Dün 29 Mayıs 2018'di.
29 Mayıs 1993 Cumartesi gecesi Amasyalı Genç ailesinin Solingen kentinin “Untere Werner” sokağındaki aşırı sağcı dört Alman genci tarafından kundaklandı. Irkçılığın ne kadar tehlikeli oluğunu gösteren Solingen Katliamı aradan geçen 25 yıla rağmen hem Almanya'da hem de Türkiye'de unutulmadı. Solingen Katliamı'nda Gülsün İnce (28), Hatice Genç (18), Hülya Genç (9), Saime Genç (5) ve Gülistan Öztürk (12) feci şekilde yanarak yaşamlarını yitirdiler. Genç ailesinin 15 yaşındaki oğlu Bekir Genç ile 3 yaşındaki torunu Güldane İnce ağır yaralı olarak kurtuldu. Üç hafta komada kalan ve bugüne kadar tam 24 ameliyat geçiren Bekir Genç'in tedavisi yıllarca sürdü.
Bu katliamı gerçekleştiren Neo Nazi-aşırı sağcı dört kişi, yargılanıp çeşitli hapis cezalarına çarptırılmışsa da bunlardan ikisi kısa süre sonra iyi halden serbest bırakıldı. Mahkeme ayrıca aşırı sağcı bu dört caniye, olay sırasında vücudunun yüzde 36'sı yanan Bekir Genç'e acı parası ödeme cezası verdi. Ancak bu dört kişiden ikisinin hapiste olması ve bu yüzden paralarının olmaması, iyi halden serbest kalan birinin de parasının olmaması ve diğerinin de nerede olduğu bilinmediği için bu karar uygulanamadı.
Her yıl bu katliamda yitirdiğimiz insanlarımızı anar ve ırkçılığı lanetleriz. Bu yıl anma töreni çok daha anlamlı olacaktı. Solingen kentinin bağlı olduğu Aşağı Ren Vestfalya Eyalet Meclisi’nde gündeme gelecekti anma töreni. Maalesef Yeşiller ve Sol Parti’nin öncülük ettiği ve bazı SPD’lilerin de destek verdiği bir karşı propaganda sonucu bu törenin Eyalet Meclisi’nde yapılması iptal edildi. Gerekçe ise Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu törene katılması idi. Mevlüt Çavuşoğlu’nun seçim propagandası yapacağı iddia edildi. Bu çirkin iddia yüzünden Eyalet Meclisi’nde olması çok daha anlamlı olacak olan anma töreni orada yapılamıyor.
Neyse ki Almanya politikasının en üst düzey temsil edildiği bir şekilde Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katılımıyla Solingen kentinde gerçekleşecek. Dışişleri Bakanımız elbette seçim propagandası yapmaya gelmiyor. Tam tersine AB değerlerine sahip çıkmaya ve ırkçılığı lanetlemeye geliyor. Ayrıca Türkiye’nin ırkçılığa hedef olan vatandaşlarını yalnız bırakmadığı gerçeğini de bir kez daha tüm dünyaya gösterecek.
29 Mayıs 2018 günü Solingen Katliamı kurbanlarımızı anarken maalesef yüreğimiz kan ağlıyor. Çünkü vatandaşlarımız, evleri, dernekleri, işyerleri ya da camileri bugün çok daha fazla Neo Nazilerin ya da PKK terör örgütünün saldırılarına hedef olmakta.
Bu köşedeki yazılarımı takip edenler bu konuda sunduğum istatistikleri ve bizzat gidip yerinde görüp siz okurlarıma aktardığım saldırıya uğrayan vatandaşlarımızın camilerini ve iş yerlerini iyi bilmektedirler.
Hal böyle iken ve Türkiye’de 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan seçimlere katılan tüm partilere yönelik olarak Almanya’da propaganda yasağı olmasına ve özellikle AK Partili bakanların, milletvekillerinin ya da adayların Almanya’da toplantı yapamaması için her türlü önlem alınırken muhalefet partileri seçim toplantıları yapmaktalar.
İşte size bir örneği: CHP 3 Haziran 2018 tarihi için davet etmiş. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Almanya’da Bergisch-Galdbach’ta konuşacakmış. Çok merak ediyorum, acaba Alman makamları CHP’nin bu toplantısına nasıl tepki gösterecekler acaba diye. Şimdiye kadar çok sayıda CHP toplantısına göz yumdular. Bakalım bu sefer ne olacak?
Ancak daha vahimi ise Türkiye’de onbinlerce insanın katlinden sorumlu ve son zamanlarda Almanya’da camilere ve derneklere ya da Belçika’da olduğu gibi Türklerin yoğun yaşadığı semtlere saldıran PKK terör örgütünün HDP için seçim propagandası yapıyor olması.
Son olarak geçtiğimiz cumartesi günü Almanya’nın Köln kentinde yapılan miting açık bir şekilde PKK terör örgütü organizasyonuydu. Türkiye’nin miting öncesi sert tepki vermesi sonucu Köln polisi son dakikada bu mitingde HDP’li milletvekillerinin ya da adaylarının konuşmasını engelledi. Ancak diğer konuşmacılar tarafından da açık bir şekilde HDP propagandası yapıldı. Hatta PKK terör örgütü sempatizanlarının şaşırıp yanlışlıkla terör örgütü propagandası yapmamaları için de açık bir şekilde miting görevlileri tarafından, “Bugün sadece HDP’ye destek sağlamak için buradayız. HDP bayrakları dışında herhangi bir örgüt ya da başka semboller kullanılmasın” uyarıları da yapıldı. Bu bile bu mitingin arkasında hangi örgütün olduğunu kanıtlamaya yetti.
Gördüğünüz gibi maalesef sadece AK Parti’nin hedef alındığı bir çifte standart yaşamaktayız.
Almanya’nın eğer bir yasak kararı varsa bu tüm partiler için geçerli olmalı. Pratikte öyle olmadığını üzülerek görmekteyiz. Almanya’da yaşamakta olan Türkiye kökenli Almanyalılar da bu durumu üzüntüyle ama aynı zamanda kızgınlıkla izlemekteler. Bu yapılanlar onları daha da kararlı bir hale getirmekte. Bu seçimde özellikle Almanya’da AK Parti’ye yönelik uygulanmakta olan yasağın AK Parti oylarını arttırmakta olduğundan kimsenin şüphesi olmasın.