“Ülkeler yan yana gelemedi fakat dünya yazarları Duhok’ta gönülden buluştu” diyordu Duhok Valisi Ali Teter…

Duhok Kültür Festivali kapsamında yer alan 7.Uluslararası Yazarlar Buluşması 3-4 Ekim’de Duhok’ta düzenlendi. Avrupa ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve daha pek çok ülkeden 130 yazarın buluşmasına vesile olan 7.Uluslararası Yazarlar Buluşması’nın onur konuğu İsmail Beşikçi idi.
Türkiye’den birlikte davetli olduğumuz İsmail Beşikçi yaşanan uçuş iptalleri sonucu organizasyona katılamasa da salonda yapılan konuşmalarda ismi sık sık zikredildi ve kendisine takdim için hazırlanan Onur Nişanı gıyabında verildi.
Kürt Yazarlar Birliği Başkanı Hasan Slawani’nin tertiplediği buluşmanın kapsamında gerçekleşen panellerde konuşan dünya yazarları “kalemlerinin” hikayelerini, zorluklarını, güzelliklerini, misyonlarını, dününü, bugününü aktardılar ve dinleyicilerden gelen soruları yanıtladılar. Kimi yazar konuşmasıyla güldürdü, kimi düşündürdü kimi de geçmişte yaşanan yönetimsel sorunları anlatırken hüzünle gözleri ıslattı.
Kürt Yazarlar Birliği Başkanı Hasan Slawani de yaptığı açılış konuşmasında yazar kimliğinin önemine ve yazarların daha fazla birlikte olması gerektiğine değindi.
Salonda yapılan tüm konuşmalar birbirinden değerli saptamaları aktarıyordu salondakilere. Dünyanın farklı noktalarından gelen kalemlerin etkisiyle dinleyiciler de halinden oldukça memnundu.

Tüm konuşmaların yanı sıra kendisinin de yazar kimliğine sahip olduğunu bildiğim Duhok Valisi Ali Teter’in yaptığı konuşma “geçmişi ve bugünü” anımsamak adına ayrı bir öneme sahipti.
“Kalbimiz ve kapımız dünyadaki tüm Kürtler ile birlikte herkese açık” diyen Teter’in konuşmasının özeti şöyleydi:
“Dünyanın herhangi bir noktasında yaşanan tüm iyilikler ve kötülükler tüm insanlığa yansıyor. Nasıl ki Rusya-Ukrayna savaşı ile gıda krizini ve Çin’de ortaya çıkan bir virüs ile pandemiyi yaşadıysa dünya ortaya çıkan iyilikleri de hep birlikte yaşıyoruz. Yazarlar ortaya çıkan tüm olumsuzluklara karşı durmalı, iyiliklere de sahip çıkmalı. Siyasetçilerin yan yana gelmesini bekleyemeyiz fakat yazarlar dünya için yan yana gelmeli. Yaşanan her sorundan ve mutluluktan yazarlar sorumludur siyasetçiler değil…
Bu toprakların şu an demokrasinin merkezi olduğunu ve geçmişte yapılan baskıları unutmamak gerekiyor. İnsanları baskılamanın ve şiddetin çözüm olmadığı görüldü çünkü baskılar sonucu toplumlar volkan misali patladı.
Irak’ta savaşı, zulümleri, çatışmaları, kimyasal bombaları, yoksulluğu ve daha pek zorluğu yaşadık. Sonuçta ne oldu? İnsanlar patladı çünkü diyalog ve demokrasi olmazsa sorunlar ortaya çıkar… Dini, dili, rengi, mezhebi ne olursa olsun herkes insandır ve insanlık her şeyden önce gelmelidir…”

20 Ekim’de seçime hazırlanan Irak Bölgesel Yönetimi sınırları içerisindeki tüm şehirler tamda Duhok Valisi Ali Teter’in konuşmasında olduğu gibi “demokrasi kokulu” şimdi.
Laf aramızda Türkiye olarak bizim de uzun zamandır her alanda unuttuğumuz-uygulamadığımız “saygı” kavramını Duhok ve Zaho sokaklarından yansıyan demokrasi görüntüleri ile anımsadım ve çok hoşuma gitti. Gördüğüm kaldırımlar, orta refüjler, köprüler, binalar, caddeler, ağaçlar belki de yüzbinlerce irili ufaklı afiş ve posterle dolu olmasına rağmen kimseler elini bile sürmüyordu saygıdan…