İki okyanus arasında bulunan Amerikan kıtası, eski Avrupa'nın çatışmalarından kaçınmıştır.
İki okyanus arasında bulunan Amerikan kıtası, eski Avrupa’nın çatışmalarından kaçınmıştır. Hatta Avrupalılar kendi etki alanlarına gelmesin diye daha 19.yüzyıl başlarında, ‘Amerika Amerikalılarındır’ diye bir de doktrin ortaya atmışlardır. Amerikalıları Avrupa’nın savaşlarına sokmak için Amerikan devleti belirli dönemlerde komplolara başvurmuştur. I. Dünya Savaşı’nda, Almanya karşısında zor durumda kalan İngiltere, Alman Dışişleri Bakanı Zimmerman’ın olduğu iddia edilen bir telgrafı Amerikan istihbaratının eline teslim etmiştir. Bu telgrafa göre Almanya, Meksikalılar ile birlikte Teksas eyaletini Amerikalıların elinden kopartma çalışmalarına girişmiştir. Bu telgrafın kamuoyuna mal edilmesiyle, Amerika, diğer ülkelere göre en çok ölü verdiği I. Dünya Savaşı’na girmiştir.
II. Dünya Savaşı’nda İngiltere gene sıkışınca, Amerika Pasifikte sıkıştırdığı Japonya’nın Pearl Harbour’a saldırısını bahane ederek II. Dünya Savaşı’na girmiştir.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere ile birlikte bugüne kadar gelen uluslararası düzeni kuran Amerika kendi kurduğu sisteme karşı gördüğü her alanda savaşmıştır.
Amerika’nın deniz aşırı savaşlardaki temel stratejisi bir müttefik bulup ona danışman ve silah desteği vererek savaşı yürütmesi olmuştur. Bu tür savaşlara stratejistler ‘vekalet savaşları’ adını vermekteler.
Amerika’nın bu tür bir stratejiyi benimsemesinin nedeni askeri alanda yapılan masrafların gittikçe yükselmesi ve askeri kayıplar karşısında Amerikan Kongresi tarafından yapılan inceleme ve soruşturmalardır. Amerikan ordusu her kaybının hesabını milletine vermek durumundadır. Vekaleten savaş için yanına aldıkları stratejik müttefiklerinde böyle bir sorun yoktur.
Amerika’nın diğer bir stratejisi ise caydırıcılık amacıyla dost ve müttefik ülkelerde üsler bulundurmasıdır. Amerikan üslerinin bulunması bölgeye tehdit oluşturacak olan devletleri caydıracağı düşünülmüştür. Caydırıcılığın yanında söylenmeyen bir başka olgu üslerin bulunduğu devletin bir nevi denetim altında tutulmasıdır. Üslerin bulunduğu ülkeler Amerika’nın stratejik çıkarlarının bulunduğu alanlara kendi çıkarları etkilense bile müdahale edememektedirler.
Kalifornia, Stanford Üniversitesi’ne bağlı bir araştırma kurumu olan Hoover Enstitüsünden bir araştırmacının ortaya koyduğu bilgilere göre, Amerika 1945-60 yılları arasında Avrupa’da 300 bin asker bulundurmuş, bu sayı sonradan 100 bin azaltılmış. 11 Eylül 2001’de Avrupa’da bulunan asker sayısı 75 bin, 2015 sonrası bu sayı 65 bin inmiş bulunuyor. Asya’da Vietnam Savaşından Soğuk Savaşın sonuna kadar 100 bin asker bulundurmuş, 2001’de bu sayı 75 bine düşmüş. Doğu Asya’da ise bu sayı 70 bin kadar 2015’de bu sayının daha da azaldığını söylüyor. Amerika’nın kendi içindeki etkin lobilerin baskısıyla Ortadoğu’da bulundurduğu asker sayısı 330 bin civarında. Obama’nın stratejisi sonucu 2011’de bu sayı 100 bin ve 2012’de bir daha 100 bin azaltılmış. 2015 Haziranında Ortadoğu’daki asker sayısı, Pentagon rakamlarına göre 54 bin 434. Amerikalı araştırmacıya göre şimdilik aktif görevde 1 milyon 300 bin kişiden oluşan Amerikan ordusu 2050 yıllarında 500 bine düşecek gözüküyor. İleriki devrelerde Amerika’nın deniz aşırı üslerinin ortadan kalkacağı öngörülüyor. Yapılan analizler Amerika dışında asker bulundurmanın sıfırlayacağı yönünde.
Amerikan ordusunun irili ufaklı 800 kadar üssünün yıllık maliyeti 100 milyar dolar civarında, Federal Hükümet bütçesi ve diğer sorunlar Amerikan savunma bütçesini zorluyor. Deniz aşırı ülkelerde, havada, karada, deniz piyadeleri hususundaki maliyetler gittikçe artıyor. Askerlik yapıp gene sivil sektöre dönenler iş bulamıyor. Donald Trump’ın silah artırma politikaları da bu gerilemeyi önleyemeyecek gibi. Bu durumda YPG, PKK veya her neyse Amerika için sorunsuz ve ucuz müttefikler. Ortadoğu’da Müslümanı Müslümana kırdırmanın maliyeti çok az. Savaş bittiğinde isteklerini yerine getirir veya getirmezlerse Amerika’yı kim zorlayacak ki.
Şu anda 200 bin Amerikan askeri 177 ülkede müttefiklerinin de desteğiyle varlığını sürdürüyor. Amerika’ya yakın ülkelerde daha çok asker bulunuyor. Örneğin, Almanya’da 35 bin, İtalya’da 12 bin, Japonya’da 23 bin 408, Güney Kore’de 23 bin 468, İngiltere’de 8 bin 500 asker bulunduruyor. Tabii Kuveyt, Bahreyn, Türkiye, Katar ve diğer ülkelerde bulunan üslerinde epeyi asker var.
Amerika’nın bir de ilginç bir düşüncesi var. Amerika’nın huzursuzluk bulunan bölgelerdeki varlığı azaldıkça bu bölgelerdeki çatışmaların artacağını düşünüyorlar. Amerikan barışının ortadan kalktığı yerlerde savaş ve ölüm olacak. Görüşleri bu. Acaba durum tersine gibi mi? Bu önemli bir araştırma konusu. Bu gelişmenin gösterdiği bir başka olay robotik savaşların önümüzdeki dönemde önemli bir yer tutacak olmaları.. Büyük bir savaş durumunda sağ kalanlar ne olduğunu bize anlatırlar diyorum.