Değirmen Taşı misali şu Irak; önüne çıkanı öğütüyor çıkmayanı ise gürültüsü ve curcunası ile canından bezdirip uzaklara kaçırıyor…
Değirmen Taşı misali şu Irak; önüne çıkanı öğütüyor çıkmayanı ise gürültüsü ve curcunası ile canından bezdirip uzaklara kaçırıyor…
Son yıllardaki bol aksiyonlu halleriyle 26 Mart’a hazırlanıyor şimdilerde Irak…
Çok enteresan bir yapıya sahip Irak’ta “düzelsin diye” yapılan tüm çalışmalar, söylemler ve geliştirilen stratejiler maalesef her geçen gün her şeyin daha da kötüye gitmesine sebep oluyor… Irak’ta herkes şikayet ediyor fakat kimseler “ülkem” deyip ortak çözüme varım demiyor…
Zengin ve fakir arasında uçurum giderek artıyor… Bir kesim hiçbir şey yapmadan milyon ve hatta milyar dolarlara sahip olurken, halk günlük birkaç dolara yaşamaya çalışıyor… Adalet, demokrasi, vicdan, merhamet, eşitlik, yasalar pek tanınmıyor… Ve Ortadoğu genelinde olduğu gibi “her şey her geçen gün daha da kötüye gidiyor” Irak’ta…
Şimdi gelelim mevcut Irak tablosuna göre Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yorumlamaya… Bir süre önce birkaç isim belirmişti Cumhurbaşkanlığı için fakat kısa zamanda bu isimler üzerine zikredilen suçlama söylemleri adayların geriye çekilmesine sebep oldu… Şimdi yeni isimler zikrediliyor…
Irak’ta şu an en büyük sorun başlığı şu; Şii-Şii ve Kürt-Kürt anlaşmazlığı… Şiiler, İran’ın desteklediği Haşdi Şabi’ye yakın olanlar ve Sadr Gurubu üzerinden ayrışırken Kürtler de KDP ve KYB üzerinden bölünüyor…
Şii-Şii ve Kürt-Kürt çekişmesi şu an itibariyle sadece Sünnilere yaramış görünüyor… Sünniler blok olarak Kürt-Kürt, Şii-Şii çekişmesinden uzak Türkiye’nin tavsiye ettiği “huzur ve Irak’ın bütünlüğü” çerçevesinde ilerliyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamis Hançer ve Muhammed Halbusi ile gerçekleştirdiği görüşmeler Sünniler açısından “birlikte hareket etme” konusunda önemli bir milat oldu ve kenetlenme elde edilmesini sağladı…
Bu konuda Türkiye Dışişleri Bakanlığı kademelerinin özellikle de Bakan Çavuşoğlu’nun da rehberliği ve sıklıkla gerçekleştirilen istişareler çok önemli bir yere sahip…
Şiiler, Kürtler, Sünniler başlığıyla birlikte önemli bir başlık olarak Türkmenler de var Irak’ta… Iraklı Türkmenler mümkün olduğunca Şii-Sünni ayrışmasına girmeden birlikte yol alma konusunda anlaşmaya başladı… Bu durum henüz istenen seviyede olmasa da ITC’nin bir önceki Başkanı ve Bağdat Milletvekili Erşat Salihi’nin çabaları değerli... Bağdat’ta yürütülen kulis çalışmaları ve ikili görüşmeler sonucunda Türkmenler şu başlık altında toplanıp Bağdat yönetimine karşı bir baskı unsuru oluşturmaya başladı; Türkmenler arasında kabul gören bir isme etkili bir bakanlık verilmesi…
Kulis bilgilerine göre Din Adamı Mukteda Sadr ve diğer Şii-Sünni siyasi kanatları yürütülen görüşmeler sonucunda Türkmenlere talepleri doğrultusunda destek vereceklerinin sözünü verdi…
Önümüzde Irak için önemli bir tarih olarak 26 Mart var…
26 Mart’ta Irak Parlamentosu Cumhurbaşkanını seçecek… Ve bu seçimin önündeki en büyük sorun Şii-Şii çekişmesi…
Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Seçiminde 220 milletvekili hazır bulunmalı ve şimdilik bu sayının sağlanması muallakta çünkü Haşdi Şabi’ye ait El Fetih listesi anlaşamadıkları takdirde meclise gelmeme kararı alacak…
Irak Anayasasına göre Cumhurbaşkanı Parlamentoda seçildikten sonra mecliste en fazla sayısı olan grup Başbakan ismini belirleyecek ve bu kez o isim üzerinde oylama yapılacak…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında gerçekleşecek Başbakanlık için Din Adamı Mukteda Sadr’ın akrabası olan Cafer’i Sadr’ın ismi kulislerde ciddi anlamda konuşuluyor…
Cafer-i Sadr’ı destekleyen Sadr Gurubu’nun etkisini ve diğer guruplarla olan diplomatik tavırlı ilişkilerini düşünürsek Irak Başbakanlık seçiminde Sadr Gurubu’nun yürüteceği “kulis anlaşmalarının” etkili olacağı öne çıkıyor…
Özetle Irak’ta hareketli ve önemli günler yakındır… Bu önemli süreçte Türkiye’yi sahadaki güçlü terörle mücadele başarısının Irak siyasetine moral ve motivasyon kaynağı olması da bekleniyor…
Zira Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşan Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in samimiyetle zikrettiği “Irak demokrasiyi daha önce hiç görmedi bu sebepten demokrasiyi bilmemekle birlikte öğrenmeye çalışıyor” cümlesi Türkiye’nin denge ve etki varlığına Irak’ta ne denli ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor…