorik olarak ABD yaptırımlarına uyan Avrupalı şirketlerin cezalandırılmasını öngörüyor.
Avrupa Birliği bu yasayı Amerika'nın 1996'da Küba, İran ve Libya ile ticaret yapan yabancı firmaları cezalandırmak istemesi üzerine çıkartmıştı. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’da bu yasa üzerine yaptırımların uygulanmasından vazgeçmişti. Yani pratikte 22 yıllık bu yasa hiç uygulanmadı.
Amerika, Avrupa'nın bu atağına karşılık temkinli. Yapılan açıklamalar "Hele bir zamanı gelsin düşünürüz" tadında. Ancak çok muhtemel Amerika, tıpkı çelik vergisinde olduğu gibi bazı Avrupalı şirketleri yaptırımlardan muaf tutacak ve kabak yine bizim başımıza patlayacak.