Türkiye'nin terör örgütleri PKK- PYD ve DEAŞ'a yönelik olarak başlattığı Barış Pınarı Harekatı'nın ardından kim dost kim düşman ortaya döküldü.
Ülkemiz terör örgütlerine operasyon yaparken sanki karşımızda bir devlet varmış gibi açıklama yapanlar yıllardır Türkiye karşısında kullandıkları PKK’nın yanında yer aldılar.
ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkeler ile birlikte Arap Birliği ve AB’nin de Türkiye karşıtı açıklamalarının yanı sıra Yemen’de birbiri ile çatışan İran ve Suudi Arabistan’ın Türkiye karşıtı blokta yan yana durmasıysa hayli ilginçti.
Terör koridorunun temizlenmesi ve bölgeye huzurun gelmesinin hedeflenmesi karşısında harekatı ‘istila’ olarak tanımlayan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebul Geyt’in bu küstah açıklamasının yanı sıra Avrupa Birliği harekatın bir an önce sonlandırılması gerektiğini belirtti.
Trump’ın birbiri ile çelişen açıklamaları iç siyasete yönelik olarak yorumlanırken son olarak Türkiye'ye büyük yaptırımların geldiğini duyurması ile birlikte Avrupalı yetkililer, önümüzdeki hafta Türkiye'ye yaptırım konusunu masaya yatıracakları açıkladılar.
Türkiye’de, harekata karşı olarak açıklama yaptığı iddia edilen ülkelerden en dikkat çekici olan Filistin’di. Ancak Filistin'den yapılan açıklamada bu iddialar yalanlandı ve "Filistin, Suriye'nin kuzey sınırında olanlara dair hiçbir açıklamada bulunmadı, bulunmayacak" denildi. Ayrıca Filistin halkı ve Hamas’ın Türkiye’nin yanında olduğu vurgulandı.
Liderler arasında açıklamasıyla en çok tepki çeken isim ise KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı oldu.
Akıncı’nın "1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir" sözleri eleştirildi.
Daha sonra Nagehan Alçı’ya yaptığı açıklamada Akıncı sözlerinin çarpıtıldığını söyleyerek “Türkiye’nin terör belasından kurtulmasını istemeyen var mı Kıbrıs’ta? Elbette bunu istiyorum.” dedi. (Akıncı yaptığı ikinci bir açıklama ile da sözlerinin çarpıtıldığını tekrarladı.)
“Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili de aynı şeyi söylediği belirten Akıncı, kast ettiğinin PKK ile diyalog olmadığını belirtti.
Akıncı Türkiye ile Suriye arasında en kısa zamanda diyalog ve diplomasi kanalları açılsın istiyormuş. Yalnızca Suriye değil AB ile Mısır ile de!
İyi de bahsedilen ülkeler ile diyalog ve diplomasi kanalları ne için kapatıldı?
Akıncı, Suriye’de kendi halkını katleden Esed rejimi ile Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi darbe ile deviren ve hazin bir şekilde yaşamını yitirmesine sebebiyet veren, darbenin karşısında duran Mısırlıları öldüren, idam ettiren Sisi ile mi diyalog kurulmasını istiyor?
Dünyanın dört bir yanına yardıma koşan devletimizin yaptıklarını görmeyip operasyonu savaş olarak niteleyen Akıncı aynı zamanda unutmamalıdır ki 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile TSK, Rumların baskı ve zulmüne son vermişti.
O süreçte de barış görüşmeleri yapılmış ama uzlaşmanın mümkün olmadığı kesinleşince harekat yapılmıştı.
O nedenle bugün ne mutlu bu mücadeleyi yapanlara demesi, lafını evirip çevirmeden, sonradan da yanlış anlaşıldım demeden net bir dille PKK- PYD terörü karşısında Türkiye’nin haklı mücadelesinin yanındayım demesi gerekmez mi?