Arkadaş bu ülkede Genelkurmay Başkanı'na komplo kurulup hapse atıldı. Bir sürü masum adam yıllar boyu damlarda süründürüldü. Hala tutuklu yargılanan gazeteciler var.
Buna karşılık tek başarısı ısrarla aynı konuda dedikodu yapmak olan bir hanımefendinin neredeyse "Magazin kahramanı" olarak heykeli dikilecek.
Nedir bu rezalet Allah aşkına. İnanın utanıyorum. Kameralar eşliğinde hapse girilmesinden, bunun gündem olmasından, bırakın bunları böyle bir konuyu eleştirmek için bile yazı yazıyor olmaktan utanıyorum. Üstelik hanımefendinin eski avukatının açıklamalarından, ısrarla hapse girmek istediği anlaşılmışken.
Bu eften püften konudan mağduriyet çıkarılmasından ve eziyet gören kadınları korumak için çıkartılmış bir yasanın kötüye kullanılmasından utanıyorum.
Seren Serengil'in 3 günlük 'tatil hapsi'ne girmesine yol açan olay neydi? Gülben Ergen "Kimle birlikteymiş" laklakası. Gülben Ergen, evli bir adamla ilişki yaşıyormuş. Eee. Yani. Bu mu 'magazin ölçekli toplumsal kamplaşmaya' yol açan olay? Sonrasında bu işe başka bir magazin figürü Yeşim Salkım katıldı. Onun derdi de yıllar evvel boşandığı Hakan Uzan. Ve Seren Serengil. O da Yeşim Hanım tarafında. Bir taraf saldırırken nasıl kararlı ve acımasız ise, diğer taraf da son derece iyi düşüncelerle oluşturulmuş bir yasanın kötüye kullanımı yüzünden sinsi.
Hatırlayın bu yasa ne için çıkmıştı? Eşinden şiddet gören kadınlara koruma sağlayacaktı. Kadın cinayetlerinin önüne geçilecekti? Sanki adam öldürmeyi kafasına koymuş biri üç günlük zorlama hapsinden korkarmış gibi. Ne yani beline silahı koymuş öldürmek için karısını arayan adam "Dur şu uzaklaştırma kararı bitsin öyle öldüreyim. Hapis cezam 3 gün uzamasın" mı diyecekti?
Bu yasal korumaya başvurmak sadece beyana dayalı olduğundan hakimlerde daha sonra "uzaklaştırma kararı verilmediği için öldürüldü" haberleriyle anılmak istemediğinden hemen her başvuruyu kabul ettiler.
Ve bu kararlar hiç bir işe yaramadı maalesef. Sadece magazin laklakalarında malzeme oldu.
Elimizde ise yine devam eden kadın cinayetleri ve hapse girmeye çalışan Seren Serengil kaldı.