Yıllardır küresel aktörlerin güç mücadelesi yaptıkları ve adeta sırayla işgale çalıştıkları Afganistan; Türkistan, Çin, Hindistan ve İran'ı birbirine bağlayan yolların düğüm noktasını teşkil eden özelliği ile jeopolitik açıdan "dünyanın damı ve kalpgâhı" olarak kabul görmektedir.
Yıllardır küresel aktörlerin güç mücadelesi yaptıkları ve adeta sırayla işgale çalıştıkları Afganistan; Türkistan, Çin, Hindistan ve İran’ı birbirine bağlayan yolların düğüm noktasını teşkil eden özelliği ile jeopolitik açıdan “dünyanın damı ve kalpgâhı” olarak kabul görmektedir.
İran ile başlayan istila hamleleri Büyük İskender ile devam etmiş, İskender’in bu bölgeye yerleştirdiği Helenler’den oluşan “Greko-Bactirana” adlı yaşamına bir yüzyıl devam edebilecek bir devlet dahi kurulan bu coğrafya; Hindistan, İngiltere, Rusya başta olmak üzere aralıksız işgaller nedeniyle ülke bütünlüğünü sağlamakta ve istikrara kavuşmakta başarılı olamamıştır. Özellikle İngilizlerin işgali ile emperyalizmin acı yüzü ile tanışan Afganistan’da, İngilizlerin uyguladıkları siyasete karşı bağımsızlığa kavuşmak maksadıyla başlatılan direniş sonucu yüz binlerce gencini kaybetmiş ve batılı ülkelere karşı halen devam etmekte olan nefretin temelleri güçlü bir şekilde atılmıştır. İngilizlerin yürüttüğü bu siyaset sonrası, merkezi hükümetin etkisi kaybolmuş, aşiret ve din adamlarının konumları güçlenmiştir.
"Afganistan'da süren iç savaşın fitilini ateşleyen İngiltere'dir"
Bugün Afganistan’da süren iç savaşın alt yapısını hazırlayan, bağımsız bir Afganistan için her türlü zorluğu çıkaran, engeller koyan ve fitilini ateşlediği, sürekli üzerine benzin dökerek alevlendirdiği savaşın sona ermesi için kılını bile kıpırdatmayan İngiltere’dir. Rusya’nın da katkısı çoktur elbet ve ardından ABD.
Bu güçler adeta gün yüzü göstermemişlerdir Afganistan’a. Ancak, hiçbiri başarılı olamamıştır bu emperyal güçlerin. ABD’nin Kabil Hükümetini bir kenara koyarak daha önce terör örgütü listesine aldığı, baktı olmuyor yine bir gecede bu listeden çıkardığı, ülkenin büyük bir kısmına hakim olan Taliban ile görüşmesi çaresizliğin zirve noktası olarak adlandırılabilir. Epeydir devam eden görüşmelerde halen ufukta görünen barış söz konusu değildir. ABD, NATO ve Birleşmiş Miletleri de arkasına alarak sözde barış ve demokrasi getireceği ülkelerden birinde daha yenilgi ile tanışmıştır. Biden, bunu itiraf etmektedir zaten. Artık demokrasi getirmek için güç kullanmak tercihimiz olmayacak, sonsuz savaşa son vereceğiz, kuvvetlerimizi çekeceğiz derken adeta ABD askeri ve politik gücünün Irak’tan sonra bir kez daha yenildiğini ilan etmektedir.
Arkalarında bıraktıkları Irak örneğinde olduğu gibi kan, gözyaşı ve yoksulluk olmaktadır.Bugün Afganistan İnsani Gelişmişlik Endeksinde Dünya'da son sıralarda yer alıyorsa bu İngiltere, Rusya ve ABD’nin eseridir.
"ABD, Vietnam gibi yeni bir bataklığa saplanmış gibir"
Vietnam Savaşı'nın başarısız olduğuna ilişkin gizli belgeleri yayımlayan ilk medya kuruluşlarından olan Washington Post, ABD'nin 2002'den bu yana işgal ettiği Afganistan'da savaşta doğrudan rol oynamış, yetkili, general ve diplomatların görüşlerinden oluşan 2 bin sayfalık belgeyi açıklamıştır.Bu belgeler, “Afganistan’da işlerin yolunda gitmediğini ve bataklığa saplandıklarını, kamuoyu ile paylaşılan verilerin kasıtlı olarak hatalı verildiğini,Afganistan’ı anlamadıklarını,yanlış strateji yürüttüklerini” göstermektedir.2500'ün üzerinde askerini kaybeden ABD,Vietnam gibi yeni bir bataklığa saplanmış gibidir.1 trilyon doları bulan maliyeti ile savaş alçak yoğunluklu olarak sürmektedir.
Taliban ile ABD arasında ve dolayısı ile Kabile hükümeti arasında mutabakat sağlanmaması diğer akbabalara-Rusya,İran,Çin- fırsat yaratmış gibi.Başarısız olunsa da Taliban yine ABD’ye karşı eylemlere başlasın,ABD başarısız kalmaya devam etsin ve bizlere yeni alanlar açılsın diye ellerini ovuşturmaktadırlar.
Diğer taraftan güvenilir denilebilecek bazı ABD haber kuruluşlarının, ABD askerleri ve koalisyon güçlerine saldırılar düzenlemeleri için Rus ajanlarının Taliban'a para teklif ettiğine, bazı operasyonlarda bu paranın koalisyon güçleri tarafından ele geçirildiğine, hatta bazı ABD askerlerinin bu şekilde düzenlenen saldırılar sonunda ölmüş olabileceğine dair bilgiler paylaşan istihbarat kaynaklarına yer veriyor olması batıya karşı bulanık /gri savaş yürütmekte olan Rusya’nın azalan ABD etkisinin karşı girişimleri olarak düşünülebilir.
"İstanbul'da gerçekleştirilecek barış görüşmeleri önemlidir"
Son beş yılsa sivil ve asker yaklaşık 40 bin kişinin yaşamını yitirdiği Afganistan’da batılı ülkelerin Afganistan’ın özgün koşullarını dikkate almadan oluşturmaya çalıştıkları devlet modeli başarıya ulaşamamıştır.Zaten merkezi olan yönetim daha da merkezi hale getirilmiştir.Bugün Afganistan iç dinamikleri bakımından "Başarısız Devlet" olarak görülse de bunda en büyük payın söz konusu dış aktörlerde olduğu bir gerçektir.1979 yılında Sovyet işgaline kadar iç savaşın yaşanmadığı bu ülke bugün kan ve gözyaşının eksik olmadığı bir sarmal içinde çıkış yolu aramaktadır.
Barış görüşmelerinin çıkmaza girmesi ve Taliban tarafından bu konuda ilerleme sağlanamaz ise ABD askerlerine yönelik saldırılarına başlayacağı açıklaması güvenliği daha kırılgan hale getirme çabalarının yanısıra ABD’yi başarısız kılma girişimleri olarak da değerlendirilebilir.
Bu nedenle,İstanbul'da gerçekleştirilecek barış görüşmeleri son derece önem taşımaktadır.Türkiye-Afganistan ilişkilerinin geçmişi ve bugünü, Türkiye’ye bu fırsatı vermektedir.Bu girişimin sonuca ulaşmasının Türkiye-ABD ilişkilerine yansıması da olumlu olacak,NATO nezdinde ülkemizin itibarı artacaktır.